Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz
Yükleniyor...
Araştırma projeleri
Organizasyon Birimleri
Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü
İbn Haldun Üniversitesi Hukuk Fakültesi, hukuk ve adalet bilincinin toplumda yaygınlaşmasına hizmet edebilecek, ulusal ve uluslararası hukuk alanında yaşanan gelişmeleri yorumlayıp değerlendirebilecek, fikrî bağımsızlığa sahip, çokdilli, küresel rekabet ortamında başarı sağlayabilecek ve Türkiye'yi uluslararası alanda temsil edebilecek hukukçular yetiştirmeyi hedeflemektedir.
Adı Soyadı
Yeliz Bozkurt Gümrükçüoğlu
İlgi Alanları
İş Hukuku, Sosyal Güvenlik Hukuku, Sendika, Toplu İş Hukuku, Kişisel Verilerin Korunması Hukuku
Kurumdaki Durumu
Aktif Personel
14 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 14
Yayın Yapay zekânın i̇şe alım süreçleri̇nde kullanımı ve algori̇tmi̇k ayrımcılık(Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2023) Gümrükçüoğlu Bozkurt, Yeliz; Yakacak, Gülnihal Ahter; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Yakacak, Gülnihal Ahter; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüAlgoritmik ayrımcılık, algoritmaların bir sonucu olarak bireyler veya gruplar tarafından deneyimlenen her türlü farklı muameleyi veya etkiyi ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Hali hazırda mevcut ayrımcılık temellerine dayalı sebeplerle gerçekleşen ayrımcı davranışların yapay zekâ araçları vasıtasıyla daha sistematik, düşük maliyetli ve anlaşılamaz biçimde ortaya çıkması mümkün hale gelmiştir. İşe alım süreçleri de algoritmik ayrımcılık örnekleri ile sıkça karşılaşılan alanlardandır. Bazı hallerde işverenin bilinçli kararlarına dayanabileceği gibi bazı durumlarda işverenin ve hatta yapay zekâ aracını geliştirenin bilgisi dışında ortaya çıkması mümkündür. Gelinen noktada teknolojik gelişmelere karşı durabilmek mümkün olmasa da insan hakları ile uyumlu kullanımını sağlamak gerekmektedir. Yapay zekanın mevcut işlere etkileri düşünüldüğünde, istihdama giriş sürecinde bireyin temel haklarının korunması giderek artan bir önem arz etmektedir. Gerekli tedbirler geliştirilmediği takdirde bireylerin sistematik ayrımcılığa maruz kalması, hatta öjenik anlayışla işçi adaylarının seçimi mümkün olabilecektir. Dijitalleşmenin panaptikonunda bireyin ayrımcılığa uğrama riskini artıran özel nitelikli kişisel verilere erişim hızı ve kolaylığı acil tedbir ihtiyacı doğurmaktadır.Yayın Arabuluculukta iletişim(Eğitim Yayınevi, 2023) Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Yakacak, Gülnihal Ahter; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Yakacak, Gülnihal Ahter; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüKişiler arasındaki menfaat çatışmaları ve bunları çözmek için kullandıkları araçlar insanlık tarihi kadar eskidir. Tarih boyunca, çıkar çatışmalarını çözmek için çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Bu yöntemler genellikle toplumların kendi dönemlerinin sosyal, kültürel ve teknolojik özelliklerini yansıtmaktadır. Bunlardan bazıları şiddet içerebilirken, bazıları uzlaşı esasına dayanmaktadır. Örneğin, Orta Çağ’da başta Avrupa Merkezli birçok toplumda işkence/çile (trial by ordeal3) (Robertson, 1926, s. 70) veya düello yöntemi (trial by combat4)(Neilson, 1891, s. 1) ile çatışma çözümü yaygınken, modern hukuk sisteminde ise çatışmaların çözümü yargılama üzerine kuruludur. Çatışmanın yaygınlığı ve genellikle bununla ilişkili duygusal, fiziksel ve diğer etmenler nedeniyle, insanlar her zaman farklılıklarını barışçıl bir şekilde ele almanın yollarını aramışlardır. Günümüzde uyuşmazlıkların çözümü için çoğunlukla mahkemeler tercih edilmektedir. Mahkemelerde yapılan yargılamalarda, bağımsız ve tarafsız hakimler, çatışma yaşayan taraflar hakkında yazılı ve yazısız hukuk kurallarına göre vermek zorundadır…Yayın Toplu iş hukuku(Beta Yayınevi, 2023) Tuncay, Aziz Can; Savaş Kutsal, F. Burcu; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü[No Abstract Available]Yayın COVID-19 pandemisi gölgesinde yıllık ücretli izin hakkı ve uygulaması(İnönü Üniversitesi, 2021) Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Savaş Kutsal, F. Burcu; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüModern zamanların en ciddi insani, ekonomik ve sosyal krizini yaşadığımız bu günlerde, iş ilişkileri de bundan nasibini almıştır. Sadece ülkemizde değil dünya genelinde salgın nedeniyle üretim faaliyetleri ciddi yavaşlama göstermiş, birçok sektör ağır hasar görmüştür. Yaşanılan olumsuzlukları en aza indirmek ve muhtemel hak kayıplarını önlemek amacıyla alınan idari, hukuki ve mali önlemlerin yanı sıra işçi ve işverenler de taraflarını teşkil ettikleri iş ilişkilerinin devamını sağlamaya yönelik birtakım çarelere başvurmuşlardır. Bu kapsamda uygulamada sıklıkla başvurulan çarelerden biri de yıllık ücretli iznin pandemi ile mücadele aracı olarak kullanılması olmuştur. İlk bakışta işletmeler ve hükümet kaynakları üzerindeki ekonomik etkiyi azaltan ve her iki tarafın da menfaatine uygun bir çare ile karşı karşıya olunduğu izlenimi hasıl olsa da durum gerçekten böyle midir? Çalışmamızda, söz konusu yöntemin hukuka uygunluğu, yıllık ücretli izin kurumunun hukuki temeli, amacı ve işlevi ışığında öğretideki görüşlere, Fransız ve Alman Hukuku uygulamalarına ve ILO’nun konuya yaklaşımına yer verilmek suretiyle incelenmiş, böylelikle sorunun cevabı verilmiştir.Yayın İş hukukunda uzman arabuluculuk(Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı, 2023) Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Civan, O. Ersun; Manav Özdemir, Atike Eda; Savaş Kutsal, F. Burcu; Evcimen, Ahmet; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüAlternatif uyuşmazlık çözüm yollarından biri olan arabuluculuk, esasında öteden beri var olan, özünde uzlaşma kültürünü barındıran ve geçmişimizde de uygulanan bir sistemdir. Ahilik teşkilatı 800 yıl öncesinden başlamak üzere esnaflarımız arasında barışa katkı sağla-mıştır. Ülkemizde ise 2013 yılında ihtiyari olarak uygulanmaya başlanan ve uyuşmazlıkla-rın daha az masrafla ve daha hızlı sürede çözümlenmesini sağlayan bir alternatif uyuşmazlık yöntemi olan arabuluculuğun son yıllarda farkındalığı artmış ve kullanımı yaygınlaşmıştır. 2018 yılında öncelikle iş uyuşmazlıklarında, 2019 yılında ticari uyuşmazlıklarda ve son olarak 2020 yılında tüketici uyuşmazlıklarında dava şartı sisteminin getirilmesi ile birlikte, uyuşmazlıkların taraf iradelerine uygun olarak, kazan-kazan esasına dayalı bir biçimde çö-zülmesi ve mahkemelerdeki dosya yükünün azaltılmasının yanı sıra arabuluculuğun vatan-daşlarımız ve iş dünyası nezdinde benimsenmesi sağlanarak ülkemizde uzlaşı kültürünün oluşturulmasına da önemli ölçüde katkı sunulmuştur. Öte yandan; hukuk sistemimizde dava şartı arabuluculuk sisteminin yaygınlaştırılması, uyuşmazlıkların türüne göre ilgili alanlarda uzman arabulucular desteğiyle çözümlenmesini gerekli kılmıştır. Arabuluculuk uygulamasında bir karar mercii olmamakla birlikte arabulu-cunun görev aldığı uyuşmazlık alanında uzmanlığa sahip olması, taraflar bakımından olduğu kadar arabulucunun kendisi bakımından da faydalı olacak, özellikle tarafların tıkandığı nok-tada olumlu ve yapıcı bir çözüm önerisi geliştirmesine ve arabuluculuk sürecinin anlaşma ile sonuçlanmasına yardımcı olacaktır. Bu amaçla; öncelikle iş hukukunda uzman arabulucu uygulamasına geçilmiş, iş uyuşmaz-lıklarında görev alabilmek için söz konusu alanda gerekli eğitimleri almak arabulucular için ön şart haline getirilmiştir…Yayın Covid-19 pandemisinin Türk sosyal güvenlik hukuku açısından güncel değerlendirilmesi(Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, 2022) Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Savaş Kutsal, F. Burcu; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüCovid-19 Pandemisinin ortaya çıktığı ilk günlerden beri sigortalının çalışırken veya çalışma koşulları nedeniyle enfekte olması durumunda yararlanacağı sigorta kolunun tespiti gerek öğreti gerekse uygulamada farklı görüşlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Zira bu hastalık niteliği gereği toplumun geneli bakımından risk oluşturmakla birlikte, belirli meslek grupları veya belirli işyerlerinde çalışanlar bakımından daha yüksek risk oluşturabilmektedir. Bununla birlikte, virüsün ne zaman, nerede ve kimden bulaştığının tespiti güçtür. ILO tarafından meslek hastalığı yahut iş kazası olarak tanınması tavsiye edilmiş, farklı sosyal güvenlik sistemlerinde farklı sigorta kolları kapsamında değerlendirilmiştir. Sigortalı bakımından Covid-19’un hastalık, iş kazası veya meslek hastalığı sigorta kollarından hangisi kapsamında değerlendirileceği gerek yararlanma koşulları gerekse sağlanacak yardımlar bakımından önem taşımaktadır. Ülkemizde konuya ilişkin özel bir düzenleme yapılmamış olup çeşitli idari işlemler ve kararlarla problem çözümlenmeye çalışılmıştır. Ancak, kanaatimizce yeterli bir çözüm sunulmadığı gibi yeni tartışmalar da gündeme gelmiştir. Çalışmamızda öncelikle söz konusu idari işlem ve kararlara yer verilerek güncel durum tespit edilmeye çalışılacak, ardından öğretideki görüşler ve karşılaştırmalı hukuktan da yararlanılarak, görüş ve tespitlerimize yer verilecektir.Yayın COVID-19 pandemi döneminde home-office uygulamasına ilişkin Türk ve Alman Hukuku’nda mukayeseli bir değerlendirme(İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüCovid-19 ile mucadele surecinde dijitalleşme onemli bir enstruman halini almış olup hem ozel sektor hem de kamuda kurumların işlevlerini yerine getirebilmesine hizmet eden bir arac olarak gorulmeye başlamıştır. Pandemi oncesinde de dijital cağın imkanlarından yararlanarak kısmen veya tamamen uzaktan calışma yontemleri kullanılsa da gerek işci gerekse işverenlerin buyuk bir bolumu bu imkan ve calışma yontemi ile ilk defa pandemi doneminde tanışmıştır. Zira olağan donemde iş gorme edimini işyerinde ifa eden calışanların uzaktan calışma sistemlerine gecirilmesiyle, pandeminin calışma hayatında yarattığı olumsuz etkiler giderilmeye ve sosyal izolasyon sağlanmaya calışılmıştır. Home-Office calışma, Turk Hukuku ve mukayeseli hukuk bakımından yeni bir kavram olmamakla birlikte, pandemi donemiyle birlikte halihazırda bu yontemle calışmayan işcilerin de Home Office calışmaya gecirilmesi ile ceşitli guncel hukuki tartışmaların konusu olmuştur. Calışmamızda, Covid-19 donemi ozelinde, gecici bir şekilde başvurulan Home-Office calışma ile sınırlı olarak, pandemi donemi ve sonrasında ortaya cıkabilecek hukuki soru ve sorunlara, Turk ve Alman Hukuku’ndaki genel prensip ve duzenlemeler cercevesinde yanıt bulunmaya calışılacaktır.Yayın İş sözleşmesinin taraflardan birinin ölümü ile sona ermesine bağlanan hukuki sonuçlar üzerine genel bir değerlendirme(Süleyman Demirel Üniversitesi, 2024) Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüTaraflardan birinin ölümünün iş sözleşmesinin akıbetine etkileri ve buna bağlı olarak ortaya çıkan hukuki sonuçların belirlenmesinde çeşitli hukuki soru ve sorunlarla karşılaşılmaktadır. Kural olarak, işverenin ölümü halinde iş sözleşmesinin varlığını sürdürdüğü, işçinin ölümünde ise sona erdiği kabul edilmektedir. Bununla birlikte, bazı hallerde işverenin ölümü de iş sözleşmesinin kendiliğinden sona erdiren bir sebep teşkil etmektedir. Bu durumda iş sözleşmesi sona eren işçinin haklarının belirlenmesi önem taşımaktadır. İşverenin ölümü açısından ele alınacak hukuki sorunlar; hangi hallerde iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ermiş sayılacağı, kendiliğinden sona ermeye bağlı olarak Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen hakkaniyet tazminatına hangi koşulların varlığı halinde hak kazanılabileceği ve bu tazminatın miktarının belirlenmesinde dikkate alınması gereken esaslar ile iş sözleşmesinin türünün etkisi, ölüm nedeniyle iş sözleşmesi kendiliğinden sona eren işçinin hak sahiplerinin kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı noktalarında toplanmaktadır. İşçinin ölümü bakımından ise, sözleşmenin akıbeti belli olmasına karşılık yasal mirasçıları ile diğer hak sahiplerinin işverenden talep edebileceği çeşitli hakların belirlenmesinde bazı sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Çalışmamızda, iş sözleşmesinin taraflardan birinin ölümü ile sona ermesine bağlanan hukuki sonuçların, İş Kanunu kapsamındaki iş ilişkileri ile sınırlı olarak mevzuat, güncel yargı kararları ve İsviçre Hukuku ile karşılaştırmalı olarak ele alınması amaçlanmıştır. Bu çerçevede, Türk Borçlar Kanunu ile mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükte olan kıdem tazminatına ilişkin 14. maddesinde yer alan düzenlemeler çerçevesinde, Türk Borçlar Kanunu ile getirilen ölüme bağlı müteakip ücret ödeme yükümlülüğünün hukuki niteliği, kapsamı, hak sahipleri, ödenecek miktar ile benzer alacak ve tazminatlarla ilişkisi değerlendirilecektir.Yayın Arabuluculuğun Geleceği Sempozyumu: Bildiri tam metin kitabı 14 Kasım 2020(İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Yeşilırmak, Ali; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Yakacak, Gülnihal Ahter; Kafalı, Ömer Faruk; Yeşilırmak, Ali; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Kafalı, Ömer Faruk; Yakacak, Gülnihal Ahter; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüArabuluculuk hukukuna ilişkin güncel gelişmelerin değerlendirilmesi amacıyla Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Başkanlığı, İbn Haldun Üniversitesi Uyuşmazlık Çözümü Uygulama ve Araştırma Merkezi ile İbn Haldun Üniversitesi Hukuk Fakültesi iş birliğiyle düzenlenen “Arabuluculuğun Geleceği” Sempozyumu, İbn Haldun Üniversitesi ev sahipliğinde 14 Kasım 2020 tarihinde online olarak gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk alanındaki tüm güncel gelişmelerin farklı hukuk alanları kapsamında incelenerek etki ve sonuçlarının değerlendirildiği altı oturumda gerçekleştirilen bu Sempozyum’da, bir yandan mevcut hukuki düzenlemelere, diğer yandan olması gereken hukuk açısından görüş ve önerilere yer verilen toplam 28 tebliğ sunulmuş olup, özet bildiri kitabında çift kör hakem denetiminden geçen tebliğ özetleri esas alınmıştır.Yayın Arabuluculuğun geleceği II sempozyumu: Bildiri özeti kitabı 24-25 Mayıs 2024(İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2024) Yeşilırmak, Ali; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Yakacak, Gülnihal Ahter; Kafalı, Ömer Faruk; Güldağı, Abdülmecit; Kol, Hüseyin Yağızhan; Yeşilırmak, Ali; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Yakacak, Gülnihal Ahter; Kafalı, Ömer Faruk; Güldağı, Abdülmecit; Kol, Hüseyin Yağızhan; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüArabuluculuk hukukuna ilişkin güncel gelişmelerin değerlendirilmesi amacıyla Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Başkanlığı, İbn Haldun Üniversitesi Uyuşmazlık Çözümü Uygulama ve Araştırma Merkezi ve İbn Haldun Üniversitesi Hukuk Fakültesi iş birliğiyle düzenlenen “Arabuluculuğun Geleceği II Sempozyumu”, İbn Haldun Üniversitesi ev sahipliğinde 24-25 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Bu sempozyum 14 Kasım 2020 tarihinde gerçekleştirilen "Arabuluculuğun Geleceği Sempozyumu”nun ikincisidir. Arabuluculuk alanındaki tüm güncel gelişmelerin değerlendirildiği on iki oturumda gerçekleştirilen bu sempozyumda, bir yandan mevcut hukuki düzenlemelere, diğer yandan olması gereken hukuk açısından görüş ve önerilere yer verilen toplam 29 tebliğ sunulmuştur. Elinizdeki kitapla, sempozyumda sunulan tebliğlerin özet metinlerine yer verilmektedir.