Husumetü’l-muhaddisin li-Ebi Hanife: mes’eletü’l-iman nemuzecen
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2020
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
T.C. Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
تعد مسألة الإيمان وعلاقة العمل به من أبرز المسائل التي اشتد فيها النزاع في التاريخ الإسلامي مبكراً، وكما وقع الخلاف فيها بين أهل السنة وغيرهم من المذاهب الإسلامية كالخوارج والمعتزلة وقع الخلاف فيها أيضاً بين علماء أهل السنة أنفسهم، فذهب المحدثون وأكثر الفقهاء إلى أن العمل من الإيمان، وخالفهم بعض فقهاء الكوفة، ومنهم الإمام أبو حنيفة، فقالوا: ليس العمل من الإيمان، فسماهم الفريق الأول: مرجئة. وكانت أقوال أبي حنيفة في هذه المسألة مثار تساؤل من بعض فقهاء عصره، ومحل إنكار عليه من كثير من المحدثين الذين اشتدت خصومهم للمرجئة وذمهم للإرجاء، فكان ذلك أحد أهم الأسباب في كلام كثير من المحدثين وطعنهم فيه أو مجافاتهم له على أقل تقدير. وتهتم هذه الدراسة بمقارنة أقوال أبي حنيفة والمحدثين في مسألة الإيمان بفروعها، وبيان وجوه الخصومة المذكورة ومظاهرها، لتتساءل عما إذا كان الاختلاف بين الفريقين لفظياً أم حقيقياً، وعما إذا كان يستدعي هذه الخصومة أم لا، محاولة الكشف جذور المسألة وأبعادها عند الفريقين، لتجلية أسباب هذه الخصومة وملابساتها.
İman meselesi ve iman-amel ilişkisi, erken dönem İslâm tarihinde tartışmaların yoğunlaştığı en belirgin konulardan biridir. Bu konuda Ehl-i sünnet ile Hâricîler ve Mu’tezile gibi diğer İslâm mezhepleri arasında tartışmalar vuku bulduğu gibi, Ehl-i sünnet alimlerinin kendi aralarında da tartışmalar olmuştur. Hadisçiler ve fakihlerin ekseriyeti amelin imandan bir cüz olduğu görüşünü benimserken, İmam Ebû Hanîfê ve bazı Kûfe fakihleri onlara muhalefet ederek “Amel imandan değildir.” demişlerdir. Bu sebeple ilk gruba ait alimler Ebû Hanîfe’nin de dahil olduğu bu görüşe kâil olan Kûfe fakihlerini Mürcie olarak isimlendirmiştir. Ebû Hanîfe’nin bu konudaki ifadeleri kendi döneminin bazı fakihleri tarafından sorgulanmaya tabi tutulurken, Mürcie’ye karşı şiddetli tepkileri ve ircâ görüşüne eleştirel yaklaşımları sebebiyle hadisçiler tarafından da inkar edilmiştir. Bu durum hadisçilerin Ebû Hanîfe’ye karşı tutum ve eleştirilerinin en önemli sebeplerinden biridir. Bu çalışma, söz konusu tepkilerin çeşitleri ve yansımalarını, iki grup arasındaki ihtilafın lazfî mi yoksa hakîkî mi olduğunu ve bu tepkileri gerektirecek seviyede olup olmadığını ortaya koymak maksadıyla, Ebû Hânife ile hadisçilerin iman meselesine dair görüşlerini alt başlıklarıyla beraber karşılaştırmalı olarak ele almayı ve bu tepkilerin sebeplerini ve arka planını ortaya koymak üzere, meselenin iki taraftaki kökleri ve boyutlarını incelemeyi hedeflemektedir.
The relationship between faith and deed can be considered one of the most intensely debated theological questions in early Islamic history. Just as there was disagreement surrounding this question between Sunnis and other non-sunni theological schools, like the Khawārij and the Mu’tazila, there was also internal disagreement among the Sunnis regarding the topic. The ḥadīth scholars and most of the fuqahā’ held the opinion that deed was a part of faith, whereas some of the fuqahā’ of Kufa, Imam Abu Ḥanīfa being one of them, disagreed. Imam Abu Ḥanīfa’s statements concerning this question left many of the other fuqahā’ of his era perplexed by his position and led to him and his position being criticized by ḥadīth scholars of that era. This all occurred under the backdrop of an intense disagreement between ḥadīth scholars of that era and the Murji’a in which they heavily criticized ‘irjā’. This can be counted as one of the most important reasons why ḥadīth scholars criticized and impugned Imam Abu Ḥanīfa. This study will focus on comparing the statements of Abu Ḥanīfa and the ḥadīth scholars concerning the question of faith and deed as well as its various related branches. It sheds light on the disagreement in its various forms, whether it is deserving of the level of disagreement it received, and seeks to address whether the disagreement was real and substantive in nature or merely linguistic and terminological. Furthermore, it seeks to uncover where the roots of the disagreement lie as well as its various dimensions.
İman meselesi ve iman-amel ilişkisi, erken dönem İslâm tarihinde tartışmaların yoğunlaştığı en belirgin konulardan biridir. Bu konuda Ehl-i sünnet ile Hâricîler ve Mu’tezile gibi diğer İslâm mezhepleri arasında tartışmalar vuku bulduğu gibi, Ehl-i sünnet alimlerinin kendi aralarında da tartışmalar olmuştur. Hadisçiler ve fakihlerin ekseriyeti amelin imandan bir cüz olduğu görüşünü benimserken, İmam Ebû Hanîfê ve bazı Kûfe fakihleri onlara muhalefet ederek “Amel imandan değildir.” demişlerdir. Bu sebeple ilk gruba ait alimler Ebû Hanîfe’nin de dahil olduğu bu görüşe kâil olan Kûfe fakihlerini Mürcie olarak isimlendirmiştir. Ebû Hanîfe’nin bu konudaki ifadeleri kendi döneminin bazı fakihleri tarafından sorgulanmaya tabi tutulurken, Mürcie’ye karşı şiddetli tepkileri ve ircâ görüşüne eleştirel yaklaşımları sebebiyle hadisçiler tarafından da inkar edilmiştir. Bu durum hadisçilerin Ebû Hanîfe’ye karşı tutum ve eleştirilerinin en önemli sebeplerinden biridir. Bu çalışma, söz konusu tepkilerin çeşitleri ve yansımalarını, iki grup arasındaki ihtilafın lazfî mi yoksa hakîkî mi olduğunu ve bu tepkileri gerektirecek seviyede olup olmadığını ortaya koymak maksadıyla, Ebû Hânife ile hadisçilerin iman meselesine dair görüşlerini alt başlıklarıyla beraber karşılaştırmalı olarak ele almayı ve bu tepkilerin sebeplerini ve arka planını ortaya koymak üzere, meselenin iki taraftaki kökleri ve boyutlarını incelemeyi hedeflemektedir.
The relationship between faith and deed can be considered one of the most intensely debated theological questions in early Islamic history. Just as there was disagreement surrounding this question between Sunnis and other non-sunni theological schools, like the Khawārij and the Mu’tazila, there was also internal disagreement among the Sunnis regarding the topic. The ḥadīth scholars and most of the fuqahā’ held the opinion that deed was a part of faith, whereas some of the fuqahā’ of Kufa, Imam Abu Ḥanīfa being one of them, disagreed. Imam Abu Ḥanīfa’s statements concerning this question left many of the other fuqahā’ of his era perplexed by his position and led to him and his position being criticized by ḥadīth scholars of that era. This all occurred under the backdrop of an intense disagreement between ḥadīth scholars of that era and the Murji’a in which they heavily criticized ‘irjā’. This can be counted as one of the most important reasons why ḥadīth scholars criticized and impugned Imam Abu Ḥanīfa. This study will focus on comparing the statements of Abu Ḥanīfa and the ḥadīth scholars concerning the question of faith and deed as well as its various related branches. It sheds light on the disagreement in its various forms, whether it is deserving of the level of disagreement it received, and seeks to address whether the disagreement was real and substantive in nature or merely linguistic and terminological. Furthermore, it seeks to uncover where the roots of the disagreement lie as well as its various dimensions.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
أبو حنيفة, المحدثون, الخوارج, الإيمان, الإرجاء, Ebû Hanîfe, Hadisçiler, Hâricîler, İman, İrcâ, Abu Ḥanīfa, Muḥaddithūn, Khawārij, Faith, ‘Irjā’
Kaynak
Diyanet İlmi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
56
Sayı
4
Künye
Al-Bakri, Hamzeh. (2020). Husumetü’l-muhaddisin li-Ebi Hanife: mes’eletü’l-iman nemuzecen. Diyanet İlmi, 56(4), 1165-1200.