Yeşilırmak, Ali
Yükleniyor...
Araştırma projeleri
Organizasyon Birimleri
Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü
İbn Haldun Üniversitesi Hukuk Fakültesi, hukuk ve adalet bilincinin toplumda yaygınlaşmasına hizmet edebilecek, ulusal ve uluslararası hukuk alanında yaşanan gelişmeleri yorumlayıp değerlendirebilecek, fikrî bağımsızlığa sahip, çokdilli, küresel rekabet ortamında başarı sağlayabilecek ve Türkiye'yi uluslararası alanda temsil edebilecek hukukçular yetiştirmeyi hedeflemektedir.
Adı Soyadı
Ali Yeşilırmak
İlgi Alanları
International Commercial Law, Arbitration, International Investment Law, Litigation
Kurumdaki Durumu
Aktif Personel
8 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Yayın Hukuki altyapının geliştirilmesi(TC Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanlığı, 2019) Yeşilırmak, Ali; Yeşilırmak, Ali; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüÇalıştay’da Finans Merkezinin başarısı hukuki altyapıda yapılması gereken değişiklikler tartışılmıştır. Sunumumda şu hususlar özetle tavsiye edilmiştir: Finans Merkezi’nin daha etkin çalışması için yatırım ortamının iyileştirilmesi ve bu konuda daimi bir çaba içinde olunması gerekir. 1. İstanbul Tahkim Merkezinin (“ISTAC”) yatırım ortamının iyileştirilmesi ve desteklenmesinde en önemli kurumlardan biridir. Bu kurumun paydaşlarının tekrar değerlendirilmesi faydalı olacaktır. Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, İşçi ve İşveren Federasyonlarının paydaş olmasına örneğin gerek olmamalı. Daha fazla paydaş katılımı ile kurumun daha fazla kullanıcıya ulaşımı sağlanabilir. Örneğin ana ticaret odalarından (İTO vb gibi) paydaş alınması faydalı olacaktır. 2. ISTAC’ın ve diğer tahkim kurumlarının daha etkin olarak arabuluculuk faaliyetlerinde bulunmalarına imkan tanınmalıdır. Örneğin arabuluculuğa gitme zorunluluğu olan hallerde akredite olmuş kurumlar nezdinde yapılan arabuluculuk faaliyeti için de dava şartı olarak kabul edilmelidir. 3. Sermaye piyasası açısından da uyuşmazlık çözüm mekanizmalarının tahkim ve arabuluculuk kullanılmak yoluyla daha etkin hale getirilmesi yerinde olacaktır. Bu ya sigorta uyuşmazlıklarında olduğu gibi zorunlu tahkim ile ya da ISTAC ile işbirliği yapılmak suretiyle gerçekleştirilebilir. 4. Milletlerarası Tahkim Kanunu ve Hukuk Muhakemeler, Kanunu’nun tahkim hükümleri elden geçirilip tahkim alanındaki yeni gelişmeler ilave edilmeli eksiklikler giderilmelidir. Bu alanda mahkeme yardım ve denetimi ile iptal davaları için istinaf seviyesinde tek bir mahkeme (hatta daire) belirlenmelidir. 5. Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizine ilişkin New York Sözleşmesi kapsamında yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde birbiri ile çelişen kararların önüne geçmek için Sözleşme kapsamında tüm işler için Yargıtay seviyesinde tek bir mahkeme (hatta tek bir daire) belirlenmelidir. Sözleşme kapsamında tanıma ve tenfizi kolaylaştırıcı düzenlemeler örneğin damga ve harç vergilerinin maktu olarak alınması sağlanmalıdır. 6. Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümüne ilişkin Uluslararası Sözleşme (International Convention for Settlement of Investment Disputes) Sözleşmesi altında tanıma ve tenfiz için tek bir mahkemenin belirlenmesi ve ICSID Sekreteryasına bu durumun bildirilmesi. Bu mahkemenin ICSID konusunda eğitimi. 7. Genelge ile ISTAC’a uyuşmazlık yönlendirilmesi yurt dışında aleyhimize kullanılmakta sanki yabancı yatırımcılar ISTAC’a yönlendiriliyor propagandası yapılıyor. Gizli bir emir ile bu yapılabilir.Yayın Tahkim sözleşmesinin üçüncü kişilere teşmili(Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, 2019) Yeşilırmak, Ali; Yeşilırmak, Ali; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüTahkim sözleşmesi kural olarak diğer sözleşmeler gibi sadece taraflarını bağlar. Ancak bazı hallerde tahkim sözleşmesinin üçüncü kişileri bağlaması hususu da kabul edilmiştir. Bu hallere bir örnek üçüncü kişi yararına sözleşmedir. Bir başka örnek ise alacağın temlikidir. Acaba bu haller dışında üçüncü kişilerin sözleşmenin kuruluğu, ifası veya fesih edilmesi süreçlerine dahil olmaları sözleşmeden yararlanmaları durumunda tahkim sözleşmesinin tarafı olmadıkları halde, sözleşme onları bağlayacak mıdır? Yine kardeş veya yavru şirketlerin yaptıkları tahkim sözleşmeleri diğer kardeş veya ana şirketi bağlayacak mıdır. Fransız hukukunda bu soruların cevabı genellikle evet olmaktadır. İsviçre hukukunda ise daha muhafazakar bir yaklaşım kabul edilmiştir. Türk hukukunda konuya ilişkin mahkeme kararları sınırlıdır. Konu öğretide de ayrıntılı bir şekilde ele alınmamıştır. Bildiride Türk hukuku yabancı hukuklar ışığında incelenmiştir.Yayın Tahkim sözleşmesinin hazırlanması ve tahkim itirazı(Antalya Barosu, 2019) Yeşilırmak, Ali; Yeşilırmak, Ali; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüTahkim iradesi tahkime gitmenin en önemli koşulunu oluşturmaktadır. Tahkim iradesinin ortaya konulmasında dikkat edilmesi gereken birçok husus vardır. Bunlardan bazıları iradenin açık ve kesin olması, mahkemelere referans yapılmaması, iradenin yazılı olması, hakem sayısı, dili ve tahkim yerinin belirtilmesidir. Geçerli bir tahkim iradesine rağmen taraflardan biri mahkemeye başvuruşa diğer taraf tahkim itirazında bulunabilmektedir. Tahkim itirazı, ilk itirazdır; cevap dilekçesi ile birlikte esasa girmeden önce sunulması gerekir. Talebi haklı görürse mahkeme talebi ususlden red edecektir.Yayın Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk nasıl işleyecek?(İstanbul Ticaret Odası, 2019) Yeşilırmak, Ali; Yeşilırmak, Ali; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüTicari arabuluculukta belki de en önemli husus müzakerenin nasıl yapılacağı veya müzakere stratejisi ne olacağıdır. İlkesel arabuluculukta, taraflar müzakere stratejisi ile gelmelidir. Çoğunlukla ilkesel müzakerede üç teklif olur. İlk teklif, sonraki teklif ve nihai teklif. Strateji ve teklifler karşı tarafın stratejisi, özellikle ilkesel müzakereye değil de pozisyona dayalı müzakereye dayanıyorsa değişebilir. İlk teklif son derece önem arz eder ve müzakere alanını belirler. Sebebi anlatılmış veya makul bir ilk teklif iyi niyet göstergesidir. Karşı taraf ta bu teklif üzerine genellikle iyi niyetle karşılık verir yani karşı teklifini verir. İlk teklife karşılık, diğer taraf pozisyonunda ısrar ederse bir sonraki teklifi, ilkinin aynı veya biraz daha değiştirilmiş versiyonu olarak yapmak uygun olacaktır. Bu teklifte karşılık bulmaz ise bir önceki teklifte ısrarcı olmak ve karşı taraftan bir adım beklemek doğru bir yaklaşım olur. Taraflar, güçsüz görünmekten korktukları için ilk adımı atmaktan yani ilk teklifi yapmaktan kaçınabilir. Ancak bu korkuyu yenmek için uyuşmazlığın değerinin mutlaka önceden çalışılmış olması gerekir. Uyuşmazlığın değeri, pozisyondan farklı olarak her iki tarafın da durumu (ödeme gücü, ihtiyaçlar vs.) göz önüne alındığında uyuşmazlık konusunun ortaya çıkan değeridir. Bu değer bilindiğinde müzakere edilecek meblağın sınırlarını tespit etmek kolay olacaktır. Taraf bu değeri belirlemekte güçlük yaşıyor ise, arabulucu ilk teklifte bulunmak yoluyla kilitlenmeyi aşabilir.Yayın Uyuşmazlıkların arabuluculuk ve tahkim yollarının birlikte kullanılarak çözümü (Med- arb) in ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk(Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, 2018) Yeşilırmak, Ali; Yeşilırmak, Ali; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüTahkim özellikle uluslararası ticari uyuşmazlıkların çözümünde kullanılan en etkin yoldur. Tahkimin yanında 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren modern anlamda arabuluculuk ulusal ve yüzyılın sonundan itibaren uluslararası uyuşmazlıkların çözümünde kullanılmaya başlamıştır. Ülkemizde de özellikle 2001 yılında 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun (“MTK”) kabulü ve 2011 yılında 4100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (“HMK”) MTK’na paralel hükümler içeren 11. Kısmın kabulü ile tahkim konusunda kültür yaratılmaya başlanmıştır. 2012 yılında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (“HUAK”) ve 2017’de 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda yer alan arabuluculuk hükümleri ile de arabuluculuk konusunda kültür filizlenmeye başlamıştır. 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden kaynaklanan para alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20 23. maddeleri gereği ticari davalara ilişkin uyuşmazlıklarda arabuluculuğa gitme zorunluluğu da yani ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculukta kanunlaşmış ve uygulanmaya başlamıştır. Arabuluculuk ve tahkimin birlikte kullanılması (yani “mediation” ve “arbitration” ın kısaltması olarak “med-arb”) giderek tartışılan bir konu haline gelmiştir. Zira her iki uyuşmazlık çözüm yolunun birlikte kullanılması uyuşmazlık çözümünü daha etkin hale getirmektedir. Gerçekten de özellikle Uzakdoğu’da med-arb sık bir şekilde kullanılmaktadır. Örneğin Çin’de Chinese International Economic and Trade Arbitration Center yani CIETAC Tahkim Merkezi’nin 2016 yılındaki 2.183 davasının %20-30’luk (450-650) kısmı med-arb ile sonuçlanmıştır. Med-arb uyuşmazlık çözümüne etkinlik ve esneklik kazandırmaktadır. Zira arabuluculuk yoluyla çözülemeyen yani dostane bir uyuşmazlık yolu ile çözülemeyen uyuşmazlıklar için bağlayıcı ve kesin bir başka yol daha kullanılmaktadır. Bu şekilde uyuşmazlığın kesin olarak çözümü sağlanmış olmaktadır. Med-arb tarafların anlaşması yoluyla kullanılabilir. Bu anlaşma genellikle taraf sözleşmesinde med-arb’a yer verilmesi şeklinde olmaktadır. Bildiride Med-arb’ın olumlu ve olumsuz yönleri, kullanım şekli, arabuluculuğun tüketilmesinin zorunlu olup olmadığı, med-arb kullanımının kim tarafından önerileceği ve Türk hukukunda med-arb kullanımı ele alınmıştır.Yayın Interim measures and enforcement(Young-OGEMID, 2021) Yeşilırmak, Ali; Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüInterim or conservatory measures are forms of remedy or relief aimed at protecting and preserving the rights of a party pending the final resolution of a dispute. They are temporary in nature and in certain circumstances may have a decisive effect on certain issues in a case or on the claimant’s ability to prosecute its claim Interim or conservatory measures in international arbitrations may be granted by arbitral tribunals, by emergency arbitrators (where the applicable rules permit) and by competent national courts. The appropriate forum in respect of interim or conservatory measures will depend on the applicable laws and arbitration rules. Where two or more avenues are seemingly open for the applicant, the most effective and advantageous avenue will need to be identified. However, parties should beware of any rules and/or judicial (or arbitral) attitudes forbidding a second “bite at the cherry” in case the first avenue fails to produce the desired outcome. The types of interim or conservatory measures that an arbitral tribunal, emergency arbitrator and/or a national court judge, as applicable, may grant differ depending on the applicable laws and arbitration rules, but they generally include: - preservation of the status quo until the tribunal’s final decision on the merits, such as an order restricting financial or other transfers outside the ordinary course of business that are made principally to evade enforcement efforts; - preservation of property or evidence; payment of deposits or advances on arbitration costs; interim orders requiring performance of obligations; - orders prohibiting aggravation of the parties’ dispute; and - security for costs. Interim or conservatory measures may be issued in the form of orders, decisions, awards (interim or partial) or recommendations. The form granted may differ on a case-by-case basis, and also depending on the applicable arbitration rules and/or laws. Important consideration when seeking interim measures may include: - Whether an interim or conservatory measure from the arbitral tribunal will assist in realising the desired aim or outcome. - Whether, under the applicable laws and arbitration rules, the arbitral tribunal possesses the power to and can effectively grant the required interim or conservatory measure required in the circumstances of the case. - Whether any interim or conservatory measure granted by the arbitral tribunal will be voluntarily complied with by the counter-party. If not, a national court's assistance may be required in respect of enforcing the tribunal-issued measure. There are substantial divergences between various jurisdictions as regards the legal test that must be satisfied for a national court to intervene and assist with the enforcement of a tribunal-issued measure, as well as in respect of the types of measures available. The same divergence exists where interim or conservatory measures are alternatively (or additionally, where permitted) sought directly from a national court(s). An unenforceable order or award from the arbitral tribunal is near-worthless, so parties must consider the enforceability of any interim or conservatory measures before applying for them. The same is true of interim or conservatory measures ordered by a court that are incapable of enforcement for some reason, e.g., absence of any debtor assets in the jurisdiction. The time and costs consequences of any enforcement proceedings should be considered as part of the financial implications of applying for an interim or conservatory measure, and considered by parties prior to making an application.Yayın Evaluation of UAE’ new law on arbitration on interim measures of protection(International Chamber of Commerce, 2019) Yeşilırmak, Ali; Yeşilırmak, Ali; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüBu toplantıda Birleşik Arap Emirlikleri’nin 2018 tarihli Tahkim Kanununda yer alan geçici hukuki koruma tedbirlerine ilişkin hükümler uluslararası hukuk açısından incelenmiştir. Hükümler, geçici hukuki koruma tedbirlerini iki açıdan incelemektedir. Bunlardan ilki hakeme verilen yetkilerdir. Kanun hakeme geçici hukuki koruma tedbirleri konusunda son derece geniş yetkiler vermiştir. Hakem her türlü geçici hukuki koruma tedbirini taraflardan talep olsun veya olmasın alabilir. Bu tedbirlerin alınmasını bir teminat verilmesine bağlayabilir. Hakemlerin verdiği geçici hukuki koruma kararları icra edilebilir. Ancak geçici hukuki koruma kararları nihai hakem kararı olarak verilememektedir. Yine acil durum hakemine ilişkin açık bir düzenleme kanunda yer almamaktadır. Ayrıca Kanuna göre mahkemeler de geçici hukuki koruma kararları verebilmektedir. Özellikle tahkime taraf olmayan üçüncü kişilere karşı veya derhal icrası gereken kararlar için de mahkemeye başvurmak gerekecektir. Mahkeme ve hakemlerin birlikte yetkisi düzenlenirken ikisi arasında bir öncelik güdülmemiştir. Aslında hakemin yetkilerine öncelik verilmesi düşünülebilirdi.Yayın Arabuluculuğun geleceği II sempozyumu: Bildiri özeti kitabı 24-25 Mayıs 2024(İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2024) Yeşilırmak, Ali; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Yakacak, Gülnihal Ahter; Kafalı, Ömer Faruk; Güldağı, Abdülmecit; Kol, Hüseyin Yağızhan; Yeşilırmak, Ali; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Yakacak, Gülnihal Ahter; Kafalı, Ömer Faruk; Güldağı, Abdülmecit; Kol, Hüseyin Yağızhan; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüArabuluculuk hukukuna ilişkin güncel gelişmelerin değerlendirilmesi amacıyla Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Başkanlığı, İbn Haldun Üniversitesi Uyuşmazlık Çözümü Uygulama ve Araştırma Merkezi ve İbn Haldun Üniversitesi Hukuk Fakültesi iş birliğiyle düzenlenen “Arabuluculuğun Geleceği II Sempozyumu”, İbn Haldun Üniversitesi ev sahipliğinde 24-25 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Bu sempozyum 14 Kasım 2020 tarihinde gerçekleştirilen "Arabuluculuğun Geleceği Sempozyumu”nun ikincisidir. Arabuluculuk alanındaki tüm güncel gelişmelerin değerlendirildiği on iki oturumda gerçekleştirilen bu sempozyumda, bir yandan mevcut hukuki düzenlemelere, diğer yandan olması gereken hukuk açısından görüş ve önerilere yer verilen toplam 29 tebliğ sunulmuştur. Elinizdeki kitapla, sempozyumda sunulan tebliğlerin özet metinlerine yer verilmektedir.