Ok, Üzeyir
Yükleniyor...
Araştırma projeleri
Bu bir kişisel ruh sağlığı durumunu tarama anketidir. Amaç ruh sağlığı ile ilgili bağlantısı olabileceği düşünülen bazı konularda genel ruh sağlığı durumunuzun nasıl işlediğini görmek, varsa güçlü ve zayıf yönlerini belirlemek ve bunu isterseniz sizlerle paylaşmaktır. İkinci aşamada kişinin isteğine bağlı olarak bazı noktalarda iyileştirilmesi veya daha iyi geliştirilmesi gerekli gözüken konular ortaya çıkarsa bunlara yönelik gruplar için bir psiko-eğitim programı hazırlamak, bireyler için ise bir psikolojik danışmanlık hizmeti sunmaktır. Gerekli görüldüğü durumlarda başka bir ruh sağlığı uzmanına yönlendirmeler yapılabilir.
Organizasyon Birimleri
İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Bölümü
Psikoloji Bölümü BSc, MA, MSc ve PhD dereceleri sunmaktadır ve bu çalışma alanları gelişmektedir. Psikoloji biliminin ele aldığı konular, beynin işlevlerinden toplumsal hareketlerin incelenmesine, çocuk gelişiminden ruhsal bozuklukların nasıl tedavi edilebileceğine kadar uzanan çok geniş bir yelpazede yer alır. Bu zenginlik, psikolojinin birçok farklı, ancak birbiriyle etkileşim içinde olan alt alanlarının bulunduğu anlamına gelmektedir.
Adı Soyadı
Üzeyir Ok
İlgi Alanları
Psychology of Religion, Personality, Faith Development, Spiritual Counselling
Kurumdaki Durumu
Pasif Personel
11 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 11
Yayın Roles of fundamentalism and authoritarianism in relations between religiosity and civil liberties among Muslims(John Wiley and Sons Inc, 2022) Ok, Üzeyir; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Bölümü; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüTwo cross-sectional studies were conducted with undergraduate and graduate students (mean age = 22 years) in two university campuses in different regions of Turkey to investigate confrontations between conservative religious people and secular-liberal people and the roles of fundamentalism and authoritarianism for these groups. Study 1 investigated the connections between traditional religiosity and liberties and the impact of religious fundamentalism with a sample of 482 participants. Using hierarchical multiple linear regression and bootstrapping analysis, religiosity was seen as negatively connected to three components of liberties. It was shown that religious fundamentalism had an indirect effect on this connection. In Study 2, with a sample of 260 participants, the negative connection between traditional religiosity with liberties was confirmed. Further, it was found that particularly the conservatism dimension of right-wing authoritarianism played an explanatory role in this connection. In addition, as an extension of the two studies, it was observed that secular-liberal participants supported civil liberties in general, but they expressed opposition to freedom of religion in particular, indicating that the antagonism between religious and secular people may also stem from secular-liberal people. It was found that dimension of aggression of left-wing authoritarianism played an explanatory role in connection to this aspect.Yayın Kampüste manevi bakım: İngiltere örneği ve Türkiye için çıkarımlar(İbn Haldun Üniversitesi, 2023) Ok, Üzeyir; Gören, Ayşe Burcu; Ok, Üzeyir; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüErgenlikten yetişkinliğe geçiş aşamasındaki üniversite öğrencilerini kampüste bilişsel ve sosyal gelişim bakımdan önemli görevler, güçlükler ve sorgulamalar beklemektedir. Aileden ayrılma ve yaşanan bu tür gelişim sorunlarının zamanında, yerinde ve yabancılaşma olmadan onların değerleri çerçevesinde çözümlenmesi son derece önemlidir. Aksi takdirde zamanında müdahale edilmeyen ve çözülemeyen sorunlar onların marjinal tutumlar ve yaşam tarzları geliştirmelerine ve ruh sağlığı bakımdan daha fazla zorlanmalarına yol açabilir. Bu çalışmanın amacı İngiltere’deki üniversitelerde din görevlileri tarafından yürütülen kampüs manevi bakım (MB) hizmetlerinin nasıl yürütüldüğünü göstermek ve benzer bir modelin Türkiye üniversitelerinde geliştirilmesine ön ayak olmaktır. Bu amaçla çalışmada İngiltere’nin Birmingham şehrindeki iki üniversitede çalışan biri Müslüman 4 MB görevlisi ile yapılan nitel çalışmaya yer verilmiştir. Nitel veriler iki ayrı araştırmacı tarafından literatür bilgileriyle karşılaştırılarak analiz edilmiştir. Sonuçta kampüs MB hizmetleriyle ilgili aşağıdaki ana konular ortaya çıkmıştır: Kampüs MB hizmetlerinin tanımı, yapılanması ve organizasyonu, amacı, görevlilerinin eğitimi, uygulamada kullanılan yeterlilikler ve beceriler, temel destek biçimleri, genel stratejiler, danışanlar ve sorunları (sosyal kimlik, aidiyet, inanç ile ilgili konular, ruh sağlığı konuları, yakın ilişkiler), MB görevlilerinin karşılaştıkları güçlükler ve yapılan öneriler yer almaktadır. Çalışma literatür incelendiğinde Türkiye’de ilk çalışma olması bakımından tarihi önemli bir konuma sahiptir ve bu alandaki bulgular Türkiye’de benzer bir modelin geliştirilmesine öncülük edebilecek niteliktedir.Yayın Klasik Türk Müziğinde ses performansının kalitesini etkileyen müzikal faktörler üzerine bir araştırma(Tolga Karaca, 2021) Duran, Serap; Türkel Oter, Serda; Ok, Üzeyir; Ok, Üzeyir; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüBu çalışmada, Klâsik Türk Müziği alanında nitelikli ses icrâcısında bulunması gereken bazı teknik boyutlar metot oluşturmaya yönelik bir yaklaşımla incelenmiştir. Diğer bir ifadeyle belirlenmiş değişkenler çerçevesinde oluşturulan bu yaklaşımla ses eğitimi alanı ile ilgilenen icrâcı adayı ya da eğitmenlerin ses eğitimi sürecine katkıda bulunmak amaçlanmaktadır. Araştırmada Klâsik Türk Müziğinde ses performansını etkileyen belirli müzikal faktörler ses icrâsındaki diğer bazı başarı kriterleri ile değerlendirilmiştir. Katılımcılar 94 erkek ve 87 kadın olmak üzere toplamda 181 kişiden oluşmuştur. Bulgular, ses performansı ile müzikal faktörlerin yakınen ilişkili olduğunu, ses icrâsının niteliğini arttırmada müzikal faktörler üzerine odaklanmanın gelişim sürecine pozitif katkılar sağladığını kuşkuya yer bırakmayacak bir biçimde göstermektedir. Diğer yandan eğitim sürecinin bir parçası ve başarı kriteri olarak değerlendirilen not düzeyinin, icrâcılık niteliğiyle negatif yönde ilişkilendiği saptanmıştır. Ses icrâcılığına olumlu etkisinden biri olan icrâcıların çalabildikleri enstrüman sayılarında dikkate değer bir azlık söz konusu olduğu ve tüm donanım ölçeklerinin içerisindeki en düşük değeri aldığı görülmüştür. Müziği sevme ve müzik çalışmalarını isteyerek yapma düzeyinin ideal ses icrâsında başarıyı etkileyen en önemli faktörler olduğu tespit edilmiştir.Yayın Ottawa Kendine Zarar Verme Envanteri 3.1. versiyonu’nun bağımlılık özellikleri bölümü için 4 ek maddenin Türkçe tercümesi (Editör’e Mektup)(Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı Derneği, 2018) Ok, Üzeyir; Yanık, Medaim; Ok, Üzeyir; Yanık, Medaim; Lewis, Christopher Alan; Davis, Sarah; Ok, Üzeyir; Yanık, Medaim; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Bölümü; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüSon zamanlarda (intihar amacı olmaksızın) kendine zarar verme konusunda Türkiye’de yürütülen bir çalışma (Çuhadaroğlu ve Zeki 2017) ‘kendine zarar verme’yi Ottawa Kendine Zarar Verme Envanteri 3.1 Versiyonu’nun (Ottawa Self Injury Inventory Version 3.1) (OSI 3.1; Cloutier ve Nixon 2003, Martin ve ark. 2013) Türkçe çevirisini (Çuhadaroğlu ve Zeki 2017) kullanarak tanımlamıştır. Yakın zamanda, OSI’ın 3.1’i, Bağımlılık Yapıcı Özellikler bölümüne dört ek madde eklenerek genişletilmiştir (Davis ve Lewis 2018). Şimdiye kadar, bu ek dört madde OSI 3.1’in Macarca çevirisini (Csorba ve ark. 2006) genişletmek amacıyla Macarca’ya tercüme edilmiştir (Lewis ve ark. 2018). Bu çalışmanın amacı, Türkçe konuşan popülasyonda kullanılabilmesi amacıyla, OSI 3.1’in genişletilmiş versiyonunun Türkçe çevirisini (Çuhadaroğlu ve Zeki 2017) genişletmeye yönelik söz konusu 4 ek maddenin Türkçe çevirisini gerçekleştirmektir.Yayın Sükûnet pozitif ruh sağlığı tarama testi : Gençlerle ilgili ilk bulgular(Sakarya University, 2020) Ok, Üzeyir; Özateş, Halide; Ok, Üzeyir; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüAmaç: Ruh sağlığını patolojik vakalar üzerinden ele alan klinik psikoloji çalışmalarının yanında son 30 yılda ortaya çıkan pozitif psikoloji çalışmaları artarak gelişmektedir. Bununla birlikte, konuyla ilgili Türkiye’de çalışma sayısının azlığı ve yerellik vurgusunun ikinci planda kaldığı düşünülerek bu çalışmada bir pozitif ruh sağlığı tarama bataryası geliştirilmesi hedeflenmiştir. Geliştirilen çalışmanın örneklemini ilk yetişkinler oluşturduğu için çalışma aynı zamanda ilk yetişkinler arasında pozitif ruh sağlığı konusunda yaşanan güçlükleri de keşfetme amacı taşımaktadır. Yöntem: 323 kişiyle yapılan bu korelasyon desenli çalışma lise son sınıf ve üniversite öğrencilerine uygulanmıştır. Erkeklere (20%) oranla kadın (79%) katılımcı sayısı daha fazladır. Pozitif tarama testi, büyük oranda yeni geliştirilen ve bir kaçı daha önceden yayınlanmış olan ölçek maddelerinden oluşturulmuştur. Bulgular: Çalışmanın sonuçları geliştirilen 16 pozitif ruh sağlığı ölçeğinin güçlü bir yapı geçerliliği sergilediğini göstermiştir. Ölçek maddelerinin kendi içinde ideal veya yeterli düzeyde iç tutarlılık (güvenirlik) katsayılarına sahip olduğu gözlenmiştir. Çalışma sonuçlarına göre gençlerin özellikle sosyal yalnızlık(%35), Cinsiyetler arası kaygı (%27), Akademik başarısızlık (%25), Sosyal yabancılaşma (%22), Girişken olamama (%18), Geleceğe yönelik karamsarlık (%18) ve Genel olarak mutsuzluk (%17) alanlarında sorunlar yaşadığı gözlemlenmiştir. Diğer değişkenler arasından mutluluğu belirleyen (yordayan) değişkenler sosyal yalnızlık, gelecek kaygısı ve aile ile ilişkiler olarak belirlenmiştir. Çalışmada öngörülen pozitif psikoloji yapılarının gerekli yapı geçerliliği ve iç tutarlığı sağladığı ve ölçümlerin makul sonuçlar verdiği görülmüştür. İlk çalışma olması nedeniyle mevcut çalışmanın teorik bir zemin üzerinden daha fazla geliştirilme potansiyeli olduğu gözlemlenmiştir.Yayın The effects of COVID-19 on wellbeing and resilience among Muslims in Turkey(Routledge, 2024) Ok, Üzeyir; Gören, Ayşe Burcu; Bayer, Nükhet; Ok, Üzeyir; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüThis cross-sectional exploratory study surveys the general perceived adverse effects of COVID-19 on people’s wellbeing (including obsessive-compulsive disorder symptoms (OCDS)) and the level of resilience shown against it, with specific reference to the role of religiosity and optimism. Data were collected in an online survey from 247 non-randomly selected participants in Turkey, aged 12–64. The questionnaire included a demographic form, a battery of COVID-19 scales, the Brief Obsessive-Compulsive Scale, a short-form Optimism Scale, and the Ok-Religious Attitude Scale. The results indicate that COVID-19 significantly and negatively influenced several aspects of people’s lives, including finance, mood, life perspective, physical health, spirituality, and state of mental health. Furthermore, resilience, family solidarity, religiosity, and optimism played a positive role in overcoming the negative effects. Nonetheless, women, less religious people, pessimists, and anxiety-prone individuals, including people with OCDS symptoms, reported that they felt less resilient against the perceived adverse effects of COVID-19.Yayın Mystical orientation and psychological health: a study among university students in Turkey(Routledge, 2017) Ok, Üzeyir; Francis, Leslie J.; Robbins, Mandy; Ok, Üzeyir; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüThis study examines the association between mystical experience, as captured by the Francis–Louden Mystical Orientation Scale, and psychological health, as captured by the Eysenckian threedimensional model of personality, among 329 students attending a state university in Turkey. The data reported no significant association between mystical orientation and psychoticism scores, and a small but significant positive association between mystical orientation and neuroticism scores, after controlling for sex differences. This finding suggests that there may be a small inverse association between mystical experience and psychological health among students in Turkey.Yayın Individual self-deceptions and responsibility of Muslims(İbn Haldun Üniversitesi, 2017) Ok, Üzeyir; Ok, Üzeyir; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüIf we keep the deceptions that occur as a result of mental disorders or chemical therapies exceptional, we can be deceived in three ways: one can harm oneself intentionally as in the case of suicide, or masochism, and drug abuse, and unintentionally as in the cases that I elaborate below. One, unintentionally, can be deceived (a) by himself/herself, (b) through the mediation of the community that one belongs, and last but not least, (c) by perpetrators’ intentional destructive wills. Unintentional self-deception may occur through the Freudian unconscious mechanisms, inner conflicts or their defensive mechanisms.Yayın Need for cognitive certainty(İbn Haldun Üniversitesi, 2017) Ok, Üzeyir; Ok, Üzeyir; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüThere are a number of “needs” for human cognition in social psychology. These include need for cognition, need for closure and need for certainty. Need for cognition refers to one’s interests for long rhetorical discussions with people around. For instance, a young theologian would be willing to discuss in an argumentative way on the matter of pre-destiny (qadar) for hours. Need for closure represents one’s inclination to put a clear cognitive boundary between what are familiar, known, committed and believed and what are not. Such inclination does not allow any leak from “outside” into “inside”.Yayın How to deal with religious trauma and struggles?(İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Ok, Üzeyir; Ok, Üzeyir; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüThe theme of my PhD thesis was on cognitive conflict (coined as “religious stress”) experienced by Muslim theology students in their thinking about religion. What I meant by religious conflict covered a bunch of interrelated words including doubt, questioning, confusion, uncertainty, anxiety, even loss of faith. In the end, I assumed that nearly 10% of theology students and over 15% of public people have been experiencing at one point in their life such a set of feelings at a highly intensive level which were creating intellectual discomfort and loss of energy in their lives.