Bildiri Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 13 / 13
  • Yayın
    Corona günlerinde stres ve baş etme
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Özdemir, Gülsenem
    Stres Nedir? Stres, bizi baskı altında hissettiren olaylar ya da durumlar karşısında verdiğimiz tepkiler olarak tanımlanabilir. Bedensel olarak; ağrılar, yorgunluk, mide bozuklukları, kalp çarpıntısı, ishal, ellerin terlemesi, yerinde duramama, psikolojik olarak; endişelenme, unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik, üzüntü, baskı altında hissetme ve son olarak davranışsal olarak da, aşırı yeme, uyku problemleri, rahatlayamama, sosyal ortamlardan kaçınma gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Her ne kadar olumsuz ve zorlayıcı bir duygu olarak algılansa da stresin zorlanma karşısında bir uyumlanma süreci olduğunu söyleyebiliriz. Stres anında, sempatik sinir sistemi aktive olur ve tehdit karşısındaki organizmayı korumak için ‘savaş veya kaç’ tepkisini oluşturur. Bu sayede aktive olan hormonlar bedensel olarak ‘gerçek’ bir tehditle savaşmamıza veya ondan kaçarak hayatta kalmamıza yardımcı olur. Ancak modern dünyada ‘savaş veya kaç’ tepkisi yaşamımızı tehdit eden tehlikelerin azalmasıyla önem atfettiğimiz pek çok durumda aynı biyolojik süreçle ortaya çıkmaktadır. Modern insan için bunun anlamı yırtıcı bir hayvanla karşı karşıya kalmanın bir sınava girmekle eşdeğer sonuçlar oluşturmasıdır...
  • Yayın
    COVID-19 pandemisinde ve sonrasında duygu düzenleme
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Kahraman, Süleyman
    Pandemi sürecinde insanların hayatı birçok açıdan etkilendi. Yaşam tarzları değişti ve daha önce alışık olmadığımız durumlar yaşamamız bunlara alışmamızı zorlaştırdı. Bu süreçte insanların etkilendiği en önemli alanlardan birisi ruhsal sağlık oldu. Ruhsal sağlığı korumak daha önceki zamanlara göre daha önemli ve zor hale geldi. İnsanlar sağlıklarını korumak için çeşitli bilgi kaynaklarından beslenme ihtiyacı duymaktadır. Bu yazıda ruhsal sağlıkla ilgili önemli değişkenlerden birisi olan duyguların düzenlenme üzerinde durulmuştur. Duyguların hayatımızdaki yeri ve duyguların nasıl düzenleneceğiyle ilgili çeşitli stratejiler ve öneriler sunulmuştur. Duygular tipik olarak; öznel deneyimlerimiz, sergilediğimiz davranışlarımız ve fizyolojik tepkilerimiz üzerinde kendini gösteren ve devam eden olaylara ilişkin değerlendirmelerimizi yansıtan kısa süreli ve biyolojik temelli bir tepkidir (Richards, 2002). İnsanlar hem duygularıyla hareket edebilmeyi hem de onları sakinleştirebilmeyi ve duygularını ifade edebilmeyi isterler (Greenberg, 2004: 33)...
  • Yayın
    COVID-19 pandemisinde özgüven eksikliği ve özgüveni geliştirme
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Malakcıoğlu, Cem
    Özgüven ve Özgüven Eksikliği Nedir? Bir kişi eğer sık sık ben keşke başka birisi olsaydım diye düşünüyorsa, başkalarına kendini ifade etmekte zorlanıyorsa, elimde fırsat olsaydı kendimi büyük oranda değiştirmek isterdim diyerek kendinden memnuniyetsizlik yaşıyorsa bu kişinin özgüveni düşük demektir. Özgüvenin en temel koşulu, benlik saygısıdır (Malakcıoğlu, 2019). Kişi kendisine saygı duymuyor ise özgüven eksikliği olduğu söylenebilir. Diğer taraftan, özgüveni yüksek insanlar olumlu özelliklerinin olduğuna inanırlar ve kendilerini değerli görürler. Özgüveni yaşam boyu besleyen içsel ve dışsal kaynaklar vardır; bunların içinde kişinin başarılarının ve başarısızlıkların yeri büyüktür (Kwan, Kuang ve Hui, 2009). Kendilerine karşı olumlu ve gerçekçi tutum içinde olan kişilerin hayatta başarılı olma olasılıkları da yüksektir; bazı konularda başarısız bile olsalar, kendilerini toptan başarısız görme eğiliminde değildirler. Ayrıca, kendine güvenmemenin bir özellik veya yetenek eksikliğiyle ilgisi yoktur; kişinin kendisine ilişkin nasıl bir algıya sahip olduğu ile ilgilidir (Mruk, 2006). Örneğin, bitirilmemiş işleri nedeniyle kendilerine öfke duyan kişilerin yine kendilerini affetmekte zorlandıkları bulunmuştur (Malakcıoğlu, 2018); bu da olumsuz benlik algısına ve dolayısıyla düşük özgüvene işaret eder. Olumlu deneyimler yaşandıkça benlik algısı da olumluya dönebilir ve böylece özgüven de yükselebilir...
  • Yayın
    COVID-19 pandemisinde mükemmeliyetçilik ve mükemmeliyetçilikle baş etme
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Malakcıoğlu, Cem; Eğitim Bilimleri Fakültesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü
    Mükemmeliyetçilik Nedir? Mükemmeliyetçilik, en basit tanımıyla, gerçekçi olmayan duygu-düşünce- davranışların tümüdür. Mükemmeliyetçi kişiler kendilerinden veya diğerlerinden yüksek beklentiler içindedirler, olan veya yapılan hiçbir şey onlara yeterince iyi görünmez; hep daha iyisi olsun isterler, en ufak bir eksikliği veya yanlışlığı gözlerinde büyütürler. Bu yaklaşım tarzı hem kendilerine hem de çevrelerine türlü zararlar verir. Mükemmeliyetçilik kişilerin kendilerini olumsuz algılamalarının yanı sıra, ilişkilerinin de bozulmasına yol açar (Egan ve dğr., 2014). İnsanlar kendilerini çoğunlukla ilişkileri üzerinden tanımlarlar; sosyal aidiyet insan için son derece önemlidir. Mükemmeliyetçilik kişinin sosyal aidiyetini de tehdit edebilir çünkü içinde bulundukları grubun standartlarını düşük bulma olasılıkları nedeniyle sosyal ve duygusal yalnızlık yaşarlar (Martin, 2019). Yaşadıkları yalnızlık nedeniyle sosyal geri bildirim imkanlarından yoksun kalan kişilerin kendilerine uygun gerçekçi hedefler belirleyememeleri ve dolayısıyla bunları gerçekleştirememeleri daha olasıdır...
  • Yayın
    COVID-19 pandemisinde ertelemecilik ve erteleme davranışını önleme
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Malakcıoğlu, Cem; Eğitim Bilimleri Fakültesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü
    Ertelemecilik Nedir? Ertelemecilik (procrastination), günümüzde yaygın olarak gözlediğimiz bir davranış türüdür. Temelde iki tür erteleme davranışından söz edilebilir: Yapılması gereken bir işe başlamamak veya başlanan bir işin tamamlanmasını geciktirmek. Prem ve dğr. (2018) göre, ertelemecilik görevleri son dakikaya kadar erteleme veya son teslim tarihlerini geçme eylemidir. Ertelemecilik farklı koşullarda meydana gelebilir. Olağanüstü koşullarda erteleme davranışının daha sık olduğuna dair görüşler bulunmaktadır (Chu ve Choi, 2005; Steel, 2007; Klingsieck, 2013). COVID-19 pandemisi de olağanüstü bir durumdur ve bu süreçte erteleme davranışının daha sık meydana gelmesi olasıdır. Pandemi sürecinde pek çok işi yapma şekli değişmiştir, gündelik hayatın akışı ve özellikle sosyal hayat önemli ölçüde farklılaşmıştır. Örneğin, bazı işlerini COVID-19 pandemisi sonrasında normalleşme sürecine erteleyen insanlar bulunmaktadır...
  • Yayın
    COVID-19 pandemisinde pozitif psikoloji
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Nedim Bal, Pervin
    Bu makalede, pandemi sürecinin sebep olduğu bireysel, ailevi ve toplumsal bağlamda ortaya çıkan travmatik durumlara karşı oldukça etkili çözümler sağlayan “pozitif psikoloji” yaklaşımı ele alınmıştır. Bilindiği gibi Aralık 2019’da Wuhan, Çin merkezli, insanlarda akut solunum sendromu (COVID-19) salgınına yol açan yeni bir coronavirus (SARS CoV2) ortaya çıktı. Üç ay içinde, virüs 118.000’den fazla vakaya yayıldı ve 114 ülkede 4,291 ölüme neden oldu ve Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel bir pandemi ilan etmesine yol açtı. Pandemi, el yıkamayı artırarak, yüze dokunmayı azaltarak, kamusal alanda maske takarak ve fiziksel uzaklaştırma yoluyla virüsün yayılmasını yavaşlatmak için büyük bir küresel halk sağlığı kampanyasına yol açmıştır...
  • Yayın
    Salgınlarda davranış biçimleri
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Samastı, Mustafa
    Bulaşıcı bir hastalığın normalde beklenenden çok daha fazla kişide ortaya çıkmasına salgın (epidemi), bu durumun ülke sınırlarını aşarak ülkelerarası, kıtalararası bir boyuta ulaşmasına ise küresel salgın (pandemi) adı verilmektedir. Tarihten günümüze pek çok salgın ve pandemi, savaşlardan ve düşman ordularından daha büyük tahribat ve insan zaiyatına neden olmuştur. İnfluenza (grip) gibi solunum yolu ile bulaşan; kolera, tifo gibi, su ve gıda kaynaklı olanlar; ayrıca arthropod vektörler (bit, pire, sivrisinek, kene) aracılığı ile bulaşan tifüs, veba, sıtma, Kırım-Kongo kanamalı ateşi gibi çok farklı nitelikte salgınlar bulunmaktadır. Bunların her birinin kaynakları, bulaşma tarzları, coğrafi dağılımları ve mücadele tarzları değişik ve kendine özeldir...
  • Yayın
    COVID-19 pandemisinde psikiyatrik hastalıklar
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Yeni Elbay, Rümeysa
    Ruhsal hastalıkların ortaya çıkma nedenleri genellikle multifaktöriyel olarak tanımlanır. Özellikle çevresel faktörlerin etkisi önemli bir tetikleyici olarak kabul edilmektedir. Tüm dünyayı etkisi altına alması, hastalığın seyri hakkında bilginin kısıtlı olması, bulaş riskinin yüksek olması gibi nedenlerle pandemiler de toplumda bireylerin ruh sağlığını tehdit eden bir unsur olarak kabul edilebilir. Yakın geçmişteki SARS ve MERS pandemi deneyimleri bu konuda biz klinisyen ve araştırmacılara ışık tutmaktadır...
  • Yayın
    COVID-19 geçiren sağlık personellerinin hikayeleri
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Çaşkurlu, Hülya
    Vaka 1: 26 yaşında Dahiliye asistanı, kadın. Salgının başından beri maske kullanımı, izolasyon kurallarına dikkat etmiş. Ancak maske takmayan bir Lösemili hastaya maske olmadan acil müdahele etmek durumunda kalmış, sonrasında maskesini hemen takmış. Hasta ile bu temastan üç gün sonra kırgınlık ve ishal şikayetleri başlamış. COVID-19 şüphesi ile evinde ailesine izolasyon uygulamış. Temas ettiği hastanın SARS CoV2 PCR testi pozitif çıkınca evde maske ve ayrı oda kullanımı ve kontamine eşyaları ayrı temizleme önlemlerini almış. İki gün sonra öksürük, halsizlik ve nefes darlığı ile hastaneye yatırılmış. Hastanede 4 gün boyunca oksijen desteği aldıktan sonra taburcu edilerek evinde izolasyona devam etmiş. Hastanede geçirdiği günlerde yalnızlık hissi ve oksijen açlığının genç de olsa kendisini zorladığını ve bu nedenle hasta olmamak için fiziki mesafe, maske kullanma kurallarına uyulması gerektiğini vurgulamakta...
  • Yayın
    Bulaşıcı hastalıkların epidemiyolojisi
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) İkiışık, Hatice
    Epidemiyoloji; belirli bir toplumda sağlıkla ilgili durumların dağılımını ve bunların nedenlerini inceleyen bilim dalıdır. Epidemiyoloji, sadece bulaşıcı hastalıklar, bulaşıcı olmayan hastalıklar, özürlülük gibi durumlar değil sağlığı geliştirici durumlarla da ilgilenmektedir. Epidemiyolojik bir çalışma kişi, yer ve zaman özelliklerini içermelidir. Epidemi tanım olarak salgın anlamına gelir. Salgın, bir enfeksiyon etkeninin belirli bir bölgede beklenenin üzerinde sayıda görülmesidir. Bir etkenin hiç görülmediği bir bölgede az sayıda rastlanması durumu dahi salgın olarak sayılmalıdır. Başka bir ifade ile vakaların o bölgede daha önceki zamanlardaki görülme sıklığına bakılmalı ve vaka sayısında dikkate değer bir artış söz konusu ise salgın olarak sayılmalıdır...
  • Yayın
    COVID-19’un genel özellikleri, hastalığın oluş mekanizmaları ve COVID-19’a karşı vücudun doğal savunma sistemleri
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Samastı, Mustafa
    “COVID-19” 2019 yılı Aralık ayında Çin’in Wuhan şehrinde başlayıp tüm dünyayı etkisine alan pandemik hastalığa “Coronavirüs Diseases 2019’un kısaltması olarak Dünya Sağlık Örgütü’nün vermiş olduğu isimdir. Hastalık etkeninin şimdiye kadar bilinmeyen yeni bir koronavirüs olduğu anlaşılarak 2019 -nCoV (2019 novel Coronavirüs) adı verilmiş ise de incelemeler sonucu bu virüsün 2002 yılında ortaya çıkmış olan “ciddi akut solunum sendromu (SARS: Server Acute Respiratory Syndrome) etkeniyle aynı cins içinde farklı bir soy olduğu anlaşılarak bu isim “SARS-CoV2” şeklinde değiştirilmiştir...
  • Yayın
    Manevi bağışıklık: Nedir ve nasıl kazanılır?
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Şentürk, Recep; Şentürk, Recep; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Sosyoloji Bölümü
    Bugünlerde “yeni normal” üzerinde tartışmalar yapılıyor. Bu “yeni normafe sadece tıbbi açılardan yaklaşılıyor. Halbuki bu Corona virüs süreci ve bundan sonra gelecek olan Post-Coronavirüs dönem sadece tıbbi bir olay değil. COVID-19 salgınının psikolojik, sosyolojik, ekonomik, siyasi ve hukuki boyutları var. Örneğin üniversitemizde geçtiğimiz günlerde Corona virüs sürecinin hukuki boyutuyla ilgili çok güzel bir sempozyum yapıldı. Biz bu süreci sosyal, toplumsal, psikolojik ve manevi boyutlarıyla ele almaya çalışıyoruz. Bu konunun sosyal boyutu kanaatimce tıbbi boyutundan daha önemli. Neden derseniz, tıbbi boyutu aşı bulununca bitecek, belki bu rahatsızlık tarihe karışacak ama bu süreçteki değişimler kalıcı olacak. Bu süreçte yaşadığımız değişimlerin çoğu bizimle beraber devam edecek. Bunlardan en önemlisi dijital dönüşüm ki hayatımızın her alanım etkiliyor. Mesela tıbbı da etkiliyor bu dönüşüm ve “tele-tıp” gündeme geliyor. Eğitimde örneğin uzaktan eğitim süreci yaşandı ve YÖK üniversitelerin gelecek dönemlerde eğitimlerinin %10’unun uzaktan öğretimle yapılmasını zaruri hale getirdi; üniversitelerin bunu %40’a kadar çıkarabilmelerine de müsaade etti.* 1 Ekonomide dijital paraya geçiş var, dijital cüzdan uygulaması geliyor.2 Dolayısıyla bu uygulamalar artık kalıcı olacak...
  • Yayın
    COVID-19 pandemisinde salgın travması ve travma sonrası büyüme
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Bulut, Sefa; Bulut, Sefa; Eğitim Bilimleri Fakültesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü
    İnsanoğlu hayatı boyunca pek çok travmatik yaşantı deneyimlemektedir. Hiç kimse travmatik ve olumsuz yaşantılardan korunmuş ve arınmış değildir. Bir şekilde herkes yaşamının belli bir döneminde farklı türlerden travmatik yaşantılara maruz kalmaktadır...