Türk kanunlar ihtilafı kurallarına göre Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşlarının evlenme konularına uygulanacak hukuk ve karşılaşılan problemler
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Arap baharı olarak isimlendirilen ve 17 Aralık 2010’da Tunus’ta başlayıp Ortadoğu’daki pek çok ülkeye yayılan devrim ve isyan hareketleri bölgede önemli sayıda kişinin daha güvenli ve istikrarlı ülkelere göç etmesine sebebiyet vermiştir. Hem konumu hem de kucaklayıcı politikası dolayısıyla Türkiye, pek çok mültecinin tercih ettiği göç noktalarından biri haline gelmiştir. Türkiye’de artan yabancı uyruklu nüfusu, medeni hukuk kapsamında evlenme, boşanma, miras gibi pek çok uyuşmazlıkta uygulanacak hukuk meselesini de gündeme getirmiştir. Özellikle Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olup ülkemizde ikamet eden çok sayıda kişinin medeni haline ilişkin uyuşmazlıklarına uygulanacak hukuk ve bu hukukun uygulanmasından doğabilecek problemlerin incelenmesi önem arz etmektedir. Bu makale özelinde “evlenme” kurumu incelenecek olup Suriye vatandaşlarının dâhil olduğu evliliklerde uygulanacak hukukun tespiti 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (“MÖHUK”) hükümleri kapsamında yapılacaktır. MÖHUK atfıyla Suriye hukukunun uygulandığı haller ise özellik arz etmektedir. Zira Suriye hukukuna göre evlenmeye ilişkin düzenlemeler, kişilerin dini tercihleri göz önünde bulundurularak farklı düzenlemelere tabi tutulmaktadır. Çoğunluğun bağlı olduğu ve İslam hukuku çerçevesinde oluşan temel kurallar silsilesi ise Türk hukukunda düzenlenmeyen mehir gibi kurumlara yer vermekte veya çeşitli açılardan Türk hukuku ile çelişki arz edebilmektedir. Bu sorunların ortaya konularak analiz edilmesi ve Türk kamu düzeni açısından değerlendirilerek karşılaşılan uyuşmazlıklara yönelik bir yol haritası çizilmesi önemlidir.
The revolution movements, which started in Tunisia on 17 December 2010 and spread to many countries in the Middle East, have caused a significant number of people in the region to migrate to safer and more stable countries. Türkiye has become one of the preferred migration destinations for many refugees due to its location and inclusive policy at the beginning of the crisis. The increasing number of foreign nationals in Türkiye has also raised the issue of the law to be applied in many disputes such as marriage, divorce and inheritance within the scope of civil law. In particular, it is important to examine the law applicable to the civil disputes of a large number of Syrian Arab Republic citizens residing in Türkiye and the problems that may arise from the application of this law. In this article, the institution of ‘marriage’ will be analysed and the determination of the applicable law in marriages involving Syrian citizens will be made within the scope of the provisions of the Law No. 5718 on Private International Law and Procedural Law (“PILPL”). The cases in which Syrian law is applied by reference to the PILPL are peculiar. It is because, according to Syrian law, the regulations regarding marriage are subject to different regulations by taking into consideration the religious preferences of the persons. On the other hand, the basic set of rules that the majority adheres to and which is formed within the framework of Islamic law may include institutions such as mahr (might be translated as bride price) that are not regulated in Turkish law or may be in conflict with Turkish law in various respects. It is important to reveal and analyse these problems and to draw a road map for the encountered disputes by evaluating them in terms of Turkish public order.