Uysal, Burcu
Yükleniyor...
Araştırma projeleri
Ruh sağlığı tanımına göre, kişilerin sağlıklı olmaları sadece psikopatolojinin yokluğu ile değil, aynı zamanda pozitif iyi oluşun göstergelerini de barındırmaları ile gözlemlenecek bir durumdur. Bu sebeple, psikolojik müdahale programlarının yalnızca semptom azaltmaya yönelik değil aynı zamanda psikolojik iyi oluşu arttırmaya yönelik koruyucu temaları işlemeleri önem arz etmektedir. Yaşam boyu gelişim evreleri göz önünde bulundurulduğunda ilkokul çağı, yetişkinliğe etki edecek sağlıklı psikolojik gelişimin inşaa edileceği bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Modern öncesi zamanda çocuklar, yetişkin hayatına hazırlanmak ve sağlıklı psiko-sosyal gelişimi sürdürebilmek için gerekli becerileri beraber yaşadıkları geniş ailelerinden tecrübe aktarımı ile öğrenebiliyorlarken modernleşme ile beraber küçülen ailelerde yetişen çocuklar bu tecrübe akışına evlerinde ulaşamamaya başladılar. Bu sebeple psiko-sosyal gelişimi destekleyecek bilgi birikimi kurumsal yapılardan, resmi şekilde öğrenme ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyacın en etkili ve sistematik olarak karşılaşabileceği kurumlar ise çocuklar örgün öğretime devam ettiği okullar olarak karşımıza çıkmaktadır. Okul temelli psikolojik müdahale programları incelendiğinde, bu programlara katılan öğrencilerin katılmayan öğrencilere kıyasla mutlu seviyelerinde, öz güvenlerinde, psikolojik dayanıklılıklarının, okula bağlılıklarında, öğretmen ve diğer öğrenciler ile kurdukları ilişki kalitesinde, yaşam doyumlarında ve öz yetkinlik inançlarında önemli seviyede artış olduğu tespit edilmiştir. Bu proje ile amaçlanan, ilkokul 4. sınıf öğrencilerine yönelik, kültüre duyarlı ve bilişsel gelişimlerine uygun, okul müfredatına entegre, öğrencilerin öz yetkinlik inançlarını arttıracak 10 haftalık bir müdahale programı geliştirmek ve uygulamaktır. İlk adımda programın içeriğinin geliştirilmesi için literatür taraması yapılarak mevcut bilgi birikimi derlenecektir. Derlenen bilgi birikiminin ışığında, uzman görüşleri de alınarak müdahale programının içeriği geliştirilecektir. Daha sonra geliştirilen içerik, Arnavutköy Suatlar İlkokulu 4. sınıf öğrencilerine, psikoloji alanında lisansüstü eğitimine devam eden psikologlar tarafından proje yürütücüsü akademisyenlerin yönetiminde, 8 - 12 kişilik gruplar halinde 10 hafta boyunca, her hafta düzenli olarak uygulanacaktır. Öğrenciler ile 10 haftalık programa başlamadan önce, katılımcı olacak öğrencilerin öğretmenlerine ve velilerine program hakkında bilgilendirme seminerleri düzenlenerek, müdahale programının etkisini arttırmak hedeflenmektedir. Uygulanan programın etkinliğinin test edilebilmesi için müdahale programı öncesinde, bitiminde ve takip eden 2 ay içinde öğrencilerden aynı ölçme materyalleri ile veri toplanacaktır. Buna paralel olarak, öğretmenlerden de öğrenciler hakkında gözlemlerini içeren bilgiler alınarak, öğrencilerden alınan bilgiler ile karşılaştırılacaktır. Proje sonunda katılım sağlayan öğrencilerin öz yetkinlik inançları arttırılması hedeflenerek, faydalanmaları sağlanacaktır. Ayrıca programın uygulanması sırasında ve sonrasında elde edilecek verilerin analizi ile literatüre katkı sağlanacaktır. Programın sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla programın nasıl yürütüleceğine dair detaylı bir kitapçık oluşturulacaktır.
Organizasyon Birimleri
İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Bölümü
Psikoloji Bölümü BSc, MA, MSc ve PhD dereceleri sunmaktadır ve bu çalışma alanları gelişmektedir. Psikoloji biliminin ele aldığı konular, beynin işlevlerinden toplumsal hareketlerin incelenmesine, çocuk gelişiminden ruhsal bozuklukların nasıl tedavi edilebileceğine kadar uzanan çok geniş bir yelpazede yer alır. Bu zenginlik, psikolojinin birçok farklı, ancak birbiriyle etkileşim içinde olan alt alanlarının bulunduğu anlamına gelmektedir.
Adı Soyadı
Burcu Uysal
İlgi Alanları
Travma, Psikolojik Sağlamlık ve İyi-Oluş, Antisosyallik, Algılanan Ayrımcılık
Kurumdaki Durumu
Aktif Personel
26 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 26
Yayın Koronavirüs salgın sürecinde uluslararası üniversite öğrencilerine yönelik pozitif psikoloji temelli çevrimiçi müdahale programının geliştirilmesi: Pilot bir çalışma(Önder İmam Hatipliler Derneği, 2021) Özkul, Seyhan; Uysal, Burcu; Morgül, Ebru; Eren, Senem; Eğitim Bilimleri Fakültesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık BölümüKoronavirüs salgını sürecinin genel olarak toplum ve özel olarak uluslararası öğrenciler üzerindeki psiko-sosyal etkileriyle baş etmek için destek sağlayabilecek müdahale programlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak amacıyla Pozitif Psikoloji kavramlarını ve Pozitif Psikoloji Müdahaleleri’ni (PPM) temel alan 6 oturumluk bir müdahale programı geliştirilmiştir. Bu müdahale programının etkinliğini ölçmek için katılımcılardan stres, depresyon, anksiyete, Koronavirüs korkusu, mental iyi oluş ve psikolojik dayanıklılık puanlarına dair veriler toplanmıştır. Çalışmaya katılmak için başvuran 34 uluslararası öğrenciden ön test ile elde edilen nicel veriler arasındaki ilişkiyi gösteren Pearson korelasyon katsayıları hesaplanmıştır. Müdahale programı 11 kişiyle başlamış ve 6 katılımcı ile tamamlanmıştır. 6 katılımcıdan ise hem ön test hem de son test verileri elde edilmiş ve Wilcoxon işaretli sıralar testi ile müdahale programının etkinliği incelenmiştir. Araştırma sonuçları psikolojik dayanıklılık ve Koronavirüs korkusu arasında anlamlı olumlu bir ilişki olduğunu ve uygulanan müdahale programının depresyon düzeyini azaltmakta başarılı olduğunu göstermektedir.Yayın Antisocial behaviour and violent delinquency among boys with a migration background: A German panel study(IOS Press, 2020) Uysal, Burcu; Stemmler, Mark; Weiss, Maren; Uysal, Burcu; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüImmigrant boys show higher rates of antisocial behaviour. However, results of previous studies showed some contradictory findings in terms of intercultural differences in antisocial behaviour. In our study, we used an intercultural comparison of antisocial behaviour based on two different definitions of migration status (nationality vs. migration background). According to migration background, however not according to nationality, significant but small differences were found only in violent delinquency. A longitudinal mediator model based on the disintegration approach (Anhut & Heitmeyer, 2000) was examined in order to contribute to our understanding of the background of violent delinquency in immigrant boys. The data were from a German panel study conducted in the cities of Dortmund and Nuremberg. The results of the mediator model showed that perceived discrimination and negative parenting affect violent delinquency indirectly through violence attitudes, self-control, and peer delinquency. The findings suggest that preventive measures against violent delinquency should focus on these indirect effects and migrant-specific variables.Yayın Postmodern darbenin kapanmayan yaraları(İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Avcı, Betül; Yanık, Medaim; Uysal, Burcu; Kuşakcı, Sümeyye; Kuşakcı, Sümeyye; Uysal, Burcu; Avcı Sebetci, Betül; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü28 Şubat postmodern darbesi, Türkiye’de Müslümanların yaşadığı en travmatik olaylardan birisidir ve şüphesiz ki toplumda çok derin yaralar açtı. Kimi bu sorunları bizzat yaşadı, kiminin yakınları o baskıya maruz kaldı ve sonuçta toplumun büyük bir kesimi darbeden etkilendi. Bugün İbn Haldun Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yapan çok sayıda akademisyen de yakın tarihin utanç lekesi 28 Şubat sürecinde baskıyı yaşadı ve hikâyelerini anlattı. Her bir hikâye kendi içinde çok önemli ayrıntılar barındırıyor. İşte o öyküler…Yayın Transdiagnostic unified protocol on anxiety disorders(The European Association for Behavioural and Cognitive Therapies, 2023) Aydın, İclal; Turkcapar, Hakan; Uysal, BurcuIntroduction: The transdiagnostic approach argues that the common features are needed to be taken into account [e.g. distress intolerance (DI), intolerance of uncertainty (IU), anxiety sensitivity (AS)] underlying emotional disorders rather than evaluating them separately since the dissection of anxiety disorders has increased with each emerging version of the Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM), in which the classification of anxiety disorders resulted in an increased number of intervention protocols for each disorder. That is why an increase in comorbidity among anxiety disorders is observed. This also caused an increase in comorbidity among anxiety disorders. The transdiagnostic approach offers a unified protocol (UP) for strengthening the common features, thereby both preventing the emergence of emotional disorders andor intervening in the symptom severity of emotional disorders, which can be applied to different types of emotional disorders. The main aim of this study is to develop a unified protocol. The UP will include interventions developing the levels of common transdiagnostic features (DI, IU, AS).Yayın The relation between level of psychological symptoms and success in distinguishing components in thought record form and self evaluation in Turkish psychotherapy trainees(WCBCT2019, 2019) Uysal, Burcu; Türkçapar, Hakan; Özdel, Kadir; Uysal, Burcu; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüIntroduction: Psychopathology affects the evaluation of feelings, thoughts, beliefs, behaviors, daily situations and self-image negatively. These components of feelings, thoughts, beliefs and behaviors have rarely been considered in mental health professionals in Turkey. As part of an assignment in a Cognitive Behavioral Therapy Class, it was observed that trainees had difficulties in distinguishing between thoughts vs. emotions, beliefs vs. thoughts, and situations vs. thoughts. In the present study, we would like to examine the relationship between the ability to distinguish among these components of emotions, thoughts, beliefs and behaviors in relation to psychological symptom levels and the evaluation of self-image among psychotherapy trainees. Method: The data are currently being collected from mental health professionals in cognitive behavioral therapy (CBT) trainings in Turkey. Respondents include Clinical Psychology Master Students at Hasan Kalyoncu University in Gaziantep and Ibn Haldun University in Istanbul. Other CBT trainees who are not attached to universities are also considered. In total, we aim to have approximately 60 mental health trainees. In addition to thought record form, participants will fill the Beck Depression Inventory, Beck Anxiety Inventory, SCL-90 Short-Form, Psychological Symptom Screening Questions and a short sociodemographic form, including some questions on evaluation of their self-image as future mental health professionals. Results: Analysis of variance, correlations and regression will be used to analyse the data, using IBM SPSS Statistics 25. Conclusions: We hope that the results of this study will make a contribution to support the professional development of the mental health trainees in Turkey.Yayın Effectiveness of a psychoeducational group intervention infused with psychodrama to enhance group processes and alleviate burnout among public institution call center employees: A pilot study(Muhammed Zincirli, 2024) Uysal, Burcu; Özkul, Seyhan; Bayraktar, Ayşenur; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüThis quasi-experimental study examines the effectiveness of a psychoeducational group intervention program consisting of psychoeducation sessions and group exercises based on psychodrama warm-up activities resulting from the needs of public sector call center agents in the workplace. Forty municipality call center employees from two municipalities (intervention and control groups) completed pre- and post-test measures before and after the intervention program. Within the scope of the study in sociodemographic form, the Brief Psychological Resilience Scale (BPRS), Maslach Burnout Inventory (MBI), Warwick-Edinburgh Mental Well-Being Scale (WEMWBS), Organization-Based Self-Esteem Scale (OBSES), Group Cohesion Scale (GCS), and Group Atmosphere Scale (GAS) were used. A follow-up session and follow-up test for the intervention group took place one month after the completion of the intervention sessions. The intervention group showed significant pre-to-post-test short-term effects on psychological resilience and pre-to-follow-up long-term effects on group atmosphere scores. However, there was no significant change in burnout, well-being, or organization-based self-esteem scores. Moreover, no significant difference was noted in the control group from pre- to post-test, except for the decrease in the group atmosphere scores.Yayın Travma ve psikoterapiler(Nobel Akademik Yayıncılık, 2023) Uysal, Burcu; Uysal, Burcu; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüGüneşin her an aydınlattığı ve ısıttığı biı -i jd: bu güzelliklerin birer nimet olduğunu ancak bir gür. icırrüiüğı yaşadığımızda ve üşüdüğümüzde anlardık. Avm şerA.b- bayatımızdaki zorluklar da sahip olduğumuz güzellikleri fark etmek için bize önemli fırsatlar sunarlar. Ancak hayatta karşılaşılan bazı zorluklar "sınırda tecrübeler” olarak adlandırabileceğimiz, hayatla yaşam sınırı arasında hissettiren ya da kişisel sınırları çok aşan travmatik tecrübeler olabilir. kemen herkes, travmatik tecrübelerle hayatında en az bir kere karşılaşabilir ya da yakınlarının travmalarına şahit ok’hi ır, übyse ki travmatik tecrübelerin birçoğu kişilerin doğal h. m süreçleriyle kendiliğinden aşılır. Ancak belli travmanı; ;> o übeler, bazı kişilerin hayatını alt üst edebilir. Profesyonel m ' m ■ dım alma ihtiyacını doğurabilir. Tanı da bu nokm*(• o-ıyka psikoterapi yaklaşımları ve ekolleri travmaya tanrı L-.tkıs açıları kazandırıp farklı çözüm yollan sunarlar. Terapi sürecinde gerek travma mağdurları gerek meslek profesyonelleri açısından bu zorlu tecrübelerle başa çıkmak için ha.svuı ıhabilecek birçok farklı yol olduğunu bilmenin herkes açısından umut verici ve motive edici olabileceğini düşünüyorum. Tüm bu düşüncelerle bu kitap serüveni için yola çıktığımda her bir yaklaşım için hem işin pratiğinde hem de akademik anlamda tecrübeli isimlere ulaşmanın en doğru yol olduğunu düşündüm. Kitaptaki bölüm yazarıyla birlikte aylar süren emeklerin neticesinde bu eser ortaya çıkmış oldu…Yayın Videoconferencing-based cognitive behavioral therapy for youth with anxiety and depression during COVID-19 pandemic(SAGE, 2022) Uysal, Burcu; Morgül, Ebru; Taştekne, Feyzanur; Sönmez, Dilruba; Tepedelen, Mehmed Seyda; Gülay, Sümeyra; Görmez, Vahdet; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüThe need for psychosocial intervention programmes to address the negative consequences of the COVID-19 pandemic and its associated lockdown restrictions on the mental health of young people is evident. Using a within subject pretest-posttest design, this study aimed to evaluate the effects of online Cognitive Behavioural Therapy (CBT)-based anxiety and depression management psychoeducation programmes on mental health and coping skills in youth ages 14–20. The Demographic Information Form, Revised Child Anxiety Depression Scale, and KidCope were administered before and after the psychoeducational programme to assess programme outcomes. The results indicate significant decreases in levels of anxiety, significant decreases in avoidance of anxiety-provoking situations and significant increases in coping skills following the online CBT Anxiety Management Psychoeducation Program. A significant decrease in depression scores was noted among the online CBT Depression Management Psychoeducation Program participants. Although these results should be interpreted cautiously due to limitations of the study (e.g., no control group, high attrition), they suggest that psychological prevention or intervention programmes may be beneficial for young people who are physically unable to go to school or who cannot interact face-to-face with social support networks.Yayın Dayanıklılık geliştirilebilir mi?(28. Ulusal Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kongresi, 2018) Uysal, Burcu; Uysal, Burcu; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüDayanıklılık kavramı bir yandan doğuştan sahip olunan kişisel bir özellik olarak da değerlendirilmekle beraber son araştırmalar dayanıklılığı daha ziyade karşılaşılan zorluklara adapte olmanın geliştirildiği bir süreç olarak değerlendirmektedirler. Hatta bugünkü bakış açısına göre dayanıklılık araştırmasında en problemli yaklaşımlardan biri dayanıklılığın doğuştan gelen bir özellik olduğu kabulüdür. Çünkü bu yaklaşım dayanıklılığın kişinin zorluklara adapte olmasının ilişkilerine ve kişi dışındaki birçok diğer sisteme bağlı olduğu gerçeğini yadsır. Son yıllarda sistemsel teorik bakış açısı birçok çalışma alanını etkilemiştir. Gelişimsel sistem yaklaşımıyla dayanıklılık tanımı da değişerek bütüncül bir yaklaşımla dayanıklılığı destekleyen faktörler birey, aile ve toplum gibi farklı sistemler arasında dağılmıştır. Dayanıklılık ise bu süreçlerin birbirleriyle dinamik etkileşimi neticesinde ortaya çıkmaktadır. Bireysel dayanıklılık perspektifinden olan faktörlerin uzantıları ailevi dayanıklılık faktörleriyle yakın bir paralellik gösterir. Örneğin kişi perspektifinden baktığımızda kişinin kendiyle ilgili olumlu bakış açıları, kimlik, problem çözme becerileri bireysel bazda dayanıklılık faktörleri olarak ele alınırken, ailevi olumlu bakış açıları, ailevi kimlik, ailevi esneklik gibi kavramlar da aile boyutundaki dayanıklılık faktörleri olarak değerlendirilir. Hem bireysel hem de aile çalışmalarında noksanlıklara odaklı yaklaşımları bir kenara bırakıp dayanıklılığa, kişilerin sahip olduğu potansiyellere odaklanma, klinik sosyal çalışma, psikoloji, pediatri ve psikiyatri dahil olmak üzere, çok yönlü uygulama alanlarındaki (aile terapisi; okul psikolojisi ve danışmanlığı; afet hazırlığı ve yanıtı; askeri aileler için hizmetler vb.) müdahale modelleri ve yöntemleri üzerinde dönüşümsel bir etkiye sahip olmuştur. Dayanıklılık geliştirme kapsamında çocukların ve ailelerin belli sıkıntılara maruz kalmalarını engelleyen veya bu sıkıntılardan koruyan stratejiler (evsizliğin yeni olumsuz sonuçlarını önlemek, annelerin depresyonunu tedavi etmek gibi), bazı problemler yüzünden yaşanacak sıkıntıları azaltmayı veya hafifletmeyi, mevcut kaynakları geliştirmeyi (konut destekleri, sağlık hizmetleri gibi), koruyucu süreçleri (ebeveyn-çocuk ilişkileri gibi) harekete geçirmeyi içerir. Literatüre geçmiş dayanıklılığı geliştirme amaçlı uygulanan en etkili müdahale programları bu stratejilerden iki veya üçünü kombine ederler. Bebek bekleyen ve daha sonra bebek sahibi olan ailelerin ev ziyaretleriyle bu sürece hazırlanması, bu süreçte desteklenmeleri; boşanmış aile çocuklarının ebeveyn-çocuk ilişkileri geliştirmelerine destek verilmesi, çatışmaların azaltılması gibi amaçları olan araştırmalar bunlara örnek verilebilir. Dayanıklılığı geliştirme yaklaşımlarında çocuk ve aile eksenlerinin yanı sıra biyopsikososyokültürel sistemler ve süreçler, direnç kabiliyetlerini geliştirmede katkıda bulunan topluluk, kültürel ve toplumsal eksenlerin de hesaba katıldığı görülür. Topluluk bazında dayanıklılığı geliştirme açısından; güvenli fiziksel çevre, olumlu değer yargıları olan arkadaş çevresi, iş olanakları gibi örnekler verilebilir. Kültür ve toplum bazında dayanıklılığı geliştiren faktörlere ise yaşama anlam veren dini inanç sistemleri, çocukları koruyucu devlet politikaları ve sağlıklı işleyen bölgesel ve ulusal ekonomi örnek verilebilir. Sonuç olarak dayanıklılık kavramının farklı sistemlerin birbirleriyle etkileşimi neticesinde bireylerin zorluklarla başa çıkma becerilerinin geliştirilebildiğini söyleyebiliriz. Farklı çalışmalarda dayanıklılığın geliştirilebilen kısımlarının kategorilerine değinilmiştir ve yine birçok araştırma dayanıklılığın geliştirilebilirliğini ortaya koymaktadır. Bu yaklaşım ve çalışmalar daha ayrıntılı bir şekilde ele alınarak, dayanıklılığın geliştirilebilecek kısımlarını daha iyi anlamak amaçlanmaktadır.Yayın Psikoterapide eğitim ve standardizasyon için bir örnek : Almanya’daki psikoterapi sistemi(Association for Cognitive and Behavioral Psychotherapies, 2020) Uysal, Burcu; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Bölümü; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji BölümüAlmanya’da yasal sağlık sigortası hizmetlerinin önemli bir parçası olan psikoterapiye dair tüm detayların belirlenmesi ve süreç içerisindeki düzenlemelerin oturması yaklaşık 50 yılda bugünkü halini almıştır. Sürecin başlangıcı 1967 yılında tıp doktorlarının psikoanalitik yönelimli psikoterapiyi yasal sigorta kapsamında uygulaması kabul edilebilir. Daha sonra en somut diğer büyük adım 1999 yılında Psikoterapi Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle atılmıştır. Kanunun yürürlüğe girmesiyle ruh sağlığı alanında çalışan herhangi bir uzman kendisini ‘psikoterapist’ olarak adlandıramaz. Çünkü ‘psikoterapistlik’ Almanya’da ‘doktorluk’ gibi yasal açıdan korunan bir meslek grubu haline gelmiştir. Tıp doktoru psikoterapistlerin yanısıra, psikolog psikoterapistler ve çocuk ve ergen psikoterapistleri de yasal sigorta kapsamında hizmet vermeye başlamıştır. Psikoterapi sistemine dair, psikoterapi eğitiminin içeriği, mesleki uygulamadaki standartlar, psikoterapi hizmetinin kalitesini veya uygulamaya dair prosedürel süreçlerin kontrolünü sağlayan mekanizmalara değinilecektir.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »