Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz
Yükleniyor...
Araştırma projeleri
Organizasyon Birimleri
Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü
İbn Haldun Üniversitesi Hukuk Fakültesi, hukuk ve adalet bilincinin toplumda yaygınlaşmasına hizmet edebilecek, ulusal ve uluslararası hukuk alanında yaşanan gelişmeleri yorumlayıp değerlendirebilecek, fikrî bağımsızlığa sahip, çokdilli, küresel rekabet ortamında başarı sağlayabilecek ve Türkiye'yi uluslararası alanda temsil edebilecek hukukçular yetiştirmeyi hedeflemektedir.
Adı Soyadı
Yeliz Bozkurt Gümrükçüoğlu
İlgi Alanları
İş Hukuku, Sosyal Güvenlik Hukuku, Sendika, Toplu İş Hukuku, Kişisel Verilerin Korunması Hukuku
Kurumdaki Durumu
Aktif Personel
5 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Yayın Yapay zekânın i̇şe alım süreçleri̇nde kullanımı ve algori̇tmi̇k ayrımcılık(Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2023) Gümrükçüoğlu Bozkurt, Yeliz; Yakacak, Gülnihal Ahter; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Yakacak, Gülnihal Ahter; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüAlgoritmik ayrımcılık, algoritmaların bir sonucu olarak bireyler veya gruplar tarafından deneyimlenen her türlü farklı muameleyi veya etkiyi ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Hali hazırda mevcut ayrımcılık temellerine dayalı sebeplerle gerçekleşen ayrımcı davranışların yapay zekâ araçları vasıtasıyla daha sistematik, düşük maliyetli ve anlaşılamaz biçimde ortaya çıkması mümkün hale gelmiştir. İşe alım süreçleri de algoritmik ayrımcılık örnekleri ile sıkça karşılaşılan alanlardandır. Bazı hallerde işverenin bilinçli kararlarına dayanabileceği gibi bazı durumlarda işverenin ve hatta yapay zekâ aracını geliştirenin bilgisi dışında ortaya çıkması mümkündür. Gelinen noktada teknolojik gelişmelere karşı durabilmek mümkün olmasa da insan hakları ile uyumlu kullanımını sağlamak gerekmektedir. Yapay zekanın mevcut işlere etkileri düşünüldüğünde, istihdama giriş sürecinde bireyin temel haklarının korunması giderek artan bir önem arz etmektedir. Gerekli tedbirler geliştirilmediği takdirde bireylerin sistematik ayrımcılığa maruz kalması, hatta öjenik anlayışla işçi adaylarının seçimi mümkün olabilecektir. Dijitalleşmenin panaptikonunda bireyin ayrımcılığa uğrama riskini artıran özel nitelikli kişisel verilere erişim hızı ve kolaylığı acil tedbir ihtiyacı doğurmaktadır.Yayın Alman İş Hukuku'nda toplu sözleşme sistemi(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2017) Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Krebber, Sebastian; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüBirçok hukuk sisteminde toplu iş hukuku, sadece sendikaların işveren veya işveren birliklerinim toplu iş sözleşmesi müzakerelerinden oluşmaktadır. Alman Toplu İş Hukukunun yapısı ise bundan daha karmaşıktır Alman Toplu İş Hukuku'nun uç temel ayağı vardır: İlk olarak elbette Alman Toplu İş Sözleşmesi Sisteminde de toplu iş sözleşmesinin bir tarafında sendika diğer tarafında ise işveren veya işveren birlikleri bulunmaktadır. Toplu iş hukukunun bu ayağının tarihi kökeninde sanayileşme ile ortaya çıkan sendikal hareket yatmaktadır. Daha Weimar Cumhuriyeti döneminden beri, yani birinci dünya savaşının sonu ile Nasyonel sosyalistlerin iktidarı ele geçirmesine kadar olan dönemden beri. Alman Toplu İş Hukuku'nun diğer iki ayağı da mevcuttu Bunlardan ilki, yasa koyucu tarafından öngörülen işyeri teşkilatıdır^. İşyeri teşkilatında sendikalar esas aktör değildir. Aksine çalışanlar arasından secilen işyeri kurulu çalışanların haklarını kolektif olarak gözetmektedir. İşyeri teşkilatı bugüne kadar Almanya'da toplu iş hukukunun ikinci temel ayağı olmuştur.Yayın COVID-19 pandemisi gölgesinde yıllık ücretli izin hakkı ve uygulaması(İnönü Üniversitesi, 2021) Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Savaş Kutsal, F. Burcu; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüModern zamanların en ciddi insani, ekonomik ve sosyal krizini yaşadığımız bu günlerde, iş ilişkileri de bundan nasibini almıştır. Sadece ülkemizde değil dünya genelinde salgın nedeniyle üretim faaliyetleri ciddi yavaşlama göstermiş, birçok sektör ağır hasar görmüştür. Yaşanılan olumsuzlukları en aza indirmek ve muhtemel hak kayıplarını önlemek amacıyla alınan idari, hukuki ve mali önlemlerin yanı sıra işçi ve işverenler de taraflarını teşkil ettikleri iş ilişkilerinin devamını sağlamaya yönelik birtakım çarelere başvurmuşlardır. Bu kapsamda uygulamada sıklıkla başvurulan çarelerden biri de yıllık ücretli iznin pandemi ile mücadele aracı olarak kullanılması olmuştur. İlk bakışta işletmeler ve hükümet kaynakları üzerindeki ekonomik etkiyi azaltan ve her iki tarafın da menfaatine uygun bir çare ile karşı karşıya olunduğu izlenimi hasıl olsa da durum gerçekten böyle midir? Çalışmamızda, söz konusu yöntemin hukuka uygunluğu, yıllık ücretli izin kurumunun hukuki temeli, amacı ve işlevi ışığında öğretideki görüşlere, Fransız ve Alman Hukuku uygulamalarına ve ILO’nun konuya yaklaşımına yer verilmek suretiyle incelenmiş, böylelikle sorunun cevabı verilmiştir.Yayın Covid-19 pandemisinin Türk sosyal güvenlik hukuku açısından güncel değerlendirilmesi(Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, 2022) Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Savaş Kutsal, F. Burcu; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüCovid-19 Pandemisinin ortaya çıktığı ilk günlerden beri sigortalının çalışırken veya çalışma koşulları nedeniyle enfekte olması durumunda yararlanacağı sigorta kolunun tespiti gerek öğreti gerekse uygulamada farklı görüşlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Zira bu hastalık niteliği gereği toplumun geneli bakımından risk oluşturmakla birlikte, belirli meslek grupları veya belirli işyerlerinde çalışanlar bakımından daha yüksek risk oluşturabilmektedir. Bununla birlikte, virüsün ne zaman, nerede ve kimden bulaştığının tespiti güçtür. ILO tarafından meslek hastalığı yahut iş kazası olarak tanınması tavsiye edilmiş, farklı sosyal güvenlik sistemlerinde farklı sigorta kolları kapsamında değerlendirilmiştir. Sigortalı bakımından Covid-19’un hastalık, iş kazası veya meslek hastalığı sigorta kollarından hangisi kapsamında değerlendirileceği gerek yararlanma koşulları gerekse sağlanacak yardımlar bakımından önem taşımaktadır. Ülkemizde konuya ilişkin özel bir düzenleme yapılmamış olup çeşitli idari işlemler ve kararlarla problem çözümlenmeye çalışılmıştır. Ancak, kanaatimizce yeterli bir çözüm sunulmadığı gibi yeni tartışmalar da gündeme gelmiştir. Çalışmamızda öncelikle söz konusu idari işlem ve kararlara yer verilerek güncel durum tespit edilmeye çalışılacak, ardından öğretideki görüşler ve karşılaştırmalı hukuktan da yararlanılarak, görüş ve tespitlerimize yer verilecektir.Yayın İş sözleşmesinin taraflardan birinin ölümü ile sona ermesine bağlanan hukuki sonuçlar üzerine genel bir değerlendirme(Süleyman Demirel Üniversitesi, 2024) Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüTaraflardan birinin ölümünün iş sözleşmesinin akıbetine etkileri ve buna bağlı olarak ortaya çıkan hukuki sonuçların belirlenmesinde çeşitli hukuki soru ve sorunlarla karşılaşılmaktadır. Kural olarak, işverenin ölümü halinde iş sözleşmesinin varlığını sürdürdüğü, işçinin ölümünde ise sona erdiği kabul edilmektedir. Bununla birlikte, bazı hallerde işverenin ölümü de iş sözleşmesinin kendiliğinden sona erdiren bir sebep teşkil etmektedir. Bu durumda iş sözleşmesi sona eren işçinin haklarının belirlenmesi önem taşımaktadır. İşverenin ölümü açısından ele alınacak hukuki sorunlar; hangi hallerde iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ermiş sayılacağı, kendiliğinden sona ermeye bağlı olarak Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen hakkaniyet tazminatına hangi koşulların varlığı halinde hak kazanılabileceği ve bu tazminatın miktarının belirlenmesinde dikkate alınması gereken esaslar ile iş sözleşmesinin türünün etkisi, ölüm nedeniyle iş sözleşmesi kendiliğinden sona eren işçinin hak sahiplerinin kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı noktalarında toplanmaktadır. İşçinin ölümü bakımından ise, sözleşmenin akıbeti belli olmasına karşılık yasal mirasçıları ile diğer hak sahiplerinin işverenden talep edebileceği çeşitli hakların belirlenmesinde bazı sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Çalışmamızda, iş sözleşmesinin taraflardan birinin ölümü ile sona ermesine bağlanan hukuki sonuçların, İş Kanunu kapsamındaki iş ilişkileri ile sınırlı olarak mevzuat, güncel yargı kararları ve İsviçre Hukuku ile karşılaştırmalı olarak ele alınması amaçlanmıştır. Bu çerçevede, Türk Borçlar Kanunu ile mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükte olan kıdem tazminatına ilişkin 14. maddesinde yer alan düzenlemeler çerçevesinde, Türk Borçlar Kanunu ile getirilen ölüme bağlı müteakip ücret ödeme yükümlülüğünün hukuki niteliği, kapsamı, hak sahipleri, ödenecek miktar ile benzer alacak ve tazminatlarla ilişkisi değerlendirilecektir.