Bozkır, Betül

Yükleniyor...
Profil fotoğrafı
E-posta Adresi YÖK Araştırmacı Profili Web Sitesi

Araştırma projeleri

Organizasyon Birimleri

Organizasyon Birimi
Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü
İbn Haldun Üniversitesi Hukuk Fakültesi, hukuk ve adalet bilincinin toplumda yaygınlaşmasına hizmet edebilecek, ulusal ve uluslararası hukuk alanında yaşanan gelişmeleri yorumlayıp değerlendirebilecek, fikrî bağımsızlığa sahip, çokdilli, küresel rekabet ortamında başarı sağlayabilecek ve Türkiye'yi uluslararası alanda temsil edebilecek hukukçular yetiştirmeyi hedeflemektedir.

Adı Soyadı

Betül Bozkır

İlgi Alanları

Ticaret Hukuku, Özel Hukuk

Kurumdaki Durumu

Aktif Personel

Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Yayın
    AB 2019/1151 sayılı Dijitalleşme Yönergesi ve Türk mevzuatı bağlamında limited şirketlerin çevrimiçi kuruluşu
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2024) Bozkır, Betül; Göğüş, Emine; Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü
    Dijitalleşmenin her alanı çok hızlı bir şekilde dönüştürdüğü günümüz dünyasında, şirketlerin de bu dönüşüme uyum sağlaması kaçınılmaz hale gelmiştir. Nitekim şirketlerin tabi olduğu kamuyu aydınlatma ve şeffaflık düzenlemeleri gerek pay sahiplerinin gerekse şirket ilgilileri ve kamunun menfaatlerini koruma noktasında şirketlere, şirket bilgilerinin daha şeffaf ve erişilebilir kılınması hususunda yükümlülükler getirmektedir...
  • Yayın
    Fikir ve sanat eserleri hakkında lisans sözleşmelerine ilişkin bazı meseleler
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2024) Bozkır, Betül; Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü
    Eser sahibinin, organizasyon veya maddi imkansızlıklar sebebiyle eserini kendisinin kullanması, basması, temsil etmesi çoğu zaman mümkün olmayabilir. Bu gibi hallerde eser sahibinin, bunları yapma imkanı olan kimselere eser üzerindeki mali haklarını kullanma yetkisi tanıması gündeme gelmektedir. Eser sahibinin fikir ve sanat eserleri üzerindeki mali hakları çeşitli sözleşmelere ve tasarruflara konu edilebilmektedir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında mali hakların devri mümkün olduğu gibi yalnızca mali hakkı kullanma yetkisi de bir başkasına bırakılabilir. Mali hakkın yalnızca kullanma yetkisinin sözleşmeyle bir başkasına bırakılması lisans (ruhsat) sözleşmelerine vücut vermektedir. Bu husus Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu m.48/2’ de, ‘‘mali hakları sadece kullanma salahiyeti de bir başkasına bırakılabilir. (Ruhsat)’’ şeklinde düzenlenmiştir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında ruhsat ibaresi kullanılmakla birlikte doktrinde bu sözleşme çoğunlukla lisans sözleşmesi kavramıyla ele alınmaktadır. Lisans sözleşmelerine ilişkin doktrinde en tartışmalı olan meselelerin başında sözleşmenin hukuki niteliği gelmektedir. Bu tartışma lisans sözleşmesinin lisans alana hangi hakları verdiğinin tespit edilmesi ve lisans alan kimsenin lisans hakkına müdahale edilmesi halinde doğrudan doğruya harekete geçip geçemeyeceğine ve dava açıp açamayacağına ilişkin tartışmalar bakımından da oldukça önem arz etmektedir. Lisans sözleşmesi ile lisans hakkı elde eden lisans alan kişinin, bu yetkisini kullanmasını engelleyen müdahalelere karşı, doğrudan doğruya hareket edip edemeyeceği hususuna ilişkin, Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda, Sınai Mülkiyet Kanunu m.158 de marka lisans sahipleri hakkında öngörülmüş olduğu gibi lisans hakkı sahibinin dava hakkına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla doktrindeki görüşler de bu açıdan oldukça geniş bir yelpaze göstermektedir. İşbu çalışmada lisans sözleşmesi yukarda bahsedilen hususlar kapsamında ele alınarak konuya ilişkin doktrinde yer alan görüşler ve yargı kararları çerçevesinde incelenecektir.
  • Yayın
    AB müktesebatı uyum süreci ilerleme raporlarında yer alan 6. fasıla ilişkin (şirketler hukuku) sonuçların değerlendirilmesi çalıştayı kitabı: TÜBİTAK 3005 projesi-proje no: 123K011-2023
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2023) Yıldız, Şükrü; Bozkır, Betül; Göğüş, Emine; Kol, Hüseyin Yağızhan; Yıldız, Şükrü; Bozbayındır, Gülşah Bostancı; Badak, Zehra; Saat, Dursun; Bozkır, Betül; Göğüş, Emine; Kol, Hüseyin Yağızhan; Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü
    Türkiye, 1963 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ortaklık antlaşması imzalamış, 3 Ekim 2005’te ise tam üyelik müzakerelerine başlayarak yeni bir sürece geçmiştir. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği yolundaki kriterlerinden birisi, Avrupa Birliği müktesebatının üstlenilmesi ve uygulanması olmuştur. Bahse konu müktesebat, 35 fasıl altında sınıflandırılmış olup, şirketler hukukuna ilişkin müstakil bir fasıl olan 6. fasıl da bu kapsamda açılmıştır. Bu çerçevede 2011 yılında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Yapılan mevzuat çalışma ve uygulamaları sonrasında, Türkiye’nin şirketler hukuku alanında ileri düzeyde olduğunun açıkça belirtilmesine rağmen 6. fasıl halen kapatılmamıştır…
  • Yayın
    Book of the seminar on the evaluation of the results regarding chapter 6 (company law) in the progress reports of the EU acquis harmonization process: TUBITAK 3005 Project-Project No: 123K011-2023
    (Ibn Haldun University Press, 2023) Yıldız, Şükrü; Bozkır, Betül; Kol, Hüseyin Yağızhan; Yıldız, Şükrü; Bostancı Bozbayındır, Gülşah; Badak, Zehra; Saat, Dursun; Bozkır, Betül; Göğüş, Emine; Kol, Hüseyin Yağızhan; Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü
    Türkiye signed an association agreement with the European Economic Community in 1963 and started full membership negotiations on 3 October 2005. One of the criteria for Türkiye’s membership in the European Union is the adoption and implementation of the acquis communautaire. This acquis is categorized under 35 chapters, and Chapter 6, a separate chapter on company law, was opened within this scope. In this framework, the Turkish Commercial Code No. 6102 was adopted and entered into force in 2011. Although it is clearly stated that Türkiye is at an advanced level in the field of company law after the legislative studies and implementations, Chapter 6 has not been closed yet…