Sarıkaya, Abdüssamet
Yükleniyor...
Araştırma projeleri
Organizasyon Birimleri
İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü
Köklü bir geçmişe sahip olan İslami İlimler, güçlü bir gelenek oluşturmuştur. Bu gelenek içerisinde, akıl ile vahiy, fizik ile metafizik arasında uyum sağlanmıştır. Ne var ki modern dönemde bu uyum bozulduğu için daha önce var olmayan dinî , hukukî, itikadî, sosyal, psikolojik vb. pek çok problemle karşılaşılmıştır. Bu problemlere çözüm üretilmesi, din ile dünya arasındaki uyum ve yakınlaşmanın yeniden tesisini gerektirmektedir. Bu da İslami ilimlerde nitelikli çalışmalar yapmakla mümkündür.
Adı Soyadı
Abdüssamet Sarıkaya
İlgi Alanları
Kelam, Mantık
Kurumdaki Durumu
Aktif Personel
1 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Yayın Tasavvurların tamamı bedîhî olabilir mi? Fahreddin er-Râzî ve İbn Ebü’l-Hadîd merkezli bir tartışma(Mehmet Bulğen, 2025) Sarıkaya, Abdüssamet; Süruri, Ahmet; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüFârâbî ile İslâm düşünce geleneğinde yer edinen tasavvur-tasdik ayırımı daha sonraki İslâm düşünürleri tarafından hem mantık hem de bilgi bahislerinin düzenlenmesinde önemli rol oynamıştır. Bu ayırım çerçevesinde her iki türün de hem zorunlu hem de kazanımlı (mükteseb) yönlerinden bahsedilebilir. Ancak, Fahreddin Râzî, başta el-Muḥaṣṣal olmak üzere el-Erbaʿîn, el-Âyâtü’l-beyyinât ve el-Meʿâlim gibi eserlerinde, tasavvurların tümüyle bedîhî (veya gayr-i mükteseb) olduğunu savunmuş ve bu görüşünü, Menon paradoksunun yeniden sunulması ve tam tanımın hem teorik hem de pratik açıdan güçlükleri üzerinden iki ana delille desteklemiştir. Menon paradoksu, doğrudan bilginin imkânına dair bir ikilem oluşturur ve bilişsel düzeyde ya bilgi edinmenin tamamen mümkün olduğu ya da bilen öznenin epistemik düzlemin sıfır noktasında olduğu varsayımını kabul eder. Her iki durumda da kişi, bilgi edinme sürecinden mahrum kalacaktır. Râzî, tam tanımın imkânını tartışırken, tanımlanan şeyin kurucu bileşenlerinin bilgisini, o şeyin mâhiyetinin bilgisini elde etmekle eşitlemenin birtakım engeller doğurduğunu ileri sürer. Bu iki delil üzerinden, bilişsel süreçlerin ilk aşaması olan tasavvurların kazanımlı olmadığını gösteren Râzî, aynı zamanda tasavvurlara dayanan tasdiklerin ve tasdiklere dayalı fiillerin de kazanımlı olmadığı sonucuna varır. Bir başka deyişle, et-Tefsîr’de dile getirdiği “İnsan, irade hürriyetine sahipmiş gibi görünse de aslında zorunludur” düşüncesini, tasavvurların kazanımlı olmadığı görüşü üzerine inşa eder. Ayrıca, Menon paradoksunu yeniden sorunsallaştırırken, el-Meṭâlib’in dokuzuncu bölümünde yer alan “İman ve küfrün kulların kalbinde meydana gelmesinin ancak Allah’ın yaratmasıyla mümkün olduğu gösteren deliller” başlığı altında, el-Erbaʿîn’de ise “Kulların fiillerinin yaratılmış olup olmadığı” meselesinde bir delil olarak sunar. Ancak, bu görüş, özellikle irâde hürriyetine engel teşkil etmesi nedeniyle, Mu‘tezilî düşüncenin kabul edemeyeceği bir durumdur. Bu bağlamda, İbn Ebü’l-Hadîd, et-Taʿlîḳ ʿala’l-Muḥaṣṣal, Şerḥu’l-Âyâti’l-beyyinât ve Ziyâdâtü’n-Naḳżayn gibi eserlerinde Râzî’nin bu görüşüne karşı çıkmıştır. Bu makalede ise öncelikle, Râzî'nin tasavvurların kazanılmış olmadığına dair görüşünün ne anlama geldiği ele alınacaktır. Bu noktada, İbn Ebü’l-Hadîd, tasavvurların kazanılması ile tasdiklerin kazanılması arasındaki farkı ortaya koyar ve genel olarak bilinen (eş-şuûr fi’l-cümle) şeylerin tanım yoluyla tam bilmeye (eş-şuûr et-tâm) konu olacağını savunur. Sonrasında, Râzî'nin yeniden delil olarak kullandığı Menon paradoksunu aşabilmek için, bilen öznenin talep olmaksızın bilgiye ulaşabilmesini ifade eden bir tür “kazanım” önerisi getirir. Ayrıca, başta İbn Sînâ olmak üzere birçok İslâm düşünürünün savunduğu yönler (cihetler) teorisini, Râzî'nin görüşlerine karşı bir alternatif olarak sunmaktadır. Râzî'nin ikinci delili olan tam tanımın mümkün olmadığı iddiasına ise, mahiyetin zâtî unsurları ile mahiyetin kendisi arasındaki farkı göstererek cevap verir. Buna ek olarak, mâhiyetin bilgisinin faal aklın feyziyle veya zâtî unsurlarından birinin bilinmesiyle elde edilebileceği ifade eder.