Haliloğlu, Nagihan
Yükleniyor...
Araştırma projeleri
Organizasyon Birimleri
İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü
Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü’nün vizyonu, özellikle Avrupa ve Orta Doğu dillerinde yazılmış eserleri hem birbirleriyle hem de Türk Edebiyatı’yla mukayese ederek, medeniyetlerin geçişkenliği hakkında bilgi üretmek ve farkındalık yaratmaktır. Eleştirel bakış açısının temel alınacağı Bölümde, edebiyat, dil, kültür, sinema alanlarındaki gelişmeleri yakından takip edip, tartışmalara katkı sağlayacak bilim insanları yetiştirmeyi hedeflemektedir.
Adı Soyadı
Nagihan Haliloğlu
İlgi Alanları
Area Studies Social Sciences , Religion Literature Government & Law
Kurumdaki Durumu
Aktif Personel
28 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 28
Yayın “Kâğıtsızlık”tan tekrar vatandaş olmaya doğru(İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Haliloğlu, Nagihan; Haliloğlu, Nagihan; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Sosyoloji Bölümü1997 yılında Boğaziçi Üniversitesi son sınıf öğrencisiydim. Yasakların en son ulaştığı yerlerden biri olan Boğaziçi’nde yaşamın çok fazla değişmediğini hatırlıyorum. Genel yasaklar başlamadan önce derslerine tesettürlü öğrenci almayan hocalar sadece biraz daha cesaretlenmişti, o kadar. Boğaziçi’nin tesettürlü öğrencisi 1997’den önce de kötü muameleyle karşılaşmış olduğu için hangi hocanın dersinin seçilip seçilmeyeceğini iyi bilirdi. O yaz mezun olur olmaz (ki mezuniyet törenine gitmedim) İngiltere’de dersleri sadece yazın yapılan bir master programına başladım.Yayın Sensing and resisting the colonial port in Istanbul in Leonard Woolf and Halide Edib’s writing(TORCH, Oxford University, 2019) Haliloğlu, Nagihan; Haliloğlu, Nagihan; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Karşılaştırmalı Edebiyat BölümüThis is a polemical paper about how a city may be perceived in different registers, and how ‘the colonial port city’ becomes a spectre that haunts port cities that are not colonial in a strict sense. Istanbul will serve as an example how occupied cities are sensed as colonial cities, particularly when the occupier, in this case Britain, has a colonial past. I will look at texts that test out Istanbul’s status as a colonial port city: Leonard Woolf’s The Future of Constantinople, and Halide Edib’s Shirt of Flame and The Turkish Ordeal. While Woolf sets out a plan for Istanbul to become a free port, modeled on his experiences of Ceylon as a colonial port city, the local author and activist Halide Edib pushes against this, all the while aware of the colonial resonances that a British occupation brings. The Future of Constantinople is set out as an anti-war tract: Woolf pits internationalism against cosmopolitanism, arguing for an international body to rule Istanbul. According to Woolf, Constantinople is the stage where internationalism should at last beat imperialism, through the exclusion of Turks from Bosphorus, and physically locating them elsewhere. His is a capitalist reading, indeed, sensing of the Bosphorus where the city itself is obliterated, and becomes the strait that should facilitate the transportation of goods. A supposedly anti-imperial vision of the future founded on the exclusion of local subjectivities, reiterating a colonial grammar. According to Woolf, Constantinople should be the city that should cease to live and breathe and be stripped down to its economic activity, so that all other European cities should live in peace- a vision of the colonial city. This approach is not lost Halide Edib who reads the behavior of the occupying allies as colonial officers in her memoir The Turkish Ordeal and her novel Shirt of Flame. I argue that Halide Edib, by invoking the spectre of a colonial port city, uses her writing as a call to arms to prevent Woolf’s vision for Istanbul from becoming reality.Yayın Constantinopolitan modernities: Leonard Woolf, Virginia Woolf and Halide Edib(2018) Haliloğlu, Nagihan; Haliloğlu, Nagihan; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Karşılaştırmalı Edebiyat BölümüThis is a polemical paper about how a city may be perceived in different registers. Istanbul as a bartering piece in peace negotiations, as in the case of Leonard Woolf’s The Future of Constantinople (1917), and Istanbul as a space that evokes modernist responses by two female writers- one of them a young British novelist on her tour of the continent before WWI, and the other a Turkish novelist writing about her experience of the British Occupation in 1918, a year after Leonard Woolf’s tract (Brits occupied Istanbul from late Nov 1918- Sep 1923).1 Gathering these modern responses to Constantinople’s geographical and symbolic location, I try to formulate aspects of ‘Constantinopolitan modernities’ that engage with the meanings that the city has taken on and generated.Yayın [Book Review]: "Modernism, Empire, World Literature"(Oxford University Press, 2022) Haliloğlu, Nagihan; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Karşılaştırmalı Edebiyat BölümüReaders approaching a book entitled Modernism, Empire, World Literature will have their own understanding of what ‘modernism’ and ‘world’ mean in relation to ‘literature’. A quick look at the book’s contents page reveals that for Joe Cleary, the world is comprised of England, Ireland, and the USA, with the Caribbean thrown in to round up the ‘empire’. The volume is divided into chapters that offer what seem, at least to this reader, to be separate and well-informed expositions of works of literature such as The Golden Bowl (1904), The Waste Land (1922), Ulysses (1922), The Great Gatsby (1925), and Long Day’s Journey into the Night (1956), with Omeros (1990) providing the imperial coda at the end. ‘Empire’, as described in the book, is a burden that England has relinquished to the USA, a crown that sits uneasily on the usurper’s head. Modernism, Empire, World Literature operates on the centre–periphery binary...Yayın 45 Ruhu: Solun iktidarla imtihanı(Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık, 2018) Haliloğlu, Nagihan; Haliloğlu, Nagihan; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Karşılaştırmalı Edebiyat BölümüSiyah beyaz kareler bize ev yıkıntıları arasında oynayan çocuklar, bitlenmiş yataklar gösterir. 40’larda Avrupa’nın sokaklarında böyle görüntülerin yaşanmış olmasını bir zillet olarak yorumlayan eski tüfek solcular, günümüz Avrupa’sının orta yerindeki mülteci kamplarındaki koşullar karşısında da aynı derecede dehşete kapılmış olsalar gerek.Yayın Multiculturalism and revolutions in the caucasus: Ali and Nino(İbn Haldun Üniversitesi, 2017) Haliloğlu, Nagihan; Haliloğlu, Nagihan; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Sosyoloji BölümüKurban Said’s 1937 novel Ali and Nino tells the story of a pair of lovers from Baku whose lives are dramatically altered in the aftermath of the revolutions and new nation states arising post World War I. Although, from the juxtaposition of names, the premise seems to be an ‘intercultural love story’, the trials and tribulations of Ali and Nino, a Muslim Azeri and a Christian Georgian, stem more from jealous rivalry and the vicissitudes of war than from irreconcilable differences between their life styles. The lovers’ fate being bound to larger revolutions in the world comes across more strongly in the successful 2016 film version directed by Asif Kapadia, than in the novel which lingers over Ali’s brooding that Nino might not fit in within a harem context. These musings, however, mostly remain conjecture on Ali’s part, and the discussion between the lovers, and later as man and wife, continue as to what kind of living quarters they will set up once the wars have ended and Ali who has killed his Armenian rival and is afraid the man’s family will take revenge can return to Baku. Their love flourishes in makeshift homes in the mountains of Dagestan and during a brief sojourn in Iran before its ultimate test against the rigours of keeping a house as a married couple.Yayın Romeo ve Jülyet: Komedi ve trajedi arasında(İdeal Bilge Edebiyat, 2019) Haliloğlu, Nagihan; Haliloğlu, Nagihan; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Karşılaştırmalı Edebiyat BölümüShakespeare’in oyunları genellikle komedi, trajedi ve tarih oyunları olarak tematik türlere ayrılır. Karakter ismi taşıyan oyunlar, olay örgüsü o karakterin özellikleri ve seçimleri çerçevesinde geliştiği için trajedi olarak düşünülür. İki karakterin ismini taşıyan Romeo ve Jülyet oyunu da iki gencin ölümüyle sonuçlanan bir hikaye olarak trajedi kategorisindedir. Fakat oyunun kurgulanma şekli ve karakterlerin başlangıç noktası komediye daha uygundur. Evlenmek isteyen iki gencin aileleri tarafından alıkoyulmaları Shakespeare’in hemen hemen tüm komedilerindeki ana olay örgüsüdür. Komedilerde evlilikle sonuçlanan bu olay örgüsü, Romeo ve Jülyet’te ölümle sonuçlanır. Oyunun gerginliği de seyircinin olayların hangi noktada geri dönülemez bir yola girdiği üzerine kafa yormak zorunda kalmasından kaynaklanır. Shakespeare bu gerginliği en son sahneye kadar korur, ve bu hikayenin bir trajedi olduğu karakterlerin ölüp geri dönmesi kadar radikal teatreal oyunlar sonunda belli olur.Yayın [Book Review]: "E. Khayyat, Istanbul 1940 and Global Modernity: The World According to Auerbach, Tanpinar, and Edib"(İlmi Etüdler Derneği, 2020) Haliloğlu, Nagihan; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü[No Abstract Available]Yayın Çorak ülke: T. S. Eliot ile I. Dünya Savaşı hatırlaması(Bilim Sanat Vakfı, 2018) Haliloğlu, Nagihan; Haliloğlu, Nagihan; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Karşılaştırmalı Edebiyat BölümüHemen hemen tüm medeniyetlerde edebiyatın en eski formlarından biri olan şiir, özellikle kafiye ve vezin kullanımından dolayı kişisel ve kültürel hafızanın muhafaza edildiği bir tür olmuştur. T. S. Eliot’ın öncülerinden sayıldığı edebi modernizm akımı, şiir türünün omurgası sayılabilecek geleneksel kafiye ve vezni sorgulayıp yerine yeni bir bakış açısı ve pratik bir biçim getirmeyi amaçlamıştır. Modernizm, şiir ve hatırlama için çok önemli olan kafiye ve vezin yerine başka bir teknik ve bazı araçlar önermiştir. Bu araçlardan biri çağrışımdır. Eliot Çorak Ülke (1922) şiirinde, birincil amacı bu olsun ya da olmasın, ‘serbest çağrışım’ı Avrupa medeniyetinin tarihi ve kültürel mirasının unsurları arasında bir uyak gibi kullanarak şiirin kültürel hafızanın muhafızlığını yaptığı geleneği devam ettirir. Eleştirmenler Çorak Ülke’nin şairin bir genç adam olarak portresini, Eliot’ın evliliğinin anatomisini ve Avrupa medeniyetinin kilometre taşlarını ihtiva ettiğinde hemfikirdirler.Yayın Fransız Edebiyat’ını İbn Haldun’la okumak(İstanbul Üniversitesi Farabi Avrasya Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (FAMER), 2019) Haliloğlu, Nagihan; Haliloğlu, Nagihan; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Karşılaştırmalı Edebiyat BölümüBu makale İbn Haldun’un asabiyet, mülk ve hanedan kavramlarını tahlil birimleri olarak kullanıp Michel Houellebecq'in Teslimiyet romanındaki karşılıklarını tespit etmektedir. Makalenin yöntemi böylelikle Müslüman Akdenizli bir düşünürün kullandığı kavramların günümüzde yazan beyaz Akdenizli bir yazarın romanlarında ne kadar geçerli olduğunu tespit edip, bir yandan Beyaz Avrupa'yı taşralaştırırken bir yandan da sürekliliklere dikkat çeker. Bu bakımdan kullanılan yöntem karşılaştırmalı edebiyat olarak da nitelendirilebilir. Makale İbn Haldun'un asabiyet, mülk, hanedan kavramlarını merkeze koymakla beraber Kuzey Avrupa'nın taşralaştırılmasını Dipesh Chakrabarty, Akdeniz'deki alışverişleri de Fernand Braudel'in kavramsal desteğiyle inceler. Houellebecq yazınının tümünde Akdeniz’I yabancı unsurların giriş yaptığı tekinsiz bir sınır olarak kurgular. Teslimiyet’te de Akdeniz’den gelen yabancı unsur Müslümanlardır ve Müslüman bir aday Fransa’da devlet başkanı olur. Romanın anlatıcısı François Fransa’nın bu ‘çöküş’ünün ve kültürel intiharının beyaz sınıflar arasındaki dayanışma eksikliğine, beyazların Mağripli göçmenlerin kültürünü benimsemedeki gönüllülüklerine bağlar ve başa geçecek Mağrip kökenlilerin yakında beyaz Fransızların düştüğü aynı hatalara düşeceğinin sinyallerinden bahseder. Houellebecq’in anlatıcı üzerinden okurla paylaştığı tüm bu gözlemler Ibn Haldun’un Mukaddime’sindeki döngüsel sosyal hareketlerin devinimleriyle örtüşmektedir.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »