Rektörlüğe Bağlı Birimler
Bu bölüm için kalıcı URI
Başlık Rektörlüğe Bağlı Birimler seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 343
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın 11th Global Waqf Conference “New Generation Waqfship”: 7-9 September 2023, Istanbul(Ibn Haldun University, 2023) Çınar, Ömer; Yılmaz, Osman; Tuna, Mustafa Oğuz; Uysal, Afra; Solmaz Bilici, Meryem; Kaan, Muhammet Talha; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüWaqf is an old but evergreen instrument to be used in capitalizing funds for land development projects. Nowadays, waqf has been used to finance many types of development projects world widely. In Malaysia, there are many iconic waqf buildings that have been built and completed on waqf land using Islamic sharia-compliant financing...Yayın 16. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devleti’nde zimmî isyanları ve bunların örfî hukuk-şer‘î hukuk açısından incelemesi: Arnavut zimmîleri örneği(Mehmet Ayhan, 2023) Şabani, FatihOsmanlı Devleti’nin hâkimiyeti altında yaşayan çeşitli etnik ve dini grupların zaman zaman hükümete veya bölgedeki devlet yetkililerine karşı farklı sebep ve nedenlerle isyan ettikleri görülmektedir. Osmanlı tarihini ve hukukunu inceleyen araştırmacılar daha çok müslümanlar tarafından meydana gelen Yeniçeri ve Celâlî isyanlarını siyasî ve tarihî açıdan incelemiş olup bunların hukukî boyutlarını tetkik ve analiz eden çok az araştırma yapılmıştır. Özellikle klasik dönemde zimmî statüsünde bulunan Osmanlı tebaanın çıkardığı isyanlar müstakil olarak inceleme konusu yapılmamıştır. Binaenaleyh zimmî isyanlarının siyasî, tarihî ve hukukî bakımından inceleyecek ve bu konuda Osmanlı Devleti’nin izlediği politikalar, âsilere yönelik aldığı tedbirler ve suçlulara uyguladığı hükümleri gün yüzüne çıkaracak akademik araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu makale, 1560–1590 yılları arasında zimmî statüsündeki Arnavutların çıkardıkları isyanları hukukî yönünden incelemeyi amaçlamaktadır. Ayrıca bu çalışma Osmanlı Devleti’nin zimmî âsilere yönelik hukukî uygulamalarının şer‘î hükümlere uyumlu olup olmadığını da tetkik etmeyi hedeflemektedir. Konu Osmanlı merkezî idarenin âsi zimmîlerle ilgili Arnavutluk’taki devlet yetkililerine gönderdiği emirler ve şeyhülislamların bu konuda verdiği fetvalar incelenerek örfî hukuku temsil eden Dîvân-ı Hümâyun kurumu ile şer‘î hukuku temsil eden Şeyhülislamlık kurumunun birbiriyle ne kadar uyumlu olduğu ve bunların şer‘î hükümlere ne derecede riayet ettikleri tespit edilmiştir.Yayın 19th and 20th-century Islamic scholars’ approaches to miracles(İbn Haldun Üniversitesi, 2024) Sarıkaya, Abdüssamet; Sarıkaya, Abdüssamet; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüThe Islamic modernists, led by Abduh, Afghani, Rashid Reza, and Sayyid Ahmad Khan, attempted to establish a direct parallel between the values produced by the Enlightenment and Islamic beliefs as an expression of a sense of oppression against the West. Their modernist stance profoundly affected Qurʾānic interpretation in the new age, and serious ruptures were experienced in issues such as “the dominance of revelation over reason”, “the use of early narrations as a source of interpretation”, and “preserving the issues related to the realm unseen”, which have been emphasized by the classical Islamic scholarly tradition. The miraculous parables have also had their share of these efforts at change. In a manner very similar to the conception of “natural religion” that flourished with the Enlightenment, the possibility of miracles has come up for discussion. In this context, they followed modern scientific developments and needed to explain the miracles within this framework.Yayın 441 yıllık eser yuvasına döndü(Yeni Şafak Gazetesi, 2019) Olgun, AyşeOsmanlı Şeyhülislamı Ebussuud Efendi’ye ait Kur’an-ı Kerim tefsiri yuvasına döndü. Liseyi bitirdikten sonra ABD’ye üniversite eğitimi için giden ve uzun yıllar Maryland eyaletinde yaşayan 86 yaşındaki Türk vatandaşı Ali İhsan Tangören, evinde muhafaza ettiği 16. yüzyıldan kalma eseri, İbn Haldun Üniversitesine bağışladı. Kanuni devrinin önemli din adamlarından Ebussuud Efendi’nin Süleymaniye Külliyesi’nde makam odası olarak kullandığı, bugün ise İbn Haldun Üniversitesi Süleymaniye Yerleşkesi içinde yer alan mekanda bir devirteslim töreni düzenlendi.Törene İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, Ali İhsan Tangören, İbn Haldun Kütüphane Daire Başkanı Sönmez Çelik ve kitabinTürkiye’ye getirilmesine aracı olan İHÜ İslami İlimler Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Yaşar Çolak katıldı.Yayın 6183 sayılı kanuna göre tasarrufun iptali davaları(İbn Haldun Üniversitesi, 2023) Kaya Karahanlı, Melike; Hukuk Fakültesi, Hukuk BölümüHukukumuzda kamu alacaklarının korunmasına ilişkin mevcut düzenlemelerden birisi de tasarrufun iptali davalarıdır. Pek çok kamu borçlusu, borçlarını ödemek istemez. Bu yüzden de çeşitli işlemler yaparak malvarlığını- görünüşte- azaltır. Böylece idare, kamu borcunu tahsil etmek istediğinde, borçlunun malvarlığı ya kalmamıştır ya da var olan malvarlığı borcu karşılamaya yetmemektedir. Böyle durumlarda idare, kanunda yer alan şartların oluştuğunu tespit ederse, kamu borçlusunun yaptığı bazı işlemlerin iptal edilmesi için tasarrufun iptali davası açar. Kısacası, tasarrufun iptali davaları, kamu alacaklılarının kamu borçlarını ödememek için idareden mal kaçırmak amacıyla yaptığı işlemlerin iptali açılan davalardır. Tasarrufun iptali davaları, 6183 sayılı Kanunda 24 ila 31. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu çalışmada, tasarrufun iptali davalarının amacı, hukuki mahiyeti, tarafları, dava konusunu oluşturan tasarruf türleri, dava açma süresi, yetkili ve görevli mahkeme; kısaca davanın şartları ve özellikleri ele alınmıştır. Çalışmada, tasarrufun iptali davalarının teorik çerçevesi çizilmiştir. Bununla birlikte tasarrufun iptali davaları uygulama için de oldukça önemlidir, zira pek çok yargı kararına konu olmuştur. Teorik bilginin somutlaşması ve uygulama açısından da yol gösterici olması açısından çalışma boyunca çok sayıda yargı kararına yer verilmiştir. Ayrıca, konuyla ilgili güncel bir gelişme olarak, tasarrufun iptali davasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun m. 28/1’de yer alan düzenlemenin, Anayasa Mahkemesinin, 22.06.2023 tarihinde verdiği, 16.06.2024 tarihinde yürürlüğe girecek olan iptal edilmesine ilişkin kararı hakkında açıklama ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.Yayın 7242 Sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun genel değerlendirilmesi(İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Alan Akcan, EsraNefaz (nüfuz) kökünden türeyen infaz kelimesi, yerine getirme, uygulama, bir hükmün gereğini yerine getirme anlamlarında kullanılmaktadır. İnfaz hukuku ise, ceza mahkemeleri tarafından verilen mahkumiyet kararlarından hapis, adli para cezası veya güvenlik tedbirlerinin nasıl yerine getirileceğini veya nasıl infaz edileceğini gösteren hukuk dalıdır. İnfaz kanunları infaza ilişkin temel nitelikleri ortaya koymaktadır. Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi gibi, kanunsuz infaz da olmaz. İnfaz yapılırken hükümlüler arasında ayrımcılığa sebebiyet verecek davranışlardan kaçınarak, insan haklarına, insan onuruna saygılı, eşit, adil, hakkaniyete uygun davranılmalıdır. Burada en önemli amacın hükümlünün topluma yeniden kazandırılması olduğu göz ardı edilmemelidir. 15 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun başta olmak üzere, TCK, CMK, İnfaz Hakimliği Kanunu gibi kanunların da içinde olduğu toplam on bir kanunda değişiklik öngörmektedir. 7242 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte meşruiyetine yönelik tartışmalar da gündeme gelmiştir. Bu kanunun çıkma sebebi, Covid-19 olarak adlandırılan korona virüs sebebiyle cezaevlerindeki mahkum ve tutukluları korumak mı, mevcut cezaevlerinin kapasitelerinin üstündeki hükümlü ve tutuklu sayısındaki yığılmayı azaltmak mı, yoksa cezaların sürelerini kısaltmak mı hedeflenmektedir? Öncelikli olarak cezaevinde kalan hükümlü ve tutukluların bu virüs salgınından zarar görmemesinin amaçlandığını belirtebiliriz ancak tutukluların durumundan hiç söz edilmemesi bu sonuca varılmasını güçleştirmektedir. Yine normal cezaevi standartının üstündeki yoğunluktan dolayı iyileştirme yapılması ihtiyacı olduğu da açıktır. Cezaevlerindeki yoğunluğun sebepleri arasında koşullu salıverme oranı ilk akla gelendir. Zira 1 Haziran 2005’ten önceki İnfaz Yasası olan 647 sayılı Yasa uyarınca; hükümlüler 1/2 koşullu salıverme ve ayda 6 gün indiriminden yararlandırılarak cezalarının %40’ı infaz edilmekte idi. 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren 5275 sayılı CGTİHK ile 2/3 oranı getirilmiş ve bununla birlikte artık hükümlülerin cezalarının %66’nı cezaevlerinde geçirme durumu ortaya çıkmıştır. Yine mükerrirler açısından 3/4 oranı getirilmiştir. Buna göre hükümlü mükerrir ise, mükerrirler hakkında hükmedilen cezaların %75’inin infaz edilmesi gerekmekteydi ve bu da mükerrirlerin yarattığı bir yoğunluğa sebep olmakta idi. Bu bağlamda 7242 Sayılı Kanun’a baktığımızda; Şartla salıverme oranlarında değişiklik yapıldığını görmekteyiz. İstisnai suçlar ayrı tutulmak üzere, 2/3 oranı yine 1/2’ye indirilmiştir. Buna göre, yukarda belirttiğimiz 5275 sayılı yasaya göre, %66 oranını cezaevinde geçirmesi gereken hükümlüler için bu oran tekrar %50’ye inmiş olmaktadır. Yine, 1 yıl denetimli serbestlik süresi getirilmiştir. 1 yıllık denetimli serbestlik süresi gereğince de; örneğin, 10 yıl hapis cezası olan bir hükümlü eğer istisna suçlardan değilse; 1/2 koşullu salıverme uygulanarak cezasının yarısı indirilecektir. Buna göre 5 yıl hapis cezası söz konusu olacaktır. 1 yıl denetimli serbestlikten yararlandığında da 4 yıl cezası kalacaktır. Yani bu durumda %66 olan oran tekrar %40 olmuştur. Mükerrir ve örgütlü suçlar açısından cezalarının %75’i infaz edilmekte iken, yeni 7242 sayılı Yasa ile artık 2/3 oranına indirilmiştir. Yani 3/4 oranından, 2/3 oranına geri indirilmiştir. İstisna suçlarda değişiklik yapılmamıştır. İstisna suçlardan olan örneğin, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında bir suç işlenmişse, önceki oran olan 3/4 oranı aynen devam edecektir. Yine, uyuşturucu ticareti suçu (TCK m. 188) bakımından oranlarda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Suçlar arasında bu kadar farklı oranlara gidilmesi ve bu kadar çok istisnaya yer verilmesi eleştiriye açık bir durum yaratmaktadır. Tüm suçlar için tek oran belirlenmeli veya belki bir iki istisna ile sınırlı tutulmalıydı. Bu haliyle uygulanması çok zor bir kanun halini almıştır. Yine Taslak metnin TBMM’ye giden halinde denetimli serbestlikte ceza miktarına göre oransal bir sisteme geçiliyordu. Bu yeni sistemde herkesin bir miktar içerde kalması sağlanarak cezasızlık algısı giderilmiş olacaktı. Bundan neden vazgeçildiğini anlamak mümkün değildir. Diyebiliriz ki, infaz hukukuna ilişkin ilkeler ışığında, eşitlik ilkesine uygun bir düzenleme meşruiyet tartışmalarını ortadan kaldıracak nitelikte olacaktır.Yayın A cross-cultural investigation of effective language pedagogy in teachers’ personal practical knowledge narratives: A cultural-ecological perspective(Routledge, 2024) Kamalivahedazad, Jaber; Rektörlük, Yabancı Diller OkuluThe current case study probes two international language teachers’ perspectives on the role culture plays in their perception of an effective language pedagogy through their personal practical knowledge narratives from a cultural ecological standpoint. To do this, two language teachers from two different cultural backgrounds (Iran and Japan) were asked to write a narrative about an effective class they had taught and how culture had influenced it. These narratives were read carefully and became the basis of three 60-minute semi-structured narrative interviews. Both narratives and interview data were analysed using a thematic analysis based in a cultural ecological perspective. The study contributes to the literature on culturally informed education by recognising culture as a distinctive factor affecting learning in different layers of the cultural ecology and can inform a culture-specific, nativized teacher education programme.Yayın Abdullah Şerit'in perspektifinden İbn Haldun'un siyaset düşüncesinin önemi ve eleştirisi(İbn Haldun Üniversitesi, 2017) Grine, Fadila; Khezzar, Ouassilaİbn Haldun’un düşünceleri hem Arap dünyasında, hem de Batı’da fikri tartışmalar yaratmaya devam etmektedir. İbn Haldun’un devlet kavramı, yönetimin temelleri, devletin yükselmesinin ve çöküşünün dâhili nedenleri hakkındaki görüşleri, Arap toplumunun bugünkü ve gelecekteki emarelerini ziyadesiyle taşımaktadır. İbn Haldun devletin gerilemesinin kesin sebebi olarak daha çok iç amillerle alâkadar olmuştur. Bununla birlikte, devletin zayıflamasında yabancı istilaların ve harici faktörlerin etkisini de kabul etmektedir. Öte yandan, İbn Haldun dış taarruzların ancak toplumdaki parçalanma belli bir seviyeye ulaştıktan sonra etkili olduğuna inanmaktadır. Başka bir deyişle, asabiyet anlayışının sosyal ve siyasi güçleri bir araya getirmekte zorlandığı veya harici saldırılara karşı bu güçleri harekete geçiremediği durumlarda harici saldırılar devletin zayıflamasında müessirdirler. Abdullah Şerit’e göre, günümüz Arap toplumunun sosyal, siyasi ve kültürel bakımdan eleştirel değerlendirmesi; İbn Haldun’un devrinden bu yana değişen çok bir şey olmadığını ve Mukaddime’de yaptığı teşhislerin günümüzde de geçerli olduğunu göstermektedir. Asabiyet halen Arap toplumlarının temelidir ve siyasi otorite uğruna mücadele hâkim davranış kalıbıdır. Arap toplumları milliyetçiliğe yönelmişlerdir ancak bu alanda başarısız olmaları keskin bir şekilde asabiyeti yeniden diriltmişti. Bu durum, daha evvel İbn Haldun tarafından öne sürülen kavramların ne kadar önemli ve kayda değer olduğunu açıklamaktadır. Şerit, İbn Haldun’un ortaya koyduğu anlayışın bugünkü Arap devletlerinin ihtiyaçlarına cevap verebilir nitelikte olduğuna inanmaktadır. Ayrıca günümüz çatışmaları açısından İbn Haldun’un fikirlerinin hayati bir önem kazandığını düşünmektedir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, Şerit’e göre İbn Haldun’un bilhassa siyaset düşüncesinin günümüze uygun olduğunun göstergelerinin ve emarelerinin ortaya çıkarılmasıdır. Ayrıca bu çalışma Arap ülkelerindeki güncel sosyo-politik değişimlerin ışığında İbn Haldun’un siyaset düşüncesinin uygulanabilirliğini değerlendirmektedir. Şerit yaptığı çalışmalarla Arap toplumunun bugünkü şartlarının yorumlanmasında ve anlaşılmasında İbn Haldun’nun görüşlerinden yararlanılabileceğini vurgulamaktadır. Bu bağlamda, bu makale günümüz ile ilgili dersler çıkarmayı hedeflemektedir.Yayın Açık Medeniyet, Yıl 1, Sayı 1, Ekim 2017(İbn Haldun Üniversitesi, 2017) İbn Haldun ÜniversitesiAçık Medeniyet Gazetesi, Yıl 1, Sayı 1, Ekim 2017 ve ekleri ...Yayın Açık Medeniyet, Yıl 1, Sayı 2, Kasım 2017(İbn Haldun Üniversitesi, 2017)Açık Medeniyet Gazetesi, Yıl 1, Sayı 2, Kasım 2017 ve ekleri ...Yayın Açık Medeniyet, Yıl 1, Sayı 3, Aralık - Ocak 2018(İbn Haldun Üniversitesi, 2018)Açık Medeniyet Gazetesi, Yıl 1, Sayı 3, Aralık - Ocak 2018 ve ekleri ...Yayın Açık Medeniyet, Yıl 1, Sayı 4, Şubat 2018(İbn Haldun Üniversitesi, 2018)Açık Medeniyet Gazetesi, Yıl 1, Sayı 4, Şubat 2018 ve ekleri ...Yayın Açık Medeniyet, Yıl 1, Sayı 5, Mart 2018(İbn Haldun Üniversitesi, 2018)Açık Medeniyet Gazetesi, Yıl 1, Sayı 5, Mart 2018 ve ekleri ...Yayın Açık Medeniyet, Yıl 1, Sayı 6, Ağustos 2018(İbn Haldun Üniversitesi, 2018)Açık Medeniyet Gazetesi, Yıl 1, Sayı 6, Ağustos 2018 ve ekleri ...Yayın Açık Medeniyet, Yıl 1, Sayı 7, Eylül 2018(İbn Haldun Üniversitesi, 2018)Açık Medeniyet Gazetesi, Yıl 1, Sayı 7, Eylül 2018 ve ekleri ...Yayın Açık Medeniyet, Yıl 1, Sayı 8, Kasım 2018(İbn Haldun Üniversitesi, 2018)Açık Medeniyet Gazetesi, Yıl 1, Sayı 8, Kasım 2018 ve ekleri ...Yayın Açık Medeniyet, Yıl 2, Sayı 10, Ocak 2019(İbn Haldun Üniversitesi, 2019)Açık Medeniyet Gazetesi, Yıl 2, Sayı 10, Ocak 2019 ve ekleri ...Yayın Açık Medeniyet, Yıl 2, Sayı 11, Şubat - Mart 2019(İbn Haldun Üniversitesi, 2019)Açık Medeniyet Gazetesi, Yıl 2, Sayı 11, Şubat - Mart 2019 ve ekleri ...Yayın Açık Medeniyet, Yıl 2, Sayı 12, Nisan 2019(İbn Haldun Üniversitesi, 2019)Açık Medeniyet Gazetesi, Yıl 2, Sayı 12, Nisan 2019 ve ekleri ...Yayın Açık Medeniyet, Yıl 2, Sayı 13, Mayıs 2019(İbn Haldun Üniversitesi, 2019)Açık Medeniyet Gazetesi, Yıl 2, Sayı 13, Mayıs 2019 ve ekleri ...