Ibn Rushd’s inquiry into truth

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2021

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

İbn Haldun Üniversitesi Yayınları

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Araştırma projeleri

Organizasyon Birimleri

Dergi sayısı

Özet

Abu’l-Wal?d Mu?ammad ibn A?mad ibn Mu?ammad ibn Rus?h?d (Averroes) (ca. 1126-98 CE) has been held as one of the greatest Islamic thinkers, jurists and scientists of the twelfth century. He was an accomplished commentator on Plato and Aristotle, a physician, a practicing judge, a jurist, a princely advisor, and spokesman for theoretical and practical problems of his time. Averroes, the philosopher, was devoted to expounding and defending Aristotle’s natural philosophy, psychology and metaphysics. He worked diligently on their reconciliation with the doctrines of Islam. According to Averroes, philosophers are the guardians of reason, which is founded on proofs or certainty. They must be distinguished from those who use reason only as a dialectical tool or from the general public who use reason in a rhetorical way. This paper examines Averroes’s account of the harmonious relationship between philosophy and religion. It focuses on two interpretations of Averroes’s understanding of the relationship between philosophical and scriptural discourse, as it relates to his genuine treatment of the concept of ‘truth’, i.e., Richard C. Taylor’s interpretation in terms of the unity of truth, on the one hand, and Oliver Leaman’s interpretation, which accentuates the perspectival aspect in Averroes’s understanding of the relationship between philosophical and scriptural discourse in the Decisive Treatise, on the other. It is argued that Ibn Rus?h?d was able to embrace two apparently opposing positions. He believed in one truth that people can reach in two different ways: religious and philosophical. Hence, the harmony between reli-gion and philosophy is achieved.
Ebü’l-Velîd Muhammed b. Ahmed b. Muhammed İbn Rüşd (Aver-roes), (1126-98), 12. yüzyılın en büyük İslam düşünürlerinden, fakihlerinden ve bilim adamlarından biri olarak kabul edilmektedir. Eflatun ve Aristoteles’i başarılı bir şekilde yorumlamasının yanı sıra doktorluk, kadılık, devlet danışmanlığı ile döneminin teorik ve pratik problemlerinin bir sözcüsü vazifelerini üstlenmiştir. Filozof İbn Rüşd, kendini Aristoteles’im doğa felsefesini, psikolojisini ve metafiziğini açıklamaya ve savunmaya adamıştı. Onların İslam doktrinleriyle uyumlu olması için özenle çalışmıştı. İbn Rüşd’e göre filozoflar, deliller veya kesinlik temelinde kurulan mantığın koruyucularıdır. Filozoflar mantığı sadece diyalektik bir araç olarak kullanan kişilerden veya hitabet amaçlı kullanan genel halktan ayrı tutulmalıdır. Bu çalışma İbn Rüşd’ün çerçevesinden felsefe ve din arasındaki uyumlu ilişkiyi incelemektedir ve İbn Rüşd’ün “hakikat” kavramına yönelik özgün yaklaşımıyla ilgili olmalarından ötürü felsefi ve kutsal bağlam arasındaki ilişkiye dair onun anlayışının iki yorumuna odaklanmaktadır: Bir tarafta Richard C. Taylor’ın hakikatin birliğine ilişkin yorumu, diğer tarafta ise Oliver Leaman’ın, İbn Rüşd’ün Kit?b Fa?l el-Mak?l’deki felsefi ve kutsal bağlam arasındaki ilişkiye dair onun anlayışındaki perspektif yönü vurgulayan yorumu. İbn Rüşd’ün birbirine tam zıt iki görüşü de kabul ede-bildiği iddia edilmektedir. İbn Rüşd, insanların tek olan gerçeğe iki farklı yoldan ulaşabileceklerine inanıyordu: din ve felsefe. Böylelikle din ve felsefe uyumu sağlanmış olacaktı.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Ibn Rus?h?d, Truth, Religion, Discourse, Interpretation, Medieval Philosophy, İbn Rüşd, Hakikat, Din, Söylem, Yorum, Orta-çağ Felsefesi

Kaynak

İslâm’da Medeniyet Bilimleri Tarihi (1. Cilt)

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Omar, M. (2021). Ibn Rushd’s inquiry into truth. R. Şentürk, A. Süruri, R. T. Kalyoncu, M. Sürün ve E. Morgül (Ed.). İslâm’da Medeniyet Bilimleri Tarihi (1. Cilt) içinde (283 - 297. ss.). İstanbul: İbn Haldun Üniversitesi Yayınları.