Işık, Vahdettin
Yükleniyor...
Araştırma projeleri
Organizasyon Birimleri
Medeniyetler İttifakı Enstitüsü, Medeniyet Araştırmaları Ana Bilim Dalı
Enstitü, “Medeniyet Araştırmaları” alanını haddizatında müstakil bir araştırma sahası olarak ihdas etmeyi hedeflemektedir. Bu çerçevede Medeniyet Araştırmaları alanının kendi çözümleme düzlemlerini tarif etmek ve alanı yönlendirecek ontolojik, epistemolojik ve metodolojik yaklaşımları teklif etmek için çalışmaktadır. Medeniyet Araştırmaları, mevcut disiplinlerin yaklaşımlarının çözümlemekte yetersiz kaldığı, yerel veya dünya ölçeğinde, insanlığın karşılaştığı farklı meseleleri anlamaya yönelik, çok disiplinli ve alternatif bakışlara imkan veren bir yaklaşım sunmayı amaçlamaktadır.
Adı Soyadı
Vahdettin Işık
İlgi Alanları
Sosyoloji ve Siyaset, Din ve Toplum İlişkileri, Modernleşme, Çağdaş Dünyada İslam ve Türkiye
Kurumdaki Durumu
Aktif Personel
4 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Yayın İslamcılığı yeniden düşünmek geçmişi değerlendirmenin ahlakı ve geleceği düşünmenin imkanı(Nobel Akademik Yayıncılık, 2016) Işık, Vahdettin; Işık, Vahdettin; Medeniyetler İttifakı Enstitüsü, Medeniyet Araştırmaları Ana Bilim DalıGünümüzde Müslümanlar somut ve ciddi bir kuşatma yaşamaktadırlar. Bu kuşatma cari sistemin dâhili ve harici saldırılarıyla gittikçe derinleşiyor. Kuşkusuz sorunun aciliyeti ve çok boyutluluğu Müslümanların zihnî serüvenlerini de etkiliyor. Bu yüzden, günümüz Müslümanı bu sorunların üstesinden nasıl gelebileceğine ilişkin zihnî bir kıskaçla da karşı karşıya gelmiş bulunmaktadır. Küresel kapitalizmin fiilî ve zihnî kuşatması ile hesaplaşmadan sorunların üstesinden gelemeyeceğini her gün daha yakından fark ettikçe de, ya “savunmayı ya da “uyum”u esas alan çözümler yegâne seçenek hâline gelmektedir. “Savunma”yı esas alan tutumu İslamcılar, “uyum”u esas alan tutumu da laisistler temsil etmektedir.Yayın Sırât-ı Müstakîm dergisinde Doğu ve Batı algısı(İlmi Etüdler Derneği, 2018) Işık, Vahdettin; Medeniyetler İttifakı Enstitüsü, Medeniyet Araştırmaları Ana Bilim DalıTanzimat Fermanı’ndaki beyanı esas alarak ifade edersek, Müslümanlar yaklaşık üç (3) asırdır ciddi bir takım siyasi ve fikri sorunla karşı karşıya bulunmaktadır.1 Bu sorunların Avrupa’nın nüfuzuna girmek ile yakından irtibatı bulunuyor. Sorunun ne olduğunu ve nasıl aşılabileceğine ilişkin bir yandan kendi halini,diğer yandan da galip bir güç olarak Avrupa’yı anlama ve anlamlandırma çabalarının arttığına tanık oluyoruz (Berkes, 2008, ss. 271-296, 389-461; Tunaya,1960). Nitekim 19. yüzyılın ikinci yarısı, “Avrupa’nın hem kendisini hem dedünyanın diğer bölgelerini yeniden tanımladığı bir güç birikime yol açmış oldu. Sanayileşen ve modernleşen Batı, kendisini “uygarlık” kavramı ile özdeşleştirirken, dünyanın geri kalanı için “Batılılaşma”, sanayileşme ve modernleşme ileeş anlama gelecekti. Bu gelişmeyle birlikte, sanayileşen ve modernleşen ülkeler “Batılı” olarak algılanmaya başlandılar (Micthell, 1988, ss. 1-33). Bununla irtibatlı olarak Avrupa-dışı dünyada, “Batı” ulaşılması gereken bir hedef halinegeldi.2 Neticede 19. yüzyıl sonunda, Avrupalı olmayan ve tam olarak sömürgeleş(tirile)memiş az sayıdaki devlet, Batılı devletlerin artan baskıları karşısında ayakta kalabilmek için ‘Batı’nın yöntemlerini benimsemek’ gerektiği düşüncesiyle reformlara yöneldi (Neill, ss 698–706). Bu devletlerin yüzlerce, hatta binlerce yıllık birikimleriyle yeni süreç arasında ciddi uyumsuzluklar yaşanmaktaydı .Özellikle İran, Afganistan ve Çin bu süreci oldukça sancılı geçirdiler. Kuşkusuz Osmanlı Devleti’nde durum daha devasa boyutlarda ve karmaşıktı. Osmanlı’nın merkezi yönetimler eliyle yeni düzen oluşturma çabaları bu karmaşık durumun yansıması olarak vücud buldu. Rusya ise daha özel bir süreçten geçmekteydi (Neill, ss.503–511). Daha çok da Almanya örneğini izleyerek modernleşme projesini yürüten Japonya’ya gelince, çabasında öznel bir başarı elde etmeyi başarmıştı (Sander, 2003, ss. 308-312). Mezkur ülkelerin çözüm arayışları bir yandan kendi hallerini diğer taraftan da muhataplarını yeniden anlamlandırmayı tahrik eden yeni bir mecraya besliyordu. Doğu-Batı diyalektiği tam da bu süreçte ortaya çıktı.Yayın İslamcı hareketlerin rejim karşıtlığı ve devletçilik çelişkisinin doğurduğu boşluk(Taşmektep Yayınları, 2017) Işık, Vahdettin; Işık, Vahdettin; Medeniyetler İttifakı Enstitüsü, Medeniyet Araştırmaları Ana Bilim DalıTanzimat Fermanının beyanını esas alarak ifade edersek, Müslümanlar yaklaşık üç (3) asırdır ciddi bir takım askeri, idari, siyasi, sosyolojik ve fikri sorunla karşı karşıya bulunmaktadır1. Bu sorunun Avrupa’nın nüfuzuna girmek ile yakından irtibatı bulunuyor. Kuşkusuz on dokuzuncu yüzyılı tanımlamak için başka vurgular da yapılabilir. Bahsi gecen Osmanlı-Avrupa devletleri arasındaki değişen ilişkilerin mahiyetini de dikkate alarak, rahatlıkla ifade edebiliriz ki; on dokuzuncu yüzyıl ‘Müslümanlar üzerinde Avrupa nüfuzunun pekişmesi’ demektir. Avrupa’nın nüfuzu birbirini etkileyen üç farklı alanda temayüz etmişti.2 Bunlardan birincisi, işgaller sonucunda, Müslümanların yaşadığı toprakların çok önemli bir kısmının kapitalist sistemin bir parçası haline gelmesi, İkincisi; bir yandan işgallerle yer yer de varlığını sürdürmesine katkıda bulunarak Osmanlıyı Avrupa’nın siyasi nüfuzu altına alması, son olarak da Avrupa ideolojilerinin Osmanlı bürokratları ve aydınları arasında artan etkisidir.Yayın Muhafazakâr yahut reddiyeci okuma arasında İslamcılığı yeniden düşünmek(İlmi Etüdler Derneği, 2019) Işık, Vahdettin; Medeniyetler İttifakı Enstitüsü, Medeniyet Araştırmaları Ana Bilim DalıTürkiye’de İslamcılık Düşüncesi başından beri üzerine çokça yazılan ve farklı yönleriyle konuşulan bir konu olmasına rağmen bu düşüncenin üretildiği, tartışıldığı ve yaygınlaştırıldığı dergiler pek çalışılmamıştır. Hâlbuki dergiler, Osmanlı’nın son döneminden bugünün Türkiye’sine kadar, İslamcı düşüncenin oluşumunda ve gelişiminde önemli bir işleve sahip olmuş ve İslamcı yayıncılığın en önemli bileşenlerinden birini teşkil etmiştir. İslamcı Dergiler Projesi (İDP), bu mühim boşluğu doldurmak üzere 1908-2010 yılları arasında yayınlanmış İslamcı dergileri gün yüzüne çıkarma ve inceleme hedefiyle 2013 yılından itibaren İlmi Etüdler Derneği (İLEM) çatısı altında yürütülmektedir.