Berktay, Halil

Yükleniyor...
Profil fotoğrafı
E-posta Adresi ORCID Profili WoS Profili Scopus Profili YÖK Araştırmacı Profili Google Akademik Profili SOBİAD Profili Web Sitesi

Araştırma projeleri

Organizasyon Birimleri

Organizasyon Birimi
İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü
Tarih Bölümü, çok-yönlü, disiplinler-arası, mukayeseli ve sosyolojik bir zenginlik üretmeyi; bu suretle, gerek Avrupa-merkezci veya Batı-merkezci, gerekse dar Osmanlı-Türk odaklı yaklaşımları aşmayı amaçlamaktadır.

Adı Soyadı

Halil Berktay

İlgi Alanları

Osmanlı Tarihi, Sosyal Tarih

Kurumdaki Durumu

Aktif Personel

Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 8 / 8
  • Yayın
    Prof. Dr. Halil Berktay: ''Batının sömürgeciliği başka, Batıyla çıkagelen insanlık değerleri başka''
    (Sentez Bilim Araştırma Organizasyon Hizmetleri ve Ticaret Limited Şirketi, 2022) Berktay, Halil; Berktay, Halil; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü
    Doğu ve Batının hikâyesinden başlamak istiyoruz. Doğu nerede başlar, nerede biter? Batı nerede başlar, nerede biter? Dünyayı yorumlamada Doğu-Batı bölümlendirmesi ne zaman başladı ve bu ayrıştırma ne kadar gerçek? Türkiye’de yoğun olarak yaşamakta olduğumuz Doğu-Batı kutuplaşmasını, daha doğrusu kutuplaştırmasını, tarih içindeki yerine yerleştirmek lazım. Bütün bu Doğu-Batı sorunsalı, tarih içinde aslında çok yeni ve çok kısa süreli bir olay. Hepi topu son beş yüz yılın olayı Batı hızla ilerlerken Doğu ya da Avrupa-dışı toplumlar neden gecikti? Asyatik despotizm nedeniyle mi, Asya Üretim Tarzı nedeniyle mi, İslamiyet yüzünden mi? 1960’lar ve 70’lerde dikkatler daha ziyade bu nedensellik açıklaması üzerinde yoğunlaşıyordu. Günümüzdeki tartışma ise, sizin açış sorunuzun ifade ettiği gibi, çok genişledi. Aynı zamanda içerik açısından geriledi denebilir. Almak veya almamak, bizim kimliğimiz ve onların kimliği, bizim medeniyetimiz ve onların medeniyeti gibi konular etrafında dönüyor. Ve çok aşırı bir şekilde, her iki tarafı toptan mutlaklaştırma, özel olarak Batıyı toptan şeytanlaştırma gibi çok özcü bir söyleme açılıyor…
  • Yayın
    Bir zamanlar Rusya'da
    (Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, 2019) Berktay, Halil; Berktay, Halil; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü
    “Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek” sergisi, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanan dramatik değişikliklerin ve radikal yeniliklerin zemin sağladığı entelektüel ve artistik gelişmelerin, sadece Rus sanatsal kültüründe değil, dünya sanat tarihindeki etkilerine de ayna tutan bir sergileme anlayışıyla kurgulandı. Sergi, 1900’lerin başından itibaren hayatı dönüştürecek bir güç olarak sanatı öne süren Rus avangard sanatçılarının bu dönemde gerçekleştirdiği çığır açıcı işlerinin yanı sıra 1917 Ekim Devrimi’nin sağladığı yenilikçi atmosferde, yeni rejimin de desteğiyle hayata geçirdikleri toplumsal tasarılarını ve heyecanla düşledikleri geleceğin geniş sınırlarını gözler önüne seriyor. 20. yüzyılın başında yaşanan teknolojik gelişme ve sanayileşmenin heyecanıyla yüzünü bilime dönen ve dünyanın da sınırlarını aşarak düşlerini uzaya taşıyan avangard sanatçıların ilerlemeye duydukları inanç, bu sergide yer alan eserlerinden canlılıkla yansıyor. Dünyanın en önemli Rus Avangardı koleksiyonlarından ve arşivlerinden biri olan, Selanik Çağdaş Sanat Müzesi - George Costakis Koleksiyonu, “Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek” sergisinin de temelini oluşturuyor. George Costakis’in büyük bir tutkuyla bir araya getirdiği ve Rus Avangardı eserlerinin gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan Costakis Koleksiyonu’ndan sergiye dahil edilen sanatçılar arasında, sanat tarihinin ikonik eserlerinden Siyah Kare’nin yaratıcısı Kazimir Malevich, sanatla üretim arasındaki sınırları belirsizleştirerek sanatsal kuramda yeni bir dönemin öncüsü olan Vladimir Tatlin, fotoğraf, resim, heykel ve grafik sanatının cesur öncüsü Alexander Rodchenko dahil olmak üzere Rus Avangardı’nın birçok önemli ismi bulunuyor. Yine Costakis Koleksiyonu’ndan, dönemin kadın sanatçı yoğunluğunu temsil eden isimler arasında, metinle resim arasındaki etkileşimi temel alan Olga Rozanova, tasarladığı oyun dekorlarıyla tiyatro dilinin dönüşümüne katkıda bulunan Lyubov Popova ve yüzünü Rus halk sanatına dönerek Rus Avangardı’nda belirleyici bir rol üstlenen Natalia Goncharova da sergide eserleriyle yer alıyor. “Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek”, 20. yüzyıl sanat tarihinin dönüm noktalarından biri olan bu dönemin tüm büyük isimlerinin eserlerini Türkiye’de ilk kez bir araya getiriyor.
  • Yayın
    Solcu olmak ayrıcalıklı bir şey değil!
    (Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık, 2018) Berktay, Halil; Berktay, Halil; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü
    Türk solunun en çok tartışılan yönünü ve Türk soluna getirilen en önemli eleştiriyi yerlilik kavramı ve solun Türk halkının kutsal değerleri ile olan ilişkisi oluşturdu. Bu zamana kadar hiçbir zaman parti bazında sosyalist kimlikle iktidara gelemeyen Türk solunun en önemli temsilcilerinden biri de CHP oldu. Peki, CHP gerçekten bir sol parti miydi? Bu konuyu Prof. Dr. Halil Berktay’la konuştuk. “CHP’nin solla ilişkisi, kendisini solda tanımlaması, ortanın solu veya sosyal demokrat kavramlarının ortaya çıkmasıyla başladı” şeklinde konuşan Berktay, hem dünyada solun ortaya çıkışı hem de CHP’nin sol ile ilişkisi adına önemli şeyler söyledi.
  • Yayın
    Cumhuriyet İdeolojisi ve Fuat Köprülü
    (Kopernik Kitap, 2018) Berktay, Halil; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü
    Fuat Köprülü, Osmanlı’dan Cumhuriyete geçiş sürecinde Türkiye’de modern tarihçiliğin kurulmasına önderlik eden isim oldu. Tek Parti koşullarında hayatta ve ayakta kalmanın politik icaplarını yerine getirmekle birlikte, aslında radikal bir Kemalist değildi. İmparatorluğun son döneminin ılımlı, reformcu, Osmanlı odaklı, hemen tamamen kendi kendini yetiştirmiş bir İstanbul münevveriydi. Geçmişe bakışında kopuşlar değil devamlılıklar öne çıkıyordu. Atatürk ve çevresi, yeni ulus-devlet için İslâmiyet’in de, Osmanlı’nın da etrafından dolaşacak bir kültürel kimlik ve aidiyet inşası peşindeydi. Bunun için Türk Tarih Tezi ve Güneş-Dil Teorisi gibi tamamen yapay, bilim dışı, uydurma kurgulara sarıldılar. Buna karşılık Köprülü, ilk Türk-İslâm devletleri, Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve Osmanlılar arasındaki köprüleri vurguladı. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun bu eklemlenmelere dayalı bir izahını yaptı. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Anadolu’da yeni bir Türk devletinin varolma hakkını, 13. yüzyıl sonu ve 14. yüzyıl başlarında Osmanlı’nın bu topraklarda zuhur etmiş ve özgün bir medeniyet olarak kök salmışlığına bağladı. Böylece Cumhuriyet’e, ihtiyaç duyduğu ama Osmanlı karşıtı bir nihilizmden ötürü nerede bulacağını bilemediği asıl tarihî meşruiyet açıklamasını sundu.
  • Yayın
    Nâzım Hikmet ve Pablo Neruda: İki komünist şairin 20. yüzyıl destanlarında Marksist anti-emperyalizm ve Millî Mücadele
    (Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, 2024) Berktay, Halil; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü
    Kaynaklarla gireyim. Başlığımda “iki komünist şairin 20. yüzyıl destanları” dediğim eserler şunlar: Nâzım Hikmet, Memleketimden İnsan Manzaraları ve aslında onun içinde bir bölüm olan, ama ayrı bir kitap olarak da yayınlanan Kuvâyi Milliye; Pablo Neruda, Canto General (Genel Şarkı veya Genel Türkü). Nâzım için, Adam Yayınları'nın Memet Fuat yönetiminde 1987'de başlayan edisyonlarını; Pablo Neruda içinse Jack Schmitt'in 1991'de yayınlanan İngilizce çevirisini (daha doğrusu, İngilizcesinden kendi yaptığım Türkçeleştirmeleri) kullanacağım…
  • Yayın
    Batı sol Türkiye : söyleşiler 2015-2018
    (Kopernik Kitap, 2018) Berktay, Halil; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü
    ürkiye’nin son yıllardaki meydan okuyuşu, modernitenin gelişim sürecinde nereye oturtulabilir? Şimdiki yeni dünya düzensizliğine nasıl geldik? Kim haklı kim haksız bir yana; hangi koşullar ayrı durma ve direnmeyi eskisinden çok daha mümkün kılıyor? Marksizm’in bıraktığı boşluğu doldurmaya İslâmiyet’in aday olduğu bugün, emperyalizm ve anti-emperyalizm sorunsalının neresindeyiz? Küresele muhalefet taktik veya konjonktürel mi, gerçekten anti-sistemik mi? Başka deyişle, kalıcı ve inandırıcı bir düşünsel platformu var mı? Kurulabilir mi? “Dış” hep kötü ve “iç” hep iyi mi? “Yerli ve millî”lik kolay tanımlanabilir bir şey mi? Ne kadarı realize edilebilir? Değişmez bir formülü var mı? “Biz” kimiz ve neyiz, zamanın sonsuz akışı içinde? Müslümanlık, örneğin, ya da Müslüman Türkiye, ya da Türkiye Müslümanlığı, alternatif bir medeniyet veya net bir medeniyet alternatifi sunuyor mu? Olayları bağımsız ve eleştirel bir aydın sorumluluğuyla gözleyen Halil Berktay, son üç yıl içinde verdiği mülâkatlarda yukarıdaki sorulara yanıt arıyor. Prof. Berktay, bu kitapta yer alan tahlil ve tespitlerinin yalınlığı, soğukkanlılığı ve hesap gütmezliğiyle, gerçekliğe olabildiğince yaklaşmaya çalışıyor.
  • Yayın
    Cumhuriyet döneminde siyaset ve ideolojiler üzerine
    (Serdivan Belediyesi, 2019) Berktay, Halil; Berktay, Halil; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü
    Sağ kendi içinde liberalizme, liberal demokratlığa olanak tanımadığı gibi, sol da kendi içinde demokratik solculuğa olanak tanımamış, tanımıyor.
  • Yayın
    Akıntıya sürüklenecek değilim
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2017) Berktay, Halil; Berktay, Halil; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü
    Açık Medeniyet Gazetesi olarak İbn Haldun Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halil Berktay’la yeni çıkan “Tarihçi Gözüyle Siyaset” kitabı hakkında konuşmak istedik. Fakat konu konuyu açtı ve uzunca bir söyleşi çıktı karşımıza. Hatta öyle ki söyleşiyi ikiye bölmek zorunda kaldık. Bu sayımızda Prof. Halil Berktay’ın Dünyaya ve Türkiye’ye dair görüşlerini keyifle okuyacağınızı ümit ediyoruz. Sonraki sayımızda ne mi okuyacaksınız? Onu da söyleşinin sonunda bulabilirsiniz.