Cilt 3, Sayı 1, Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 10 / 10
  • Yayın
    Mine’l-‘Asabiyye ile’l-kütleti’tarihiyye
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Taan, Sulaiman Mabrouk
    يتناول البحث الكتابات السياسية لمحمد عابد الجابري, والتي ابتدأت باستلهام نظرية العصبية لابن خلدون, وانتهت بتبني مفهوم الكتلة التاريخية. يمكن تقسيم كتابات الجابري السياسية إلى ثلاث مراحل: (i)مرحلة الشرح والتوضيح, وفيها كان الجابري واقعًا تحت تأثير نظرية ابن خلدون في العصبية, فانحصر عمله في شرح النظرية, وتبيان الظروف التاريخية والاقتصادية التي أدت بابن خلدون إلى إطلاق نظريته. (ii)مرحلة التطوير والإضافة, يتجاوز فيها الجابري نظرية العصبية, بعد أن وجد أنها غير كافية لتفسير حركة التاريخ العربي, فيقترح ثلاثة محددات لدراسة التاريخ العربي- الإسلامي, هي: القبيلة, والغنيمة, والعقيدة. ينتقد الجابري النظريتين السنية والشيعية في الحكم, لاعتماد الأولى على حديث: "الأئمة من قريش", والثانية لتبنيها فكرة الوصية, ويخلص إلى أن هناك فراغًا دستوريًا في نظام الحكم في الإسلام. (iii)مرحلة الدعوة إلى التغيير. يتوجه الجابري في هذه المرحلة إلى الواقع المعاصر, فيقترح للخروج من أزمة الحكم في العالم العربي مفهوم "الكتلة التاريخية", وهو مفهوم يستمده من الفيلسوف الإيطالي غرامشي, ومن أهم ميزات الكتلة التاريخية أنها تجمع كل القوى الاجتماعية الباحثة عن التغيير في مرحلة تاريخية معينة.
  • Yayın
    Categorized conception of Islamic legal history of Ibn Khaldun: A retrospective paradigm of legal cartography
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Zakaria, Mohammad; Rabbani, Ruhul Amin
    Crossboundary legal understanding is a masculine device which would help any jurisdiction solve the issue whose position is at odds with that given system. In terms of realizing that understanding, inter alia some theoretical tools function as central players. Among those tools, legal cartography is a very pivotal one which might have triggered the rise of the discipline of comparative jurisprudence in western legal academia in recent decades. In contrast, Islamic corpus juris is seen to have been rich with all those conceptions and beyond centuries before. This paper in adopting doctrinal method, aims to explore Ibn Khaldun’s treatment of diverse legal methodologies of Islamic Law as mapped with their geological hosts in Muqaddimah. This study shows that Ibn Khaldun is an Islamic legal cartographer who by depicting the domain of different doctrinal schools (madhahib) as a cartographic paradigm could have predominated the western jurists and legal academics.
  • Yayın
    Türk Yahudi kimliğinin üç temel taşı: Aidiyet, vatandaşlık ve asabiyet
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Gülsoy, Sait
    Osmanlı Devleti’nin devlet ve toplum yapısından kaynaklanan sosyokültürel mirası devralan Türkiye Cumhuriyeti, tarih sahnesinde mecburi ve ani bir kesikle, ulus devlet hüviyetinde teşekkül etmiştir. Söz konusu sosyokültürel miras özellikle vatandaşlık, kimlik ve haklar konularında, gerek gündelik yaşamda gerekse de idari alanda tezahür eden sorunlara sebep olmuştur. Yaşadıkları sosyokültürel deneyim Türkiye Cumhuriyeti’nin dini cemaatlerinden birisi olan Yahudi toplumunu özgün kılmıştır. Anadolu coğrafyasındaki varlığı İsa peygamberden önceye dayanan Yahudi grupları, Bizans sonrası Osmanlı himayesine girmişlerdir. On beşinci yüzyılın sonlarında İspanya’da ve Portekiz’de kurulan engizisyon mahkemelerince sürgün edilen Yahudiler, Osmanlı Devleti’ne sığınmışlardır. Türkiye Cumhuriyeti kurulana kadar geçen süreçte artan Yahudi nüfusu, kimi itici sebepler ve İsrail Devleti’nin kurulması sonucunda Türkiye’nin verdiği dış göç ile azalmıştır. Bu çalışma, Türk Yahudi toplumunun kimlik inşası sürecinde kurulan aidiyet ve vatandaşlık bağı ile asabiyet ilişkisine odaklanacaktır. Bu odağın merkezinde aidiyet bağı olarak toprak ve tarih, vatandaşlık bağı olarak vergi ve askerlik ile birlikte asabiyet ilişkisi olarak da sığınılacak bir liman olarak güçlü İsrail devletinin varlığı yer almaktadır.
  • Yayın
    Bedevi aşiret yapısından şehirli modern topluma dönüşüm sürecinde Dubai örneği
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Özoral, Başak
    Son yıllarda gösterdiği çarpıcı kalkınma hamlesiyle Orta Doğu’nun yükselen yıldızı olan Dubai küreselleşme kavramının bölgedeki en başarılı örneğidir. Bu makalede bedevi kültürünün hüküm sürdüğü kurak bir çöl coğrafyasında yer alan bu küçük yerleşim yerinin, Orta Doğunun ticaret ve turizm merkezi haline dönüşmesini sağlayan ilgi çekici gelişimi incelenecektir. Ayrıca Dubai örneğinde İbn Haldun’un toplum yaşamında ilkel bir durumdan, badawa'dan,(kırsal toplumdan) asabiyet adını verdiği ve bir tür toplum sözleşmesi olarak görülebilecek dayanışma ile zamanla uygar topluma, yani hazara'ya dönüşmesindeki açıklamaların ne derece örtüştüğüne de bakılacaktır. Dubai’nin başarısındaki sosyolojik, tarihsel ve ekonomik faktörlerin analizi yapılırken İbn Haldun’un umran ve asabiyet kavramları üzerinde de durulacaktır.
  • Yayın
    Yanılgının kesinliğinden yenilginin diyalektiğine: İbnü’l-Arabî ve İbn Haldun’da galibiyetin sosyolojik ve metafizik illetleri
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Öztürk, Özkan
    Hem İbnü’l-Arabî’nin âlemi, hem de İbn Haldun’un umranı illet ve nispetler etrafında dönen gürültülü bir ilişkiler ağıdır. Bu ilişkiler düzeninin doğası ve bünyesi hakkında yaptıkları yorumlar, iki farklı düşünürün izledikleri dünya resmi arasındaki kontrastı görmeye imkân sunar. Bu anlamda İbnü’l-Arabî ve İbn Haldun tek bir medeniyetin çocuğu olsalar da seyrettikleri manzarayı resmedişleri farklılık arz eder. Her iki düşünürün ele aldığı herhangi bir ortak konuya bakıldığında, kavramsal ve terminolojik dünyanın, açıklama çerçevesini nasıl değiştirdiği hemen fark edilecektir. İbnü’l-Arabî’nin izlediği resim bütün boyutları ile âlem iken, İbn Haldun’un çerçevesi toplumsal umrandır. Bu makale iki farklı düşünürün yaklaşımlarını mukayese etmek için “yenmek ve yenilmek” konulu yorum güzergâhını temel izlek olarak belirler. Biri yenilgi olgusunu bilgi, kudret, tasdik, inanç kesinliği, tenzih, teşbih, şirk, tevhid, vahdet, kesret, nusret, sarsıntı, gedik gibi terminolojik seçimlerle inşa ederken, diğeri galebe, istila, tagallüb, hâkimiyet, cesaret, vahşet/yabanilik, asabiyyet, bedevi-hadari topluluk kavramları etrafında değerlendirir.
  • Yayın
    Cultural particularism in globalized world: Implication of asabiyyah in a minority context
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Ramzy, Mohammad Ismath
    Globalization precedes indigenous cultural particularism while promoting single culture aligning to European nature. Dissolving of indigenous culture has created tension in Muslim minorities. This article, therefore, examines the concept of Asabiyyah of Ibn Khaldun and its implication for the Muslims live in non-Muslim country. The concept of Asabiyyah describes social solidarity by affirming cohesion based on ethnicity and faith. The culture of a community will be protected if Asabiyyah is strong among the members of that community. The researcher studied the methodology of Syed Nursi in protecting cultural solidarity in Turkey from Asabiyyah perspective and examines the prospect of adopting similar procedure to intensification of Asabiyyah among Muslim minority of Sri Lanka.
  • Yayın
    The image of the other as portrayed by Ibn Khaldun in his "Muqaddima"
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Najjar, Muslih
    يتناول البحث موقف ابن خلدون في مقدّمته من الآخر ضمن أطروحته الاجتماعية الشاملة، وضمن تصوّر متكامل، بدءا من ضرورة الآخر، والتعاطي معهُ، وصولاً إلى تَعقّدِ الحياة المدنية، بتباينٍ بين المجتمعات وفق بيئاتها وأجوائها، فيناقش الموقف من الآخر في السلم والحرب، وفي ضوء الأديان، بالتقاطع مع مفهوم العصبية، وتدّرج هذا الموقف بالتوازي مع عمليات العمران وخراب الدُّول، في إطار محدّدات كالدعةُ في العيش مثلا، مبيّنا التناسب العكسيّ بين الحضارة والعصبية.وينظر البحث في مذهب ابن خلدون في ضربين من الآخرية هما: الآخر من حيث التحضّر أو عدمه، وإشكاليّة موقف ابن خلدون من العرب، والأعراب، ومكانتهم الحضارية والتحضّريّة من الأمم والجماعات البشريّة.
  • Yayın
    Dawla and Leviathan: Ibn Khaldun and Hobbes in defense of state authority
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Orwin, Alexander
    Ibn Khaldun and Thomas Hobbes both present the pre-political state as characterized by intolerable violence, and view the establishment of a strong political authority as the best hope of stability. Yet they differ in tracing the origin of this authority. For Hobbes, sovereignty arises due to universal consent and agreement inspired by a collective desire for peace, while for Ibn Khaldun it is consolidated only through the overwhelming power of a tribal feeling known as asabiyya. Modern politics inevitably combines the emphasis on popular consent and law so characteristic of Hobbes, and the tribal feeling, patronage, and special interests so characteristic of Ibn Khaldun.
  • Yayın
    Ibn Khaldun’s “Assabiyyah” and Muslim minorities from Maqasid al-Shariah perspective
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Shihan, Mohammad
    The “Asabiyyah” of Ibn Khaldun elucidates the important of group feeling which is basis for rise and fall of a community. According to him, ‘Asabiyyah’ is a natural feeling of affection instilled in human beings, mainly protecting their group members who are treated unfairly. Further he argued that the ‘Asabiyyah’ could serve as one of instrumental social driving devices to unite people. Thus, the researcher has proposed to study its adequacy in bringing solutions for the challenges of Muslim minority communities where their disunity deteriorates them further. So, to explore this, the researcher will examine inherent interconnection between ‘Asabiyyah’, fitrah and Maqasid al-Shariah and their relevance to Muslim Minority communities.
  • Yayın
    Umran ilmi, çatışma çözümü ve barış
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Okumuş, Ejder
    Bugünün dünyasını belirleyen en önemli olgulardan birinin çatışma olduğu söylenebilir. Elbette çatışma karşısında çatışma çözümü ve barış için çözüm getirici yaklaşımlara ve bu yaklaşımlardan yararlanarak yeni uygulamalara ihtiyaç olduğu açıktır. Bu noktada bugüne kadar birçok düşünür, bilim adamı, aydın ve siyaset adamını etkilemiş olan İbn Haldun’un (1332-1406) icat ettiği Umran İlminin (‘Ilmu’l-‘Umrân) verilerinden yararlanarak bugünkü çatışma dünyasında çatışma çözümü ve barış için bazı yeni yaklaşımlar getirilebileceği düşünülebilir. İbn Haldun’un umran, medeniyet, çatışma, barış, çatışma çözümü, asabiyet, din, değişim ve mülk gibi kavramlara yüklediği anlamlar, bu çerçevede yardımcı olabilir. Bu çalışmada, İbn Haldun’un bilime ve insanlığa armağan ettiği Umran İlminin çatışma çözümü ve barış yaklaşımlarına katkıları ele alınmakta ve anlaşılmaya çalışılmaktadır.