Felsefe Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 103
  • Yayın
    Fârâbî felsefesinde nefsin yetkinleşme süreci
    (Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, 2023) Kalyoncu, Rıza Tevfik; Kalyoncu, Rıza Tevfik
    Bu makalede Fârâbî’nin (öl. 950) nefs düşüncesinin yetkinleşme teorisi bağlamında bir okuması yapılmaktadır. Fârâbî’nin nefs teorisi farklı çalışmalarda konu edilmesine ve yetkinleşme konusunun Fârâbî felsefesi bağlamındaki önemi ortaya çıkmış olmasına rağmen, bu konunun Fârâbî’nin anlatısının geneline ve felsefesinin tümüne nasıl yayıldığı fenomenolojik bir yaklaşımla metinler üzerinden detaylı olarak gösterilmiş değildir. Burada fenomenolojik ifadesi ile kasıt, Fârâbî’nin teorisini yine Fârâbî gözlüğüyle onun felsefesinin bütünlüğü içerisinde anlamaya çalışmaktır. Makalenin literatüre yapmak istediği katkı, yetkinleşme konusunun özellikle nefs teorisi ve ilimler tasnifinin temeline nasıl oturduğunu göstermektedir. Bu amaçla Fârâbî felsefesinin bütününe sirayet eden mertebe teorisi vb. konular da yine yetkinleşme ve tecevhür düşüncesi bağlamında irdelenmiştir…
  • Yayın
    [Book Review]: "The Eudaimonist Ethics of al-Fārābī and Avicenna"
    (Mehmet Bulğen, 2023) Kalyoncu, Rıza Tevfik; Kalyoncu, Rıza Tevfik
    This paper is about the book which is written by Janne Matilla “(The Eudaimonist Ethics of al-Fārābī and Avicenna, Leiden: Brill, 2022, 256 pages)”. This work written by Matilla revolves around the comparative analysis of two eminent philosophers of Islamic Philosophy. Matilla adopts partially the method that emerges in the literature about Islamic Philosophy. Therefore, the results that the author reaches are unique contributions to the literature. Because this method is not applied completely, some problems of interpretation are seen in the work.
  • Yayın
    Quine's naturalism is more inclusive than "liberal naturalism"
    (Dergah Yayınları A.Ş., 2023) Tümkaya, Serdal; Tümkaya, Serdal
    Quine, the alleged champion of the extreme form of scientific naturalism, has an extremely inclusive conception of science that directly comes from his thoroughgoing pragmatism. His avoidance of prefixing what ontologically permissible entities directly comes from his thoroughgoing empiricism. Even experimental parapsychology or anomalistic psychology by another name is not an oxymoron, although it is highly unlikely. To define, determine, and investigate what is natural falls into the domain of the sciences in the broadest sense. It cannot be foreknown by liberal naturalism, given that no one has the prophetic powers. Thus, it becomes clear that Quine’s scientific naturalism is more liberal than “liberal naturalism.” It is possible that ontological naturalism is the antithesis of methodological naturalism, and the so-called exclusion of some supernatural entities in alleged liberal naturalism in fact renders naturalism too narrow. Contrary to appearances, it might turn out that it is the more restrictive form of naturalism.
  • Yayın
    Antik Çağ'dan Yeni Çağ'a egonun inşası
    (Ketebe Yayınları, 2023) Özkaya Demirhan, Özden; Özkaya Demirhan, Özden
    Kendilik kavramı felsefe tarihi boyunca açık veya değil pek çok düşünür tarafından ele alınmıştır. Ancak Descartes ile başlayarak sistemli bir şekilde ele alındığı ve felsefenin konusu olduğu görüşü hakimdir. Bu kitabın amacı da kendilik ve ego konusunu Antik Çağ’dan Descartes’a kadar eleştirel bir tarzla incelerken, mevcut düşünceyi tasvir etmek ve tarihsel sürecini göstermektir. Bu çalışmada kendilik, insanın kendisine dair bilince sahip olup kendisini bilişsel yetilerinin faili olarak görmesi anlamında kullanılırken ego, bütün bir varoluşun kendisi üzerinden anlaşılması bağlamında kullanılmıştır. Ego kavramının Descartes’la açık bir şekilde başladığı düşünülse de Augustinus, Descartes’tan yaklaşık on üç yüzyıl önce, kendi düşünce sisteminde benzer bir ego anlayışını benimsemiştir ve tıpkı Descartes gibi o da egonun kesinliğini şüphecilere karşı çıkarak göstermiştir. Bu çalışmada, ego kavramının tarihsel süreci ve bu süreçte hangi bağlamlarda kullanıldığı ve gelişimi incelendikten sonra, Augustinus ve Descartes’m ego kavramları incelenmiş ve kendilerinden önceki kendilik anlayışlarına getirdikleri değişiklikler ve takip ettikleri gelenekler gösterilmiştir. Bir geleneği takip etmeleri ve konuyu sınırlamak bakımından, bu çalışmada Homeros, Platon, Aristoteles, Stoa, Epikourosçuluk ve Plotinos’un yalnızca ruh ve kendilikle ilgili düşünceleri ele alınmıştır...
  • Yayın
    Çağdaş şehirlere eleştirel bir bakış
    (Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık, 2024) Doko, Enis; Doko, Enis
    Şehirler son yüzyılda insanlığın yaşam alanına dönüştü. Dünya'da 4.5 milyardan fazla insanın şehirlerde yaşadığı düşünülüyor, bu da kabaca dünya nüfusunun yüzde 55'ine tekabül ediyor. Bu rakamın 2O5O'de yüzde 7O'lere dayanması bekleniyor. Türkiye'de TÜİK verilerine göre toplumun yüzde 68'i büyük şehirlerde yaşıyor. Sunduğu ekonomik fırsatlar, yaşam standardı, eğitim ve sağlık imkânları ve sosyo-kültürel etkinliklerle şehirler insanları kendine çekiyor. Tüm bu çekicilik şehirleri çoğumuzun yuvası yapıyor. İyi ama çağdaş şehirler insan hayatının kalitesi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmış mıdır? Şehirleri büyüten ve geliştiren güç nedir? Bu yazıda bu sorular üstünde durmaya çalışacağım…
  • Yayın
    Batı'nın entelektüel çöküşü
    (Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık, 2023) Doko, Enis; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Felsefe Bölümü
    Son zamanlarda Avrupa, geleneksel Batı değerlerinden uzaklaşmanın sinyali olabilecek, ince ama derin bir dönüşüme tanık oluyor. Uzun zamandır modern demokrasinin, insan haklarının ve liberal ideallerin beşiği olarak kendini tanıtan bu kıta, artık karmaşık sosyo-politik değişimlerle boğuşan bir yol ayrımında. Son günlerde Gazze’de yaşanan vahşet karşısında özellikle siyasilerin benimsediği tutum bu kıtanın bir zamanlar savunduğu değerlerle uyumunda önemli bir değişime işaret ediyor. Elbette Batılı siyasiler demokrasi, özgürlük, insan hakları gibi kavramları kullanmaya ve Batı geleneğine sahip çıkmakla övünmeye devam ediyorlar. Ancak bu övünme içi doldurulabilir bir şey mi, yoksa basit bir sözel retorik mi? Ben bunun gittikçe ucuz bir retoriğe dönmeye başladığı kanaatindeyim. Bu yazıda kısaca bunun nedenlerine değinmeye çalışacağım.
  • Yayın
    Harari'nin insan hakları kurgudur iddiası hakkında
    (Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık, 2024) Doko, Enis; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Felsefe Bölümü
    Geçtiğimiz günlerde Sapiens kitabı ile dünya çapında ün kazanan İsrailli popüler tarihçi Yuval Noah Harari’nin bir TEDx konuşması sosyal medyada gündem oldu. Konuşmasında Harari önce dinlerin bir kurgu olduğu görüşünü yineliyor. Daha sonra oradan İnsan Hakları, Birleşmiş Milletler ve devletlerin kurgu olduğunu söylüyor. Bunun için nasıl bir gerekçe sunuyor? Harari, konuşmasında insan hakları kavramının insan bedeninde görünemediği, koklanamadığı, deneyimlenemediğini söylüyor. Yani kısaca beş duyu ile insan haklarını ya da Birleşmiş Milletler’i deneyimleyemediği için bunların kurgu olduğu kanaatini beyan ediyor. Buradan hareketle İsrail’in elindeki nükleer silahları kullanabileceğini öneriyor ve böylelikle aklınca Filistin’de yaptığı soykırımı da dolaylı olarak meşrulaştırmış oluyor. Nitekim insan hakları kavramının bir kurgu olması, ahlakın bir kurgu olduğu dolayısı ile de hiçbir eylemin aslında nesnel şekilde kınanamayacağı anlamına geliyor. Bu yazıda bu görüşleri analiz etmek istiyorum.
  • Yayın
    Erdem ve ahlakını yitiren Batı
    (Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık, 2023) Doko, Enis; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Felsefe Bölümü
    Geçen ay Lacivert dergisi yazımda Batı’nın Filistin’e karşı tavrını tutarsızlıkla eleştiren bir yazı kaleme almıştım. O yazıda Batı’nın bu tavrının nedenleri üstünde durmamıştım. Bu yazımda bu konuyu ele almak ve Batı’nın içine düştüğü anlam krizini ele almak istiyorum. Analizime geçmeden önce Batı kavramı üzerine durmanın faydalı olacağı kanaatindeyim. Felsefeci hastalığı, bir kavramı analiz edeceksek önce onu anlama gereği duyarız. Peki, o zaman Batı nedir? Bu soruya genellikle coğrafi olarak cevap verilir, Batı Yarımküre’deki ülkeler, yani Avrupa ülkeleri, Kuzey Amerika kıtası (ABD ve Kanada) sayılır. Genelde bu tanıma Avustralya ve Yeni Zelanda da eklenir. Bu tanım iki açıdan tatmin edici değildir, zira Avrupa içinde kimlerin sayılacağı muğlaktır. Mesela Rusya veya Sırbistan bir Batı ülkesi midir? İkincisi, biz coğrafi değil kültürel bir tanımla ilgileniyoruz. Mesela neden Avustralya ve Kanada açıkça Batı sayılırken, Rusya ya da Meksika’nın batılı oluşu muğlaktır? Bu ülkeleri birbirinden ayıran nedir? Bu sorular cevapsız kalır. Merak ettiğimiz şey tam olarak bu ülkelerin ortak noktasıdır.
  • Yayın
    Islamic religious epistemology
    (Cambridge University Press, 2023) Doko, Enis; Turner, Jamie B.; Doko, Enis
    This chapter aims to lay out a map of the diverse epistemological perspectiveswithin the Islamic theological tradition, in the conceptual framework of con-temporary analytic philosophy of religion. In order achieve that goal, it aims toconsider epistemological views in light of their historic context, while at thesame time seeking to “translate” those broadly medieval perspectives intocontemporary philosophical language. In doing so, the chapter offers a succinctoverview of the main epistemic trends within the Islamic theological traditionconcerning religious epistemology. The chapter is divided into two main sectionsdesignated for discussions of differing accounts found in distinct trends of thetradition, namely the Rationalist and Traditionalist trends. The discussion con-cerning the Rationalist trend focuses on the philosophical-theologians of thedominant Mu’tazilite, Ash’arite, and Maturidite schools. The section on IslamicTraditionalism focuses on the Atharite scripturalism of Ibn Qudāma, and inparticular the thought of Ibn Taymiyya. In order to map out these historicpositions in light of contemporary religious epistemology, reference is made toa threefold typology of current views in the literature: (1) theistic evidentialism,(2) reformed epistemology, and (3) fideism.1 As such, the remainder of thechapter will attempt to outline the different approaches toward religious episte-mology in the Islamic theological tradition with this threefold typology in mind.
  • Yayın
    Hegel, özne ve ötesi
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2023) Bakır, Muhammet İkbal; Bakır, Muhammet İkbal
    Bu makale Hegel felsefesini temel alarak özne kavramını ele almaya çalışıyor. Genel olarak Hegel’in bize önerdiği özneyi, klasik felsefedeki özne kavrayışından oldukça farklı bir yerde buluyor. Bu yeni kavrayış, özneyi bir sabitlik ve kendine eşitlik olarak düşünmüyor; bunun yerine özneyi sürekli kendine dönen bir hareket olarak düşünüyor. Öznenin bir hareket olarak düşünülmesini ise daha çok çatallanma ve dolayım kavramlarından itibaren anlamaya çalışıyor. Bundan başka; bu makale, Hegelci özne yapısı içinde kalarak Hegelci özneyi eleştirmeye çalışıyor ve onun ötesinde bir özne kavrayışı sunmaya çalışıyor. Bu eleştiri ve önerinin temel kavramlarını ise ‘ayrık özne’, ‘gömülü özne’, ruh ve insan kavramları teşkil ediyor.
  • Yayın
    Randomness and providence: Is God a bowler or a curler?
    (Palgrave Macmillan, 2022) Clark, Kelly James; Koperski, Jeffrey
    Most Abrahamic theists affrm divine providence, the doctrine that God brings about or allows everything that happens in the universe; moreover, they hold that God controls creation so that all things either are good or work together for good. How, then, does God do it? How does God’s providential guidance work? These are old questions, but the traditional answers did not have to face the modern scientifc claim that nature is, to some degree or other, random. How then can God ensure that God’s providential aims are met? This is the central question of this volume. We briefy present some of the issues in this introduction.
  • Yayın
    Abrahamic reflections on randomness and providence
    (Palgrave Macmillan, 2022) Clark, Kelly James; Koperski, Jeffrey
    This open access book addresses the question of how God can providentially govern apparently ungovernable randomness. Medieval theologians confidently held that God is provident, that is, God is the ultimate cause of or is responsible for everything that happens. However, scientific advances since the 19th century pose serious challenges to traditional views of providence. From Darwinian evolution to quantum mechanics, randomness has become an essential part of the scientific worldview. An interdisciplinary team of Muslim, Christian and Jewish scholars—biologists, physicists, philosophers and theologians—addresses questions of randomness and providence.
  • Yayın
    What does the contiunity thesis really mean in Quine’s philosophy?
    (Işıl Bayar Bravo/Hamdi Bravo, 2023) Tümkaya, Serdal; Tümkaya, Serdal
    The continuity thesis (CT) does not suggest that the similarities between science, common sense, and philosophy are much more than its opponents might claim. Under its Quinean motivation, CT is used to suggest a normative idea concerning how to do philosophy; it is not a descriptive thesis about the actual relationships between philosophy, common sense, and science, except the historical and developmental origins of them. CT is not primarily a descriptive thesis on the similarities between science and non-science. It is, however, based upon another descriptive, closely related thesis: starting from the middle. All thought, human and animal, scientific or not, begins from an inherited mass of knowledge, assumptions, and a surrounding general framework. There is no cosmic exile, Archimedean point, and “view from nowhere.” This is an observation for Quine and underlies his attack against the analytic and the synthetic distinction; his defense of holism and of empiricism which in combination yields Quinean naturalism. Thus, CT should be considered as the ultimate expression of Quinean naturalism and cannot be invalidated by showing the vast differences, even occasionally outright opposition, between science, common sense, and philosophy. Neither does it imply that philosophy must be assimilated into science without a substantial shift in the present notion of science.
  • Yayın
    Müslüman neden yapay zekadan korkmaz?
    (Mardin Artuklu Üniversitesi Yayınları, 2023) Doko, Enis; Doko, Enis
    Yapay zekâ (YZ), insan ve hayvanların gerçekleştirebildiği eylemleri bilgisayarlar ve makinelerin gerçekleştirebilmesini amaçlayan bir alandır. Başka bir ifadeyle, YZ yapay “bireyler” veya “hayvanlar” yaratmayı hedefler. Bu durum, normalde insanlara ve hayvanlara atfettiğimiz niteliklerin makinelerde de bulunmasını gerektirir. Bu niteliklerin bazıları, örneğin hesaplama ve tahmin etme gibi zekâya dayanırken, diğerleri, örneğin görmek gibi zekâya dayanmaz. Bu nedenle, YZ’nin daha doğru bir tanımı, insanlar ve hayvanlarla ilişkilendirdiğimiz psikolojik eylemleri (tanımak, hesaplamak, görmek, planlamak vb.) bilgisayarlar ve makinelerin gerçekleştirebilmesini sağlamayı amaçlayan disiplin olacaktır. (Boden, 2016)…
  • Yayın
    In defence of Churchland-style eliminative materialism: Objections and replies
    (Taylor & Francis, 2022) Tümkaya, Serdal
    The Churchlands are notorious for their theory of eliminative materialism (EM). This theory has become associated with scientism and a possible death of philosophy. In this article, I will closely examine the most common accusations made against EM and try to give an overall assessment of them. The conclusion is that EM survives most of the criticisms levelled against it. For sure, there are many things to do to improve on the current form of the theory, but none of them seems to be unsurpassable. The charges of blind enthusiasm, reductionism, neuroscience exceptionalism and scientism originate from widespread misconceptions about the nature of actual science. Furthermore, the objection that EM is self-defeating is answered.
  • Yayın
    Makedon Türk’ü gözünden Türkiye
    (Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık, 2023) Doko, Enis; Doko, Enis
    Lacivert dergisi yazı istediği zaman bir felsefeci olarak akli ve analitik metinler kaleme almaya çalışırım. Ancak konu Türkiye olunca duygulara engel olmak, duygusal bir yazı kaleme almamak elde değil. O yüzden bu yazım biraz daha farklı olacak. Biraz daha kişisel, biraz daha duygusal, belki de biraz daha içten…
  • Yayın
    New Age enerji
    (Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık, 2023) Doko, Enis; Doko, Enis
    Enerji kavramı karşımızda hem bilimde, hem de mistik çevrelerde çıkıyor. Özellikle New Age grupları sık sık Bioenerji, Reiki, Enerji tıbbı, Şifacılık, Şifa enerjisi gibi kavramlara atıf yapıyor ve enerji kavramını sanki bilimde karşılaştığımız enerji kavramı ile aynı anlamda kullanıyorlarmış gibi davranıyorlar. Bu yazıda bu ilişkiyi ele alacağız. Fizikte karşımıza çıkan enerji ile New Age çevrelerinde atıf yapılan enerji aynı şey mi? Bunlar arasında nasıl bir ilişki var?..
  • Yayın
    Bilimciliğin tarihsel serüveni
    (Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık, 2023) Doko, Enis; Doko, Enis
    Bilimcilik, bilimin yegâne bilgi kaynağı olduğu iddiasıdır. Bilimciliği, bilimin önemli bir bilgi kaynağı olduğunu savunan bilimsel realizm ile karıştırmamak gerekiyor. Ben bilimsel realistim, ama bilimci değilim. Hatta bilimin en önemli bilgi kaynağı olduğuna inansanız bile bu sizi bilimci yapmaz. Bilimci olunca hem felsefenin hem de dinin bir bilgi kaynağı olduğunu reddetmiş olursunuz. Bilimciliğe göre bilimsel açıklamalar felsefi ve teolojik açıklamaların yerini almıştır. Tabii ki birileri dini bilgi kaynağı olmasa da hayatı anlamlandırmada önemli bir araç olarak görebilir. Bilimciler bunu da reddeder onlara göre anlamın kaynağı da bilimdir…
  • Yayın
    Akademide kibir ve çareleri
    (Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık, 2023) Doko, Enis; Doko, Enis
    Yazıya bir itirafla başlamak istiyorum. Ben bir akademisyenim, bir akademisyen için orta sınıf denebilecek bir popülariteye sahibim. Bir Celal Şengör ya da İlber Ortaylı gibi ünlü değilim, ancak hatırı sayılır da bir takipçi kitlem var. Öğrenciler ve çok sayıda insandan saygı görüyorum. Çocukken üstün zekâlı teşhisi konsa da genellikle bunun neden olduğu akran zorbalığı yüzünden kendimi çok özel ya da şansı hissetmiyordum. Ancak akran zorbalığı gören bir çocuktan, bir anda saygı ve hürmet gören bir gence yükselişim elbette büyük bir mutluluk getirdi. Ama daha da önemlisi hayatımda şu anda ölene kadar savaşacağım en büyük düşmanım olan kibri getirdi…
  • Yayın
    Islamic classical theism and the prospect of strong artificial intelligence
    (Bursa İlahiyat Vakfı, 2023) Doko, Enis; Doko, Enis
    This article investigates the compatibility of strong artificial intelligence (AI) with classical theism, particularly within the Islamic tradition. By examining the functionalist view of mental states, we argue that a Muslim who accepts classical theism should be open to the possibility of AI that possesses genuine mental states. We present two arguments to support this claim: one that challenges substance dualism and another that assumes dualism. Both arguments demonstrate that mental states can arise in at least two different substances, which implies functionalism. As a result, the development of strong AI would not be surprising from an Islamic perspective, and its creation might even provide corroborative evidence for classical theism. This article thus provides a philosophical foundation for the existence of conscious and intelligent machines and their potential compatibility with Islamic beliefs.