İbn Haldun Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi
DSpace@İHÜ, İbn Haldun Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.
Güncel Gönderiler
Unleashing the power of innovation: How innovation capacity and product and process objectives drive competitive performance
(Routledge, 2025) Tatoğlu, Ekrem; Demirbağ, Mehmet; Gölgeci, İsmail; Zaim, Selim; Nair, Smitha; Yönetim Bilimleri Fakültesi, İşletme Bölümü
Research on innovation typically emphasizes resources and capabilities while overlooking the core role of innovation capacity. We investigate how firms’ innovation capacity translates into innovation and competitive performance, and whether product and process objectives shape these links. Using survey data from 238 indigenous Turkish firms and multinational subsidiaries and estimating a structural-equation model, we find that (1) innovation capacity strongly and positively predicts innovation performance; (2) innovation performance, in turn, enhances competitive performance; and (3) innovation performance partially mediates the effect of innovation capacity on competitive performance. To identify boundary conditions, we test whether strategic objectives condition these relationships. Product objectives, i.e., expanding product range, entering new markets, and increasing market share, significantly strengthen the link between innovation capacity and innovation performance, whereas process objectives aimed at efficiency gains do not materially alter that relationship. Robustness checks, including confirmatory factor analysis, slope and Johnson–Neyman probes of moderation, and bias-corrected bootstrapping of indirect effects, support these conclusions. This study foregrounds innovation capacity by modeling both mediation and moderation and clarifies when and how firms convert innovation investments into market-relevant outcomes in an emerging-economy context. Managerially, the results advise building and deliberately steering innovation capacity, aligning it with explicit product-oriented goals, and tracking innovation outputs as the conduit to superior competitive performance. Conceptually, the findings integrate dynamic capabilities and goal-setting perspectives, highlight objective-driven boundary conditions, and invite further longitudinal work on capacity–performance time lags and cross-national generalizability.
Cognitive emotion regulation strategies as mediators between childhood maltreatment and eating disorders: A cross-sectional study
(Wiley, 2025) Özçiçek, Ayşe; Eruyar, Şeyda
Background: Eating disorder (ED) symptoms are common in the general population and are often associated with childhood maltreatment (CM). Emotion regulation difficulties are likewise linked to both CM and ED symptoms, yet the role of cognitive emotion regulation strategies (CERS) in this relationship remains underexplored. Culturally specific forms of adversity, such as parental overprotection and overcontrol (OP–OC), have also been largely overlooked. Method: This cross-sectional study investigated whether adaptive and maladaptive CERS mediate the associations between six forms of CM and ED symptoms in a non-clinical sample of 352 Turkish adults. Participants completed the Childhood Trauma Questionnaire–Expanded, the Eating Disorder Examination Questionnaire–Short Form, and the Cognitive Emotion Regulation Questionnaire. Mediation analyses were conducted using the PROCESS macro (Model 4) in SPSS v29. Results: The results revealed that, except for physical abuse, maladaptive CERS significantly mediated the associations between all CM types and ED symptoms, with full mediation found for emotional neglect and sexual abuse. Although adaptive CERS did not mediate these relationships, their use was significantly lower among individuals exposed to emotion-related maltreatment, including OP–OC. Discussion: These findings underscore the potential of maladaptive CERS as early indicators and modifiable risk factors in subclinical populations. Tailoring emotion regulation components within interventions like Cognitive Behavioural Therapy–Enhanced (CBT-E) and Dialectical Behaviour Therapy (DBT) may enhance efficacy, especially for trauma-exposed individuals. Preventive psychoeducational programmes in youth and community settings could offer timely support before clinical symptoms emerge.
Hukuki açıdan yapay zekâ destekli video mülakat uygulamaları: İş hukuku ve kişisel verilerin korunması hukuku
(İdeal Kültür Yayıncılık, 2025) Çelik, Ezgi Sima
Yapay zekâ teknolojileri, toplumsal yaşama ve iş süreçlerine her geçen gün daha derinlemesine nüfuz ederek köklü bir değişime neden olmaktadır. Bu değişim yalnızca iş süreçlerini değil, insan kaynakları yönetimini ve özellikle iş işe alım süreçlerini de ciddi biçimde yeniden şekillendirmektedir. Yapay zekâ destekli video mülakat uygulamaları işverenlerin adayları değerlendirme biçimlerine yeni bir boyut kazandırmakta, birçok hukuki ve etik tartışmayı gündeme getirmektedir.
Hukuki Açıdan Yapay Zekâ Ddestekli Video Mülakat Uygulamaları: İş Hukuku ve Kişisel Verilerin Korunması Hukuku isimli eser; söz konusu teknolojik gelişmelerin iş hukukuna yansımalarını ele almakta ve işe alım süreçlerinde yapay zekâ kullanımını farklı bir bakış açısıyla değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Eserde, yapay zekâ destekli video mülakat uygulamalarının teknik boyutunun yanı sıra kişisel veri güvenliği, algoritmik ayrımcılık ile işveren ve adayın hak ve yükümlülükleri gibi hukuki meselelere de yer verilmiştir.
Geopolitical dynamics in Central Asia: Interests and strategies of external actors in a time of global crisis
(Springer Nature, 2025) Gusseinov, Eldaniz
The increasing engagement between external entities and Central Asian nations has emerged as a prominent subject of inquiry among scholars and experts, particularly in the wake of the conflict in Ukraine that began in 2022. It is well-established that various meeting formats exist for interactions between the leaders of Central Asian countries and those of other nations, notably the 5 + 1 format. Nevertheless, there remains a significant gap in the academic literature that thoroughly examines the interests and strategies of key external players in Central Asia, including Russia, China, the European Union, Turkey, and India. By analyzing the agreements reached among these states, the rhetoric of Central Asian leaders, and employing situational analysis, the author delineates the principal interests of both major and medium-sized powers within the region.
Güncel fıkıh meseleleri bağlamında ölüm: Ötanazi, intihar, bitkisel hayat ve beyin ölümü
(Türkiye Diyanet Vakfı, 2025) Erkoç Baydar, Tuba; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü
Kur’an-ı Kerim’de dünya hayatı, ahiret için bir hazırlık süreci olarak görülürken; ölüm, bu hazırlığın tamamlandığı ve asıl hayata geçişin başladığı bir eşiktir. Mülk Suresi’nin ikinci ayetinde geçen “O, hanginizin daha güzel amel edeceğini denemek için ölümü ve hayatı yaratandır.” ifadesinde ölümün önce zikredilmesi, Şevkani (v. 1250/1834) tarafından, ölümün ahiret hayatına açılan kapı olması hasebiyle önceliğine işaret olarak yorumlanmıştır.1 Bu nedenle İslam düşüncesi, ölümü olumsuz ve kaçınılması gereken bir son olarak değil; bilakis insanı Allah’a yaklaştıran, dönüştürücü ve anlamlı bir tecrübe olarak değerlendirir. Hz. Peygamber (s.a.v)’in, ölümü sıkça anmayı teşvik etmesi ve “Eğer hayat benim için hayırlı ise beni yaşat, ölüm hayırlı ise canımı al.” şeklindeki duası, müslümanın hayat ile ölüm arasında sürekli bir bilinç hali içinde yaşaması gerektiğini ortaya koyar.2 İbn Sina (v. 428/1037)’dan İbn Miskeveyh (v. 421/1030)’e kadar birçok İslam düşünürü, ölümü yokluk değil, bir halden başka bir hale geçiş olarak tasvir etmiştir.3 Aynı şekilde ölümün yokluk olmadığını ifade eden Gazzali, ölümü kulun dünyadan ayrılması ve Allah’ın huzuruna varması olarak niteler. Kısacası İslam düşüncesinde ölüm, transformatif, olumlu ve kulu Allah’a yaklaştıran bir deneyimdir. Bu yaklaşım, modern biyomedikal etik tartışmalarında sıklıkla gündeme gelen ötanazi, bitkisel hayat ve intihar gibi meselelerin, İslami perspektiften değerlendirilmesinde belirleyici bir çerçeve sunmaktadır. Çünkü İslam, dünya hayatını salt fiziksel bir varoluş olarak değil, anlam yüklü bir emanet ve ilahi bir imtihan zemini olarak görür. Dolayısıyla ötanazi, beyin ölümü ve bitkisel hayat gibi meseleler, yalnızca bireysel acı veya fayda üzerinden değil, insan hayatının kutsallığı, imtihan ve ahiret perspektifi çerçevesinde tartışılmalıdır.
