Işık, VahdettinIşık, Vahdettin2019-07-122019-07-122018Işık, V. (2019). Sırât-ı Müstakîm dergisinde Doğu ve Batı algısı. L. Sunar (Ed.) "İslam'ı uyandırmak” Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e İslamcı Düşünce ve Dergiler içinde (373-392. ss.). İstanbul: İlem Etüdler Derneği.9786056840111https://hdl.handle.net/20.500.12154/855Tanzimat Fermanı’ndaki beyanı esas alarak ifade edersek, Müslümanlar yaklaşık üç (3) asırdır ciddi bir takım siyasi ve fikri sorunla karşı karşıya bulunmaktadır.1 Bu sorunların Avrupa’nın nüfuzuna girmek ile yakından irtibatı bulunuyor. Sorunun ne olduğunu ve nasıl aşılabileceğine ilişkin bir yandan kendi halini,diğer yandan da galip bir güç olarak Avrupa’yı anlama ve anlamlandırma çabalarının arttığına tanık oluyoruz (Berkes, 2008, ss. 271-296, 389-461; Tunaya,1960). Nitekim 19. yüzyılın ikinci yarısı, “Avrupa’nın hem kendisini hem dedünyanın diğer bölgelerini yeniden tanımladığı bir güç birikime yol açmış oldu. Sanayileşen ve modernleşen Batı, kendisini “uygarlık” kavramı ile özdeşleştirirken, dünyanın geri kalanı için “Batılılaşma”, sanayileşme ve modernleşme ileeş anlama gelecekti. Bu gelişmeyle birlikte, sanayileşen ve modernleşen ülkeler “Batılı” olarak algılanmaya başlandılar (Micthell, 1988, ss. 1-33). Bununla irtibatlı olarak Avrupa-dışı dünyada, “Batı” ulaşılması gereken bir hedef halinegeldi.2 Neticede 19. yüzyıl sonunda, Avrupalı olmayan ve tam olarak sömürgeleş(tirile)memiş az sayıdaki devlet, Batılı devletlerin artan baskıları karşısında ayakta kalabilmek için ‘Batı’nın yöntemlerini benimsemek’ gerektiği düşüncesiyle reformlara yöneldi (Neill, ss 698–706). Bu devletlerin yüzlerce, hatta binlerce yıllık birikimleriyle yeni süreç arasında ciddi uyumsuzluklar yaşanmaktaydı .Özellikle İran, Afganistan ve Çin bu süreci oldukça sancılı geçirdiler. Kuşkusuz Osmanlı Devleti’nde durum daha devasa boyutlarda ve karmaşıktı. Osmanlı’nın merkezi yönetimler eliyle yeni düzen oluşturma çabaları bu karmaşık durumun yansıması olarak vücud buldu. Rusya ise daha özel bir süreçten geçmekteydi (Neill, ss.503–511). Daha çok da Almanya örneğini izleyerek modernleşme projesini yürüten Japonya’ya gelince, çabasında öznel bir başarı elde etmeyi başarmıştı (Sander, 2003, ss. 308-312). Mezkur ülkelerin çözüm arayışları bir yandan kendi hallerini diğer taraftan da muhataplarını yeniden anlamlandırmayı tahrik eden yeni bir mecraya besliyordu. Doğu-Batı diyalektiği tam da bu süreçte ortaya çıktı.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessSırât-ı Müstakîm DergisiDoğu ve Batı AlgısıSırât-ı Müstakîm dergisinde Doğu ve Batı algısıBook Chapter1373392