Faroqhi, Suraija Roschan
Yükleniyor...
Araştırma projeleri
Organizasyon Birimleri
İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü
Tarih Bölümü, çok-yönlü, disiplinler-arası, mukayeseli ve sosyolojik bir zenginlik üretmeyi; bu suretle, gerek Avrupa-merkezci veya Batı-merkezci, gerekse dar Osmanlı-Türk odaklı yaklaşımları aşmayı amaçlamaktadır.
Adı Soyadı
Suraija Roschan Faroqhi
İlgi Alanları
Osmanlı Tarihi, Sosyal Tarih, Kentsel Üretim ve Tüketim
Kurumdaki Durumu
Aktif Personel
4 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Yayın Osmanlılar: Kültürel tarih(Akıl Çelen Kitaplar, 2018) Faroqhi, Suraija Roschan; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü; Sümer, ÇağdaşOsmanlı İmparatorluğu, askeri ve ekonomik faaliyetlerin merkezi olmanın ötesinde canlı ve gelişen bir kültürel alanı da bünyesinde barındırıyordu. Önemli bir Osmanlı tarihçisi olan Suraiya Faroqhi, Osmanlı'nın pek de bilinmeyen kültürel ve sanatsal dünyasını aydınlatan maddi kültür kalıntılarının en şaşırtıcı ve en çarpıcı örneklerini inceliyor ve bu örnekler üzerinden Osmanlı'daki kültürel hayat hakkında önemli toplumsal, politik ve ekonomik sonuçlara varıyor. Faroqhi'nin gerçekleştirdiği titiz çalışma, Osmanlı toplumunda ticaret, toplumsal cinsiyet ve sosyo-politik statü gibi pek çok konu hakkında daha fazla bilgi edinmemizi sağlarken, bir yandan da Osmanlıların gündelik hayatının çeşitliliği ve renkliliğine çarğıcı bir pencere açıyor ve Osmanlı dönemine ait kültürü gözler önüne seriyor.Yayın Ortadoğu'da zanaatlar ve zanaatkarlar: Müslüman Akdeniz’de bireyin biçimlenmesi(Alfa Basım Yayım Dağıtım, 2017) Deguilhem, Randi; Faroqhi, Suraija Roschan; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü[No Abstract Available]Yayın Osmanlı İmparatorluğu ve etrafındaki dünya(Alfa Basım Yayım Dağıtım, 2017) Faroqhi, Suraija Roschan; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü; Berktay, AyşeHer ne kadar şeriata göre dünya tarif edilirken Darülislam ile Darülharb arasında kesin bir ayrıma gidilse de, gerçekte bu iki toprak arasındaki sınırlar daha gevşekti. Özellikle erken modern dönemde Osmanlı ile “öteki” arasında uzun zamandır süren bir diplomatik, ticari, mali, kültürel ve dinsel bir lişkiler ağı vardı. Bu ağ Asya imparatorluklarına, Avrupa’nın burjuvalaşan modern devletlerine kadar uzanıyordu. Seyyahlar, hacılar, sanatçılar, tüccarlar hep gelip gittiler. Padişahlar belirli malların Osmanlı İmparatorluğu sınırları içine girip girmemesine karar verdiler, insanlar seyahat etmek için izin istediler. Her ne kadar savaşta karşı karşıya kalınabilse de bu ilişkiler hep sürdü.Yayın Kanûnî Sultan Süleyman ve dönemi: Yeni kaynaklar, yeni yaklaşımlar(İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Faroqhi, Suraija Roschan; Çalışır, Muhammed Fatih; Faroqhi, Suraiya; Yılmaz, Mehmet Şakir; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih BölümüNüvesi 26-27 Eylül 2019 tarihinde İbn Haldun Üniversitesi Süleymaniye Yerleşkesi’nde düzenlenen “II. Uluslararası Süleymaniye Sempozyumu: Kanûnî Sultan Süleyman ve Dönemi” başlıklı sempozyumda atılan elinizdeki çalışma, 1520-1566 yıllarını kapsayan kırk altı yıllık hükümdarlık dönemiyle Osmanlı tarihinde en uzun süre tahtta kalan padişah olan Kanûnî Sultan Süleyman ve saltanat dönemine odaklanmaktadır. İcra ettiği seferler, yürüttüğü siyasî ve diplomatik faaliyetler, uygulamaya koyduğu düstur ve kanunlarla Osmanlı İmparatorluğu’nu on altıncı yüzyılın en etkili devletlerinden biri haline getiren Sultan I. Süleyman, Avrupalı tarihçilerce “Muhteşem,” Türk tarihçiler tarafından ise “Kanûnî” sıfatıyla anılmıştır. Tüm güç ve ihtişamına rağmen padişahın ailevî ilişkileri, askeri seferlerin halka yüklediği mâlî yükümlülükler ve dinî tartışmaların eşlik ettiği bazı sosyal buhranlar Osmanlı tarihinin bu önemli dönemini dikkatle incelemeyi gerektirir. Bu dönemde yetişen ya da bizzat padişah tarafından görevlendirilen Mimar Sinan, Ebüssuûd Efendi, Bâkî, Barbaros Hayreddin Paşa, Celâlzâde Mustafa Çelebi, Kınalızâde Ali Çelebi, Taşköprîzâde gibi isimler Osmanlı kültür ve medeniyetinin klasik ürünlerini ortaya koymuşlardır. Fas’tan Endonezya’ya uzanan geniş bir coğrafyada etkisini hissettiren ve bu coğrafyada yaşayan toplumların tarihinde kalıcı bir miras bırakan Kanûnî Sultan Süleyman ve dönemi sonraki yüzyılların siyasî literatüründe “altın çağ” söylemi üzerinden kendine yer edinmiştir. Bugüne kadar hakkında çok sayıda akademik yayın yapılan söz konusu dönemin kapsamlı bir şekilde değerlendirilebilmesi için hâlâ çok sayıda araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır…