Google Analytics Usage Data
Sabitleyici bir tartışma (argümantasyon) pratiği olarak erkeklik
Citation
Kurtuluş, C. Küçükural, Ö. (2018). Sabitleyici bir tartışma (argümantasyon) pratiği olarak erkeklik, Toplum ve Bilim, 145, İletişim Yayınları.Abstract
Bu makale yazarların son 15 yılda deneyimledikleri bir söyleme, eyleme ve olma biçimi olarak erkekliği müstesna bir sosyal pratik olarak tartışma kuramı çerçevesinde ele almaktadır. Eril tahakküm bir yandan şiddet, güç, baskı, zor, taciz, tecavüz gibi süreçleri içeriyor. Fakat bunların yanı sıra, bu tahakkümün kıvrak zeka ve dil ile sonuca ulaşma, ürün ortaya çıkarma şeklinde kendini gösteren “üretken” bir boyutu da var. Bu boyut tartışmada su yüzüne çıkıyor. Eril tahakkümü müstesna kılan şey ise, farklı görüş ve önerilere alan tanımayan (ya da daha incelikli formlarında tanıyormuş gibi yapan), kendi görüş ve yaklaşımının en doğru olduğuna inanan bir anlam kapatma, sınır çizme ve sabitleme pratiği olması. Erillik, doğru zamanda, doğru yerde hazır ve nazır olmayı, konuyu ve konunun çerçevesini çizmeyi, neyin makbul, neyin yersiz olduğuna hatta neyin konuşulur, neyin konuşulamaz olduğuna karar vermeyi içeriyor. Dünyada başarının dili, ölçütü, kerterizi olan bir halden, tavırdan, (belli bir bakıştan, duruştan, yürüme, oturma, konuşma, davranma biçiminden) bahsediyoruz. Diğer var olma biçimleri hep bu hal ve tavra olan mesafesi ile anlam ve değer kazanıyor. Eril tahakkümün kendine özgü mantıksal argümanları, prosedürel diyalektik standartları ve retorik üslubu var. İçinde yaşadığımız toplumu düşündüğümüzde tartışmada neyin konuşulduğu, nasıl konuşulduğu, ve konuşulanların nasıl alımlandığı eril iktidarın kıskacında şekilleniyor. Tartışmada rengi veren, anlamı kapatıp sabitleyen en etkin faktör eril iktidar. This article discusses masculinity as a specific social practice with its own peculiar forms of saying, doing, being and relating. The account of masculine domination presented in this paper is based on the personal experiences and various field researches that the authors have conducted during the last fifteen years. The theoretical ground of this account is the argumentation theory. Masculine domination entails violence, oppression, harassment, abuse, and rape. But it also consists of subtle forms of communication and persuasion. These forms are enabled through a specific type of mentality and language use. Masculine domination has destructive but also creative elements. Its productive force is manifested in the ways it strives to fixate the reality, demarcates what is permissible, what is acceptable, establishes an order of what can be said. This paper traces the faces of masculine domination in argumentation. It argues that in this part of the world logical, dialectical and rhetorical devices do not conform to their critical rational ideals but they are put to use and serve the purposes of masculine domination.